247
her galatasaraylı'nın hayalini kurduğu en uç hedef. galatasaray gibi kurulduğu andan itibaren yüzünü avrupa'ya dönmüş büyük bir markanın hedefi zaten bundan aşağısı olamaz. ama... bir de aması var bu işin. şu anki durumda gerçekleşmesi çok ama çok zor olan durumdur o kupanın galatasaray kaptanının ellerinde havaya kalkması. önceki entrylerde de bahsedildiği gibi bir kere gelir konusunda avrupalı rakiplerimizle baş edebilecek konumda değiliz. kaldı ki har vurup harman savuran paris saint-germain ve manchester city bile o şaşalı kadrolarına rağmen yıllardır final göremiyor. burası başka bir şey. şampiyonlar ligi çok değişik bir turnuva. en büyük hedefimiz o kupayı almak olsa da ilk realistik hedefimiz son 16, çeyrek ve hatta yarı finalde kalıcı olmak. yani bir şampiyonlar ligi takımı olmak.
beni en çok rahatsız eden şeylerden biri bir takım galatasaray taraftarlarının sürekli geçmişte kalması. biraz fazla duygusalız. evet bundan neredeyse 20 sene önce muazzam işler başardı bu takım. doğru kadro, doğru hoca, doğru yönetim ve buna eklenen istikrar ile türkiye'nin futbolda en büyük başarılarını getirdi. iki devi iki finalde devirdi ama ondan sonrası yok bizim için. biz orada bittik. bakın sözlükte öyle zaman geçirirken gözüme takılan şu iki entry'i paylaşayım.
(bkz: #2428277)
(bkz: #2429631)
"dünyada real madrid'den çekinmeyen sayılı kulüplerden biri." böyle bir şey yok. hayallerde yaşamayalım. dünyada real madrid'den çekinmeyecek bir tane futbol takımı yoktur. tartışmasız dünyanın en büyük kulübü olan real madrid'i 2000 yılında yenip süper kupa'yı hakkımızla aldık ve tüm dünya'nın saygısını kazandık. peki sonra ne oldu? real madrid üstüne 4 şampiyonlar ligi kupası daha koydu. bizim şampiyonlar ligi'nde bir çeyrek finalimiz var. arada da tromsö ve östersunds faciaları...
bence her şeyden önce realistik olmaya ve bu doğrultuda hedefler koymaya ihtiyacımız var. sonrasında hedefe nasıl ulaşırız onun muhakemesini yapmaya ihtiyacımız var. eğer biz avrupa'nın büyükleriyle baş etmek istiyorsak işi gücü bırakıp altyapıya yönelmeliyiz ve ilk işimiz bu olmalı. bu kulübü futbolcu fabrikasına çevirip futbolcu satışlarından gelir elde etmeliyiz ki kasaya ekstra para girsin. sonrasında da başında fatih terim'in olduğu* kimyası tutan bir takım yaratıp istikrar sağlamak. eminim ondan sonra başarılar gelecektir.
beni en çok rahatsız eden şeylerden biri bir takım galatasaray taraftarlarının sürekli geçmişte kalması. biraz fazla duygusalız. evet bundan neredeyse 20 sene önce muazzam işler başardı bu takım. doğru kadro, doğru hoca, doğru yönetim ve buna eklenen istikrar ile türkiye'nin futbolda en büyük başarılarını getirdi. iki devi iki finalde devirdi ama ondan sonrası yok bizim için. biz orada bittik. bakın sözlükte öyle zaman geçirirken gözüme takılan şu iki entry'i paylaşayım.
(bkz: #2428277)
(bkz: #2429631)
"dünyada real madrid'den çekinmeyen sayılı kulüplerden biri." böyle bir şey yok. hayallerde yaşamayalım. dünyada real madrid'den çekinmeyecek bir tane futbol takımı yoktur. tartışmasız dünyanın en büyük kulübü olan real madrid'i 2000 yılında yenip süper kupa'yı hakkımızla aldık ve tüm dünya'nın saygısını kazandık. peki sonra ne oldu? real madrid üstüne 4 şampiyonlar ligi kupası daha koydu. bizim şampiyonlar ligi'nde bir çeyrek finalimiz var. arada da tromsö ve östersunds faciaları...
bence her şeyden önce realistik olmaya ve bu doğrultuda hedefler koymaya ihtiyacımız var. sonrasında hedefe nasıl ulaşırız onun muhakemesini yapmaya ihtiyacımız var. eğer biz avrupa'nın büyükleriyle baş etmek istiyorsak işi gücü bırakıp altyapıya yönelmeliyiz ve ilk işimiz bu olmalı. bu kulübü futbolcu fabrikasına çevirip futbolcu satışlarından gelir elde etmeliyiz ki kasaya ekstra para girsin. sonrasında da başında fatih terim'in olduğu* kimyası tutan bir takım yaratıp istikrar sağlamak. eminim ondan sonra başarılar gelecektir.