3087
herhalde galatasaray tarihinde kendisi kadar taraftarın kafasını karıştıran, kimsenin hakkında tam olarak net bir şekilde yorum yapamadığı, yargıda bulunamadığı başka bir oyuncu yoktur.
fernando'yu sahaya çıktığı ilk andan son saniyeye kadar kitap gibi okuyabiliyoruz. selçuk'un bile neyi yapıp neyi beceremediği ortada. donk'u ilk 11'de de gören tam olarak nasıl beklentide olması gerektiğini biliyor ama aynı ortasahada oynayan bu ilginç adam aynı maç içerisinde kısa aralıklarla öyle uç noktalarda dolanıyor ki iyi mi kötü mü anlayamıyoruz.
bir bakıyorsun ki dünya standardında bir pasla çizgiye mariano'yu kaçırıyor pozisyon üretiyor, iki dakika sonra aynı kanatta aynı mariano'ya dünyanın en lakayt pasını veriyor tüm atağı piç ediyor. orta sahada iyi pres yapıyor topu kapıyor ama sonra öyle saçma bir tercih yapıyor ki keşke rakip atak devam etseydi diyorsunuz. herifin bir sonraki hamlesi kesinlikle kestirilemiyor. bu durum rakipler bir dezavantaj normalde ama belhanda bazen o kadar bokunu çıkartıyor ki takım arkadaşlarının da bu durumda kafalarının karıştığına eminim, en azından ben futbolcu olsam belhandada gibi önce 9/10'luk bir hareket ardından 2/10'luk bir hareket yapan dengesizin tekiyle oynamak istemezdim.
gomis iyi gününde kaleciyi içeri sokuyor, kötü gününde kalecinin üzerine vuruyor ama sırtı dönükken o topa bir şekilde vuracağını biliyorsunuz. maicon'ın yavaşlığını anaokulu öğrencileri bile biliyor ama saçmalayacağı, başaracağı şeyleri tahmin edip beklentinizi ona göre ayarlıyorsunuz. belhanda biraz dany gibi aslında bir bakıyorsunuz ronaldo'yu kovalayıp yakalamış helal olsun diyorsunuz, ardından mal gibi çıkarken top kaybettirip golü yediriyor az evvel övdüğünüz adama bu sefer kızıyorsunuz.
belhanda aldığı para kadar olmasa bile mevcut şartlarda elbette fayda sağlıyor ara sıra evet, oyundan çıkınca takım bundan kötü etkileniyor bu bir gerçek ama insanlar bunu belhanda'nın iyi oyununa yoruyorlar çünkü kafaları karışık. dünyanın her takımında bir 8-10 numara oyundan çıkıp yerine santrafor alınınca takımın oyun kurması zorlaşır bundan doğal ne var. bu adamın şahsi melekelerinden çok mevkisiyle ilgili. belhanda çıkıp aynı görev takımına sahip sneijder girse de takım organize olamasa o zaman şahıslar yorumlanabilir, anlamlı olabilirdi ama oyuncu ve taktik değişimi sonucu ortaya çıkan şeyi kişinin iyi-kötü oyununa bağlamak da mantıksız geliyor. ama söz konusu olunca o kadar çok şey mantıksız geliyor ki taraftarın bu haklı kafa karışıklığı kabul edilebilir kalıyor.
keşke takımda kendisinin iyi kötü devşirme olmayan bir yedeği olsaydı da farkı görebilseydik, bu şartlarda kendisine alternatif yaratalım derken ya kanattan ya orta sahadan güç kaybediyoruz böyle olunca da sağlıklı bir karşılaştırma yapamıyoruz. linnes ne kadar mariano'dan çok geride olsa da en azından ara ara oynayıp mevki bazlı performans değerlendirmesi yapmamızı sağlıyor. mariano kötüyse bile linnes ile karşılaştırıp "kötünün iyisi" diyebiliyoruz, belki belhanda da kötünün iyisi ama bilemiyoruz çünkü elde diğer bir iyi, kötü yok.
belhanda aynı feghouli gibi pozisyondan pozisyona kadar değişen frekansta uçları çok sık gören bir adam. bunlara rodriguez gibi pozisyondan pozisyona olmasa bile maçtan maça uçları gören bir adam eklenince çok dengesiz hücumlar izliyoruz. takımda bir iki kişinin repertuarının 10 üzerinden 2 ile 9 arasında zamana göre değişken olması tolere edilebilir belki ama bizim takımda çok fazla kişinin alt-üst limitleri arası fark çok yüksek. bu 3-4 dengesiz arka arkaya iyi kararlar verince ligin en güzel hücumunu gerçekleştirirken, aynı anda kötü kararlar vermeleriyle kanser oluyoruz.
fernando'yu sahaya çıktığı ilk andan son saniyeye kadar kitap gibi okuyabiliyoruz. selçuk'un bile neyi yapıp neyi beceremediği ortada. donk'u ilk 11'de de gören tam olarak nasıl beklentide olması gerektiğini biliyor ama aynı ortasahada oynayan bu ilginç adam aynı maç içerisinde kısa aralıklarla öyle uç noktalarda dolanıyor ki iyi mi kötü mü anlayamıyoruz.
bir bakıyorsun ki dünya standardında bir pasla çizgiye mariano'yu kaçırıyor pozisyon üretiyor, iki dakika sonra aynı kanatta aynı mariano'ya dünyanın en lakayt pasını veriyor tüm atağı piç ediyor. orta sahada iyi pres yapıyor topu kapıyor ama sonra öyle saçma bir tercih yapıyor ki keşke rakip atak devam etseydi diyorsunuz. herifin bir sonraki hamlesi kesinlikle kestirilemiyor. bu durum rakipler bir dezavantaj normalde ama belhanda bazen o kadar bokunu çıkartıyor ki takım arkadaşlarının da bu durumda kafalarının karıştığına eminim, en azından ben futbolcu olsam belhandada gibi önce 9/10'luk bir hareket ardından 2/10'luk bir hareket yapan dengesizin tekiyle oynamak istemezdim.
gomis iyi gününde kaleciyi içeri sokuyor, kötü gününde kalecinin üzerine vuruyor ama sırtı dönükken o topa bir şekilde vuracağını biliyorsunuz. maicon'ın yavaşlığını anaokulu öğrencileri bile biliyor ama saçmalayacağı, başaracağı şeyleri tahmin edip beklentinizi ona göre ayarlıyorsunuz. belhanda biraz dany gibi aslında bir bakıyorsunuz ronaldo'yu kovalayıp yakalamış helal olsun diyorsunuz, ardından mal gibi çıkarken top kaybettirip golü yediriyor az evvel övdüğünüz adama bu sefer kızıyorsunuz.
belhanda aldığı para kadar olmasa bile mevcut şartlarda elbette fayda sağlıyor ara sıra evet, oyundan çıkınca takım bundan kötü etkileniyor bu bir gerçek ama insanlar bunu belhanda'nın iyi oyununa yoruyorlar çünkü kafaları karışık. dünyanın her takımında bir 8-10 numara oyundan çıkıp yerine santrafor alınınca takımın oyun kurması zorlaşır bundan doğal ne var. bu adamın şahsi melekelerinden çok mevkisiyle ilgili. belhanda çıkıp aynı görev takımına sahip sneijder girse de takım organize olamasa o zaman şahıslar yorumlanabilir, anlamlı olabilirdi ama oyuncu ve taktik değişimi sonucu ortaya çıkan şeyi kişinin iyi-kötü oyununa bağlamak da mantıksız geliyor. ama söz konusu olunca o kadar çok şey mantıksız geliyor ki taraftarın bu haklı kafa karışıklığı kabul edilebilir kalıyor.
keşke takımda kendisinin iyi kötü devşirme olmayan bir yedeği olsaydı da farkı görebilseydik, bu şartlarda kendisine alternatif yaratalım derken ya kanattan ya orta sahadan güç kaybediyoruz böyle olunca da sağlıklı bir karşılaştırma yapamıyoruz. linnes ne kadar mariano'dan çok geride olsa da en azından ara ara oynayıp mevki bazlı performans değerlendirmesi yapmamızı sağlıyor. mariano kötüyse bile linnes ile karşılaştırıp "kötünün iyisi" diyebiliyoruz, belki belhanda da kötünün iyisi ama bilemiyoruz çünkü elde diğer bir iyi, kötü yok.
belhanda aynı feghouli gibi pozisyondan pozisyona kadar değişen frekansta uçları çok sık gören bir adam. bunlara rodriguez gibi pozisyondan pozisyona olmasa bile maçtan maça uçları gören bir adam eklenince çok dengesiz hücumlar izliyoruz. takımda bir iki kişinin repertuarının 10 üzerinden 2 ile 9 arasında zamana göre değişken olması tolere edilebilir belki ama bizim takımda çok fazla kişinin alt-üst limitleri arası fark çok yüksek. bu 3-4 dengesiz arka arkaya iyi kararlar verince ligin en güzel hücumunu gerçekleştirirken, aynı anda kötü kararlar vermeleriyle kanser oluyoruz.