511
--- alıntı ---
tıpkı büyük şirketlerin onlarca alt markası olduğu gibi cfg'nin de markaları ve bu markaların kar'ı veya zarar'ı var. fakat bu kulüplerin hesap kitapları ayrı. zira manchester city'nin hisselerinin %100'ü cfg grubunda değil. bu arada cfg grubunun %100'ü de dubai'lilerde değil.
--- alıntı ---
amerika birleşik devletleri'ni donald trump'ın yönetiyor olması gibi teknik olarak doğru, fakat inanmak için naiflik gerektiren bir bilgi. olayların sonucuna değil de tarihsel gelişimine baktığımız zaman, şeyh mansur'un öncelikle manchester city'i satın aldığını, city football group'un sonradan kurulduğunu, new york city ve melbourne heart'ın (ismi sonradan melbourne city olarak değiştiriliyor) manchester city'nin yönetiminde kolaylık sağlaması için satın alındığını görüyoruz.
manchester city'nin, yani city football group'un hisselerinin %87'si şeyh mansur'a ait. %13'ü ise politik sebeplerle mansur için çerez parası sayılabilecek bir bedel karşılığında çinlilere satıldı. üç kulübün sahipleri, ceo'ları, sponsorları, formaları ve amblemleri bile* aynı. bir de pep guardiola üzerinden incelenmesi gereken girona fc var.
http://gss.gs/hXz.jpg
birleşik arap emirlikleri - el nehyan ailesi - şeyh mansur
birleşik arap emirlikleri, abd'nin 53. eyaleti olarak bilinen, yönetimini 1800'lerin başında ingilizlere kaptırmış, sınırları kanla değil cetvelle çizilmiş bir kukla devlettir. petrol ve doğal gaz varlıklarını para karşılığında batı devletlerine satmak, kazandıkları parayla da aynı devletlerden savaş uçağı, savaş gemisi, silah vs. almak gibi saçma bir sirkülasyonları vardır. boş zamanlarında da darbe finansörlüğü yaparlar.* ülke abu dabi merkezli 7 emirlikten oluşur ve vali olarak el nehyan ailesi atanmıştır. şeyh mansur, bilinen serveti 1 trilyon dolar'dan fazla olan bu ailenin mensubudur.
şeyh mansur'un politik gücü, uefa icra kurulu'nun karşısına geçip; "ffp'yi deldik ama delmemiş gibi göstereceğiz, siz de göz yumacaksınız, iyi günler" demek için fazlasıyla yeterli. adamın ailesinin orta doğu'nun yeniden dizaynında önemli bir misyonu var.
girona fc - pep guardiola
guardiola idealist politik görüşleri sebebiyle manchester city'e soğuk bakıyordu fakat, ikinci che guevara olacakken bugün "çakal" olarak andığımız carlos* gibi hırslarına yenik düştü. şeyh mansur, girona projesi, kovulmama garantisi ve sınırsız harcama yetkisiyle guardiola'yı ikna etti.
bugün girona'nın hisselerinin yarısı şeyh mansur'a, yarısı da guardiola'nın kardeşi pere guardiola'ya ait. kulübün renkleri kırmızı-beyaz olmasına rağmen mavi formaları var. manchester city'nin potansiyelli genç oyuncuları girona'ya kiralanıyor.
guardiola ilk sezonunda chelsea'den 15, tottenham'dan 8 puan fark yedi. şampiyonlar ligi son 16 turunda monaco'ya, fa cup'ta wenger'e, lig kupası'nda mourinho'ya elendi. kovulması söz konusu olmadığı gibi 315 milyon euro'luk daha harcama yapmasına izin verildi.
düşünün ki kulüp başkanına; "3 stoper, 2 bek, 1 kaleci -ayağı iyi olsun-, 2 kanat, 2 paket de camel" şeklinde transfer listesi verebiliyorsunuz, taktiğinizi oturtmak için sınırsız zamanınız var ve gelecek vaadeden oyuncular transfer ettirip bunları abinizin kulübüne bedelsiz kiralayabiliyorsunuz.
