alex telles

kendisini galatasaray' da defalarca izlediğim için yorum yapabilirim sanırım. bir kere nagatomo ile kıyaslamak çok saçma ve hiç adil değil. nagatomo' yu bu galatasaray' da değerlendiriyoruz ama aynı nagatomo belki de prandelli döneminde olsa yerden yere vurulacaktı. o yüzden kıyaslamayı bir kenara bırakıp sadece telles üzerine yazarsam; çok teknik, oyunu iyi okuyan ve pas oyununa çok yatkın bir bek olarak görüyorum kendisini. porto gibi bir takımın as oyuncusu ki o porto bizim ligde olsa şampiyonluk adayı olamaz diyebilecek biri yoktur sanırım içinizde. haliyle bu düzeyde bir adam için işe yaramaz demek komik olur. real madrid, barcelona, munih, united, city gibi takımların radarına gireceğini düşünmüyorum ama bir alt seviyedeki her takımda banko oynayabilecek düzeyde bence. haliyle galatasaray için de fazlasıyla yeterli olurdu kalsaydı. performans ayrı, potansiyel ayrıdır. pek çoğunuza göre donk da futbolcu falan değildi ama şimdi övgüler düzüyorsunuz ki haklısınız. o zamanki performansı berbattı şimdi ise çok iyi ancak eleştiriler performansa yönelik olmalı, yeteneği eleştirip eleştirip sonra da ''aa yanılmışım'' deniyor sürekli. tam tersi için de geçerli. örneğin sabri' nin galatasaray' da iyi sezonları da oldu, keza bu sene göztepe ile de sezona iyi girdi hatta genel olarak iyi bir sezon geçirdi denebilir ama bu sabri' nin kötü bir bek olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. telles' in galatasaray performansı sizi tatmin etmemiş olabilir, şahsen beni de etmedi ama kendisi galatasaray' dayken de yetenekliydi.

kendisinin bence en iyi özelliği ise basketbolda da futbolda da son yıllarda çok önemsenen, çok sık tekrar edilen geçiş oyunundaki becerisi.