15009
hiç kendimizi boşuna kandırmayalım, sevilmeme sebebi siyasi falan değildir. eğer öyle olsaydı evet kampanyasına katılan burak yılmaz'dan da, fethullahçı -> akp milletvekili -> fetöcü* hakan şükür'den de ölesiye nefret edilirdi. bilal meşe'yi dövmesi falan da değildir, zira bilal meşe de yaşı dışında bir numarası olmayan, her devrin adamı sözde bir gazetecidir. eğer öyle olsaydı fatih terim'in osman tanburacı'ya etmiş olduğu efsane küfrün de daha fazla infial yaratması gerekirdi, ki yaratmamış, bilakis espri konusu bile olmuştur. keza bizi bırakıp gitmesi de tek başına yetmez yani fatih terim uefa şampiyonu iken gitti yani arda gitmiş çok mu? bunlar bence tek başına geçerli sebepler değil fakat geçerli sebepler de öyle tek bir şey değil yani bir sürü saçma sapan şeyin seneler boyu bir araya gelmesiyle vücut bulmuş bir antipati, hatta nefret...
arda turan'ın sevilmeme sebebi kesin ve net olarak sevimsiz biri olmasından ve buna rağmen sürekli olarak ilgi budalalığı yapmasından ileri gelmektedir. ayrıca herhangi bir ağırlığı, efendiliği ve adamlığı kesinlikle olmamasına rağmen sanki varmış gibi kendisi ve çanak yalayıcı omurgasız çevresi tarafından reklamı yapılmasından kaynaklanmaktadır. gençken milli takım kamplarında yaptığı taklitlerle milleti eğlendirir, soytarılık yapardı, şimdi de terfi edip saray soytarısı olmuş işte çok da değişen bir şey yok.
1- hadi formaya değil renge "orospu" dedi diyelim, barcelona'ya gittiği gibi aynı renkte ve bin beter komiklikte kıyafetlerle ortalıkta moda ikonu gibi dolaşması.
2- kendisi anadan doğma akp'li olabilir, tayyipçi de olabilir, bunun sinyallerini verecek bir yaşam tarzına sahip olup uygun bir yer zamanda pekala dile de getirebilir fakat ortada hiçbir ciddi sebep yokken "benim başkomutanım sizsiniz" ve de "evet diyorum" gibisinden katıksız yalakalıklara imza atması.
3- futbolunu geliştireceği yere magazinsel işlerle haşır neşir olması, 30'unu görmeden götü göbeği salması. zaten her yerde bu yüzden gündem oldu. bizi gururlandırırken birden ve sebepsiz yere çöpe dönüştü.
4- daha dünkü bebe iken reisliğe soyunup milli takım forması altında hem de fatih terim gibi bir isme karşı prim pazarlığı yapması. ortaya çıktığından beri hiçbir savunulacak yanı yok.
5- yerli sevicilik ve yeniçerilik akımlarında kanaat önderliğine soyunması. birbirlerini koruyup kollarlar fakat taraftarın büyük kısmı bu tip gruplaşmalardan nefret eder.
6- milli maç esnasındaki kezbanca tripleri: protestolara maçı alenen sabote ederek ve sözüm ona umursamazca gülerek karşılık vermesi. canlı yayınlarda gözümüzle gördük, net iticiydi.
7- hiçbir entelektüel yanı olmamasına karşın "ekonomi çok iyi, faizler düşmeli" gibisinden haddini ve zekasını ileri derecede aşan mevzulara salça olması.
8- messi'ye yönelik "ona kim olduğunu hatırlattım" gibisinden, hiçbir emeği olmayan bir başarıda yalnızca kendisini ön plana çıkartmaya çalışıcı, içi tamamen boş açıklamaları.
9- hadi apar topar gitti, para da kazandırdı, ne güzel barcelona'da, dünyanın en iyi kulübünde iken sanki ibrahim tatlıses ile yıldız tilbe arasında geçen mevzu gibi bir şey varmışcasına apar topar istanbul'a dönmek istemesi ve çıkıp "adam" gibi açık ve net "burada yapamadım, galatasaray'ı da çok özledim, dönmek ve oynamak istiyorum, her türlü de fedakarlığı yapmaya hazırım" vs. demek yerine meseleyi yavşak medyayla yoklayıp durması. sonra da paşa paşa başakşehir'e gidip (çünkü istanbul'a dönmezse ölecekmiş) samimiyetsiz samimiyetsiz başakşehirli taklidi yapması.
10- muhafazakar bir hayat yaşamadığı halde sosyal medyada dindar taklidi yapması, magazinden nefret ediyormuş gibi yapıp en az 10 seneden beri sürekli olarak magazine malzeme verecek şeyler yapması.
11- enes ünal ve cengiz ünder gibi isimler üzerinden saçma sapan örnekler verip idrak yoksunluğunu iyice ortaya koyması. niçin sevilmediği hakkında sanki hiçbir fikri yokmuş gibi davranması, veya sahiden de bunu algılayacak kapasiteye gerçekten sahip olmaması.