https://www.forbes.com/...nd-melbourne-city-fc
önceki entry'de paylaştığım haberde, forbes yazarı bobby mcmahon, city football group'un açıkladığı finansal raporlarda "çelişkiler" olduğunu söylüyor ve soruyor; "manchester city, ffp'ye takılmamak için 100 milyon dolar masrafını pilot kulüplerine mi yükledi?" bu soru aslında temmuz ayının ortasında laf olsun diye sorulan "havalar da ısındı mı ne?" türünde bir soru.
uefa'nın galatasaray'dan ffp kurallarına tam riayet etmesini isterken manchester city'nin delmesine göz yumması, guardiola'nın half-space'leri ne kadar iyi kullandığından bağımsız olarak beni her zaman rahatsız eder.
tıpkı büyük şirketlerin onlarca alt markası olduğu gibi cfg'nin de markaları ve bu markaların kar'ı veya zarar'ı var. fakat bu kulüplerin hesap kitapları ayrı. zira manchester city'nin hisselerinin %100'ü cfg grubunda değil. bu arada cfg grubunun %100'ü de dubai'lilerde değil.
--- alıntı ---
amerika birleşik devletleri'ni donald trump'ın yönetiyor olması gibi teknik olarak doğru, fakat inanmak için naiflik gerektiren bir bilgi. olayların sonucuna değil de tarihsel gelişimine baktığımız zaman, şeyh mansur'un öncelikle manchester city'i satın aldığını, city football group'un sonradan kurulduğunu, new york city ve melbourne heart'ın (ismi sonradan melbourne city olarak değiştiriliyor) manchester city'nin yönetiminde kolaylık sağlaması için satın alındığını görüyoruz.
manchester city'nin, yani city football group'un hisselerinin %87'si şeyh mansur'a ait. %13'ü ise politik sebeplerle mansur için çerez parası sayılabilecek bir bedel karşılığında çinlilere satıldı. üç kulübün sahipleri, ceo'ları, sponsorları, formaları ve amblemleri bile* aynı. bir de pep guardiola üzerinden incelenmesi gereken girona fc var.
http://gss.gs/hXz.jpg
birleşik arap emirlikleri - el nehyan ailesi - şeyh mansur
birleşik arap emirlikleri, abd'nin 53. eyaleti olarak bilinen, yönetimini 1800'lerin başında ingilizlere kaptırmış, sınırları kanla değil cetvelle çizilmiş bir kukla devlettir. petrol ve doğal gaz varlıklarını para karşılığında batı devletlerine satmak, kazandıkları parayla da aynı devletlerden savaş uçağı, savaş gemisi, silah vs. almak gibi saçma bir sirkülasyonları vardır. boş zamanlarında da darbe finansörlüğü yaparlar.* ülke abu dabi merkezli 7 emirlikten oluşur ve vali olarak el nehyan ailesi atanmıştır. şeyh mansur, bilinen serveti 1 trilyon dolar'dan fazla olan bu ailenin mensubudur.
şeyh mansur'un politik gücü, uefa icra kurulu'nun karşısına geçip; "ffp'yi deldik ama delmemiş gibi göstereceğiz, siz de göz yumacaksınız, iyi günler" demek için fazlasıyla yeterli. adamın ailesinin orta doğu'nun yeniden dizaynında önemli bir misyonu var.
girona fc - pep guardiola
guardiola idealist politik görüşleri sebebiyle manchester city'e soğuk bakıyordu fakat, ikinci che guevara olacakken bugün "çakal" olarak andığımız carlos* gibi hırslarına yenik düştü. şeyh mansur, girona projesi, kovulmama garantisi ve sınırsız harcama yetkisiyle guardiola'yı ikna etti.
bugün girona'nın hisselerinin yarısı şeyh mansur'a, yarısı da guardiola'nın kardeşi pere guardiola'ya ait. kulübün renkleri kırmızı-beyaz olmasına rağmen mavi formaları var. manchester city'nin potansiyelli genç oyuncuları girona'ya kiralanıyor.
guardiola ilk sezonunda chelsