• 130
    eveet. şampiyonluk kutlamaları, sevinç, eve gelip duş alma (maç sırasında bile stresten sırılsıklam olmuştum) derken anca yazabiliyorum.

    birkaç bişey yazıcam sezonla ilgili, kronolojik hata yapabilirim ama içimden geldiğince karışık yazıcam şimdiden affedin ve hocamın dediği gibi şimdi beni iyi dinleyin*

    - sezona istemediğimiz bi yönetim ve içimize sinmeyen bi teknik ekiple başlamıştık. nispeten fena olmayan transferler yapıldı (yönetimin skandallarını kapatmak ve göz boyamak için olduğunun farkındaydık gerçi ama) ve biz yine de takımımızı destekleriz dedik.
    - daha sezonun başlama düdüğü çalmadan uefa kupasında köy takımına elendik. çok sinirlendik, skandalların üstüne tuz biber oldu, kombine yaktık.
    - neyse dedik, lig başlıyor, galatasaray ulan bu sahipsiz mi bırakıcaz dedik ve sahaya yine de hücum ettik.
    - takım da fena oynamadı bu arada, seri galibiyetler alındı.
    - sonra ne hikmetse(!) spora siyaset karışmayan ülkemde seri galibiyetler sonucunda başbakanın eşi(!) galatasaray'ın sahaya çıkan yabancılarından rahatsız oldu. gündem bir anda yabancı sınırına yöneldi. rakip takımlar daha sonra aynı sayıda yabancı kullanınca ses eden olmadı ama... birilerinin galatasaray'ı sömürme planları varken takımın iyi gitmesi hoşlarına gitmedi herhalde...
    - bu arada ciddi hakem hataları olmaya devam etti ama bu sezon olanlar yanında pek odaklanamadık biz bunlara.
    - sonra takım biraz tökezledi, her ne kadar hazzetmesem de bu takımın o dönemki teknik direktörüne lakayt sorular sorulmaya başlandı basın tarafından. belki çoğumuz sevmiyorduk ama galatasaray'ın herhangi bir makamındaki kişi için kendi taraftarımız dışında biri bişey diyince sinirlerimiz zıplar bizim hep.
    - bu arada siyaset de baskısını artırdı ve dünya tarafından alkışlanan koreografilerimizi bile saçma sapan yerlere çekmeye çalıştılar. soruşturma açtılar, soruşturmanın neticesini açıklamadılar, bişey bulunamadıysa demek ki (!) ya da unuttular diyelim, ama biz unutmadık.
    - derken her taraftan baskı gören ve kabul edelim ki iyi yönetilmeyen takımımız çöktü ve fatura teknik adama kesildi.
    - daha sonra eğrisi doğrusuna denk geldi ve her rakibin tırsmasını sağlayan şey gerçekleşti. imparator yuvaya döndü. nerede kalmıştık...
    - sadece yarım sezonda hocada inanılmaz bir değişiklik göze çarptı. her ne olursa olsun hiç şikayet etmedi hoca. onca yanlış, art niyetli karara rağmen.
    - tabi hocanın bir de milli takım mevzusu vardı, bizce federasyon ya tazminatından vazgeç, ya da takımını yakarız mesajı verdi imparator'a, ama hoca top tüfek tweet herşey serbest dedi ve karşı adım attı.
    - bu arada rakiplere yapılan kıyakları ve rakiplerin yaptıkları usulsüzlükleri de gördük elbet. mesela 2 yıllık kulüp başkanı, eski furbolcusu olan demba ba'yı göztepe maçından önce transfer etmek istiyoruz dedi, sonra maç kazanıldı ve iş bittikten sonra yanlış anlaşıldım dedi. ama yine ikiyüzlülüğe bakın ki galatasaraylı olduğu bilinen emre akbaba galatasaray'a karşı mükemmel oynarken neden gol atmıyor falan denilmeye başlandı...
    - ha unutmuşum bunu daha önce olacaktı, bu arada neden nasıl hala bilmiyoruz, belki maddi zorluktan ama takımın dinamosu satılmak durumunda kaldı. üstüne takımın beyni 3 ay sakatlandı. hoca da hiç hesapta olmayan oyuncuları parlattı, as kadroya monte etti.
    - takım belli bir düzene girdi ve iyiden iyiye şampiyonluk havasına girdik biz de, de, bi yandan eski basiretsiz yönetim yüzünden şampiyon olsak bile acaba şampiyonlar ligi'ne gidebilir miyizi düşünmeye başladık kara kara. ki mevcut yönetimimizin yaptığı mükemmel savunmalar olmasa şansımız yüzde 1 bile değildi.
    - yine bu aralar ligdeki rakibimiz olan akhisar kupa finalinde fenerle eşleşti. algılar yapıldı, akhisar sırf bizim final (!) maçımız için rotasyon yaparsa haksızlık olur denildi. (oysaki akhisar tarihinde ilk kez kupa finaline çıkmış bir ilçe takımı değilmiş gibi) akhisar bu arada rotasyon falan da yapmadı, tabiri caizse ayı gibi oynadılar bize karşı. ha bu arada federasyon da akhisar'ın aklı kupada kalmasın diye kupa tarihini sebepsiz nedensiz bir gün ileriye attı.
    - ufak bi detay ama yine atladığım bişey, artık en büyük titri eski futbolcumuz olmak olan siyasetin pençesine düşmüş oyuncu rakibimize transfer oldu. bunu yaparken galatasaray'ın teklifi komikti lafını unuttu, puan kaybettikleri ve galatasaray'ı şampiyonluğa bir adım daha yaklaştıran maçta hakemlere saldırdı, 16 maç ceza aldı...
    - yine atladığım birşey, gerçi sezon boyunca sürdüğü için atlamış sayılmam ama, yine her ne hikmetse rakibimiz olan takımlara hemşerileri (!) olan iş adamları teşvik vermek istedi, her rakibimiz en önemli maçları olarak bizim maçımızı gösterdi. aslında bunda hiçbir sorun yoktu, gerçekten yoktu. yani rakibimiz olan takımın sıralaması değişmese bile bize bilenebilirlerdi, kabul edebilirdik bunu, eğer şampiyonluktaki rakiplerimize karşı olan maçlarında 3. kalecileriyle çıkmayıp, takımın yıldız oyuncularına izinler verilmese, takımları o hafta grev yapmayıp idmanlara çıksaydı...
    - daha yazacak eminim çok şey vardır ama böyle böyle son haftaya gelmiştik işte, göztepe'nin nasıl oynadığını, taraftarının bize nasıl bilendiğini de görmüşsünüzdür son maçta dahi. göztepe özelinde söylemiyorum bunu, sezon boyunca anadolu kulüpleri taraftarları (!) nedense galatasaray'a bilendi sadece.

    gel gelelim birçok haksızlık yapıldı, birçok adaletsizlik oldu. herkesin adaleti şaştı, ama birinin şaşmadı. planlar onlar için ters gitti. bizim belki biraz ömrümüzden gitti, ama aynı kadıköy'de kazanılması nasip olan kupanın manası gibi, bu sezon da kupayı 19.05.2018'de almak nasip oldu. şimdi pencerem açık, hala korna sesleri geliyo ya, işte herşey bunun içindi. bu gece uyumak yok, tüm videolar izlenecek, yarın doğrudan gsstore'a akın edilecek, aileye eşe dosta ve kendimize birşeyler alınacak. daha sonra da yapılacak çok şey var ama onlar başka entrylerin konusu.

    sonsöz; hepimizin şampiyonluğu kutlu olsun, en büyük cimbom!
App Store'dan indirin Google Play'den alın