12- belki de en önemlisi, "galatasaray'ın teklifi komikti" deyip düşmez kalkmaz bir allah misali mevzunun daha kırkı çıkmadan başakşehir'e kadar gerilemesi.
arda turan, adam falan değilsin. kim olduğundan dahi haberi olmayan, kaybolmuş bir bireysin. milyon euroların ve kıçını yalayacak milyonların var fakat hayatın boyunca gerçekten sevdiğin belki de tek şey olan galatasaray'a artık ışık yılı kadar uzaktasın, mutsuzsun. parayla pulla şanla şöhretle elde edebileceğin hiçbir şeyin sana veremeyeceği o mutluluğu sonsuza dek kaybettin. kendini bir bok sandın, belki de hala sanmaktasın ama aslında pek de bir halt değilsin. yüzün eskidi işte anla artık, suratını gören kimse sevinmiyor, tam tersine tiksinti duyuyor. yarattığın imaj yüzünden eşine ayaklarını yıkatan bir barzo olduğunu düşünen milyonlar var.
allah hiçbir galatasaraylıyı galatasaraysızlıkla sınamasın. işte kanlı canlı ve mutsuzluğu surattan paçaya akan örneği arda turan!
arda turan'ın sevilmeme sebebi kesin ve net olarak sevimsiz biri olmasından ve buna rağmen sürekli olarak ilgi budalalığı yapmasından ileri gelmektedir. ayrıca herhangi bir ağırlığı, efendiliği ve adamlığı kesinlikle olmamasına rağmen sanki varmış gibi kendisi ve çanak yalayıcı omurgasız çevresi tarafından reklamı yapılmasından kaynaklanmaktadır. gençken milli takım kamplarında yaptığı taklitlerle milleti eğlendirir, soytarılık yapardı, şimdi de terfi edip saray soytarısı olmuş işte çok da değişen bir şey yok.
1- hadi formaya değil renge "orospu" dedi diyelim, barcelona'ya gittiği gibi aynı renkte ve bin beter komiklikte kıyafetlerle ortalıkta moda ikonu gibi dolaşması.
2- kendisi anadan doğma akp'li olabilir, tayyipçi de olabilir, bunun sinyallerini verecek bir yaşam tarzına sahip olup uygun bir yer zamanda pekala dile de getirebilir fakat ortada hiçbir ciddi sebep yokken "benim başkomutanım sizsiniz" ve de "evet diyorum" gibisinden katıksız yalakalıklara imza atması.
3- futbolunu geliştireceği yere magazinsel işlerle haşır neşir olması, 30'unu görmeden götü göbeği salması. zaten her yerde bu yüzden gündem oldu. bizi gururlandırırken birden ve sebepsiz yere çöpe dönüştü.
4- daha dünkü bebe iken reisliğe soyunup milli takım forması altında hem de fatih terim gibi bir isme karşı prim pazarlığı yapması. ortaya çıktığından beri hiçbir savunulacak yanı yok.
5- yerli sevicilik ve yeniçerilik akımlarında kanaat önderliğine soyunması. birbirlerini koruyup kollarlar fakat taraftarın büyük kısmı bu tip gruplaşmalardan nefret eder.
6- milli maç esnasındaki kezbanca tripleri: protestolara maçı alenen sabote ederek ve sözüm ona umursamazca gülerek karşılık vermesi. canlı yayınlarda gözümüzle gördük, net iticiydi.
7- hiçbir entelektüel yanı olmamasına karşın "ekonomi çok iyi, faizler düşmeli" gibisinden haddini ve zekasını ileri derecede aşan mevzulara salça olması.
8- messi'ye yönelik "ona kim olduğunu hatırlattım" gibisinden, hiçbir emeği olmayan bir başarıda yalnızca kendisini ön plana çıkartmaya çalışıcı, içi tamamen boş açıklamaları.
9- hadi apar topar gitti, para da kazandırdı, ne güzel barcelona'da, dünyanın en iyi kulübünde iken sanki ibrahim tatlıses ile yıldız tilbe arasında geçen mevzu gibi bir şey varmışcasına apar topar istanbul'a dönmek istemesi ve çıkıp "adam" gibi açık ve net "burada yapamadım, galatasaray'ı da çok özledim, dönmek ve oynamak istiyorum, her türlü de fedakarlığı yapmaya hazırım" vs. demek yerine meseleyi yavşak medyayla yoklayıp durması. sonra da paşa paşa başakşehir'e gidip (çünkü istanbul'a dönmezse ölecekmiş) samimiyetsiz samimiyetsiz başakşehirli taklidi yapması.
10- muhafazakar bir hayat yaşamadığı halde sosyal medyada dindar taklidi yapması, magazinden nefret ediyormuş gibi yapıp en az 10 seneden beri sürekli olarak magazine malzeme verecek şeyler yapması.
11- enes ünal ve cengiz ünder gibi isimler üzerinden saçma sapan örnekler verip idrak yoksunluğunu iyice ortaya koyması. niçin sevilmediği hakkında sanki hiçbir fikri yokmuş gibi davranması, veya sahiden de bunu algılayacak kapasiteye gerçekten sahip olmaması.
12- belki de en önemlisi, "galatasaray'ın teklifi komikti" deyip düşmez kalkmaz bir allah misali mevzunun daha kırkı çıkmadan başakşehir'e kadar gerilemesi.
arda turan, adam falan değilsin. kim olduğundan dahi haberi olmayan, kaybolmuş bir bireysin. milyon euroların ve kıçını yalayacak milyonların var fakat hayatın boyunca gerçekten sevdiğin belki de tek şey olan galatasaray'a artık ışık yılı kadar uzaktasın, mutsuzsun. parayla pulla şanla şöhretle elde edebileceğin hiçbir şeyin sana veremeyeceği o mutluluğu sonsuza dek kaybettin. kendini bir bok sandın, belki de hala sanmaktasın ama aslında pek de bir halt değilsin. yüzün eskidi işte anla artık, suratını gören kimse sevinmiyor, tam tersine tiksinti duyuyor. yarattığın imaj yüzünden eşine ayaklarını yıkatan bir barzo olduğunu düşünen milyonlar var.
allah hiçbir galatasaraylıyı galatasaraysızlıkla sınamasın. işte kanlı canlı ve mutsuzluğu surattan paçaya akan örneği arda turan!
