13
bu yanılgıyı öne sürenlerin önce devletin galatasaray'a kaybolan yıllarını nasıl geri vereceğinin hesabını konuşmaları gerektir.
galatasaray, kurulduğunda maçlarını papazın çayırında oynardı. sonrasında taksim stadı (şu anki gezi parkı'nın olduğu yer) galatasaray'ın oldu. bu cümle "beyoğlu galatasaray'ındır" cümlesinin müsebbibi.
1933'da devlet, taksim'in lojistik önemi dolayısıyla stadı galatasaray'dan istedi. galatasaray tabii ki muhalif ama devletçi yapısıyla hayır demedi. bunun karşılığında devlet, o zamanlar itin öldüğü yer olan mecidiyeköy'de, şehrin bittiği yer olan tütün fabrikasının yanındaki araziyi galatasaray'a verecek, ve galatasaray'a da bir stat inşaa edecekti.
1936'da varılan bu anlaşmadan sonra, stat yapımına başlandı. ne zaman bitti? 1945'te. ama tabii ki hala şehrin dışında olan stada kimse getirilemedi, devletin bugün olduğu gibi ulaşım konusundaki yetersizlikleri bir yana, etrafı bomboş bir arazide tek açık tribünle yapılan bu statta rüzgar sebebiyle futbol oynamak da mümkün olmuyordu. galatasaray, sevgili devlet sebebiyle stadyumsuzluğa mahkum edilmişti.
oysa bugün dillere pelesenk edilen bu hibe mevzusuna karşın, o günlerde, 1955'te inönü stadyumu güzelce yapılıp beşiktaş'a hediye edilmekteydi!
ali sami yen'in inşası, 1964'e kadar sürdü. yapıldı yapılmadı, ilgilenildi ilgilenilmedi derken, galatasaray bırak maçları, antrenmanlarını bile inönü'de, altunizade'de, maltepe'de yapıyordu. yanlış duymadınız, futbolcular antrenman için avrupa'dan asya'ya geçmek zorunda kalıyordu.
1964'te stadyum bir milli maçla açıldı. fakat açıldığı gün fazla yükten çöktü, ne kadar komik değil mi? ve çöktükten sonra da devlet, bu kez galatasaray'ı kusurlu bulup lig maçlarını orada oynamasına izin vermiyordu.
1964'ten 1986'ya kadar, galatasaray birkaç sezon dışında ali sami yen'de maç oynamadı.
bugün fenerbahçe'nin, beşiktaş'ın en başarılı olduğu dönem olarak gösterilen 1959-1987 arası dönemde, hani galatasaray'ın 3. büyük gibi gösterildiği dönemde, galatasaray'ın maçlarını oynayacak bir stadının olmadığını görmek ne kadar güzel değil mi?
galatasaray, evine kavuştuğunda yıl 1987 idi. o günden beri fenerbahçe'sini, beşiktaş'ını üst üste koyup ezen bir takım var. 14 sene şampiyonluğa hasret kaldıktan sonra (ali sami yen'in açılıp kapandığı yıl ile gerçekten açıldığı yıl arası süreye ne kadar benziyor değil mi!) şampiyon olup, 2 senede avrupa şampiyon kulüpler şampiyonası'nda (şampiyonlar ligi) yarı finale çıkan, sonrasında da türlü tarihler yazan bu kulübün adı galatasaray!
ali sami yen'den türk telekom arena'ya geçişe değinmeyeceğim. hükümet politikaları her şeyi özetliyor zaten.
ama bu kulüp, türkiye'nin en büyük kulübüdür. bunu seve seve öğreneceksiniz!
galatasaray, kurulduğunda maçlarını papazın çayırında oynardı. sonrasında taksim stadı (şu anki gezi parkı'nın olduğu yer) galatasaray'ın oldu. bu cümle "beyoğlu galatasaray'ındır" cümlesinin müsebbibi.
1933'da devlet, taksim'in lojistik önemi dolayısıyla stadı galatasaray'dan istedi. galatasaray tabii ki muhalif ama devletçi yapısıyla hayır demedi. bunun karşılığında devlet, o zamanlar itin öldüğü yer olan mecidiyeköy'de, şehrin bittiği yer olan tütün fabrikasının yanındaki araziyi galatasaray'a verecek, ve galatasaray'a da bir stat inşaa edecekti.
1936'da varılan bu anlaşmadan sonra, stat yapımına başlandı. ne zaman bitti? 1945'te. ama tabii ki hala şehrin dışında olan stada kimse getirilemedi, devletin bugün olduğu gibi ulaşım konusundaki yetersizlikleri bir yana, etrafı bomboş bir arazide tek açık tribünle yapılan bu statta rüzgar sebebiyle futbol oynamak da mümkün olmuyordu. galatasaray, sevgili devlet sebebiyle stadyumsuzluğa mahkum edilmişti.
oysa bugün dillere pelesenk edilen bu hibe mevzusuna karşın, o günlerde, 1955'te inönü stadyumu güzelce yapılıp beşiktaş'a hediye edilmekteydi!
ali sami yen'in inşası, 1964'e kadar sürdü. yapıldı yapılmadı, ilgilenildi ilgilenilmedi derken, galatasaray bırak maçları, antrenmanlarını bile inönü'de, altunizade'de, maltepe'de yapıyordu. yanlış duymadınız, futbolcular antrenman için avrupa'dan asya'ya geçmek zorunda kalıyordu.
1964'te stadyum bir milli maçla açıldı. fakat açıldığı gün fazla yükten çöktü, ne kadar komik değil mi? ve çöktükten sonra da devlet, bu kez galatasaray'ı kusurlu bulup lig maçlarını orada oynamasına izin vermiyordu.
1964'ten 1986'ya kadar, galatasaray birkaç sezon dışında ali sami yen'de maç oynamadı.
bugün fenerbahçe'nin, beşiktaş'ın en başarılı olduğu dönem olarak gösterilen 1959-1987 arası dönemde, hani galatasaray'ın 3. büyük gibi gösterildiği dönemde, galatasaray'ın maçlarını oynayacak bir stadının olmadığını görmek ne kadar güzel değil mi?
galatasaray, evine kavuştuğunda yıl 1987 idi. o günden beri fenerbahçe'sini, beşiktaş'ını üst üste koyup ezen bir takım var. 14 sene şampiyonluğa hasret kaldıktan sonra (ali sami yen'in açılıp kapandığı yıl ile gerçekten açıldığı yıl arası süreye ne kadar benziyor değil mi!) şampiyon olup, 2 senede avrupa şampiyon kulüpler şampiyonası'nda (şampiyonlar ligi) yarı finale çıkan, sonrasında da türlü tarihler yazan bu kulübün adı galatasaray!
ali sami yen'den türk telekom arena'ya geçişe değinmeyeceğim. hükümet politikaları her şeyi özetliyor zaten.
ama bu kulüp, türkiye'nin en büyük kulübüdür. bunu seve seve öğreneceksiniz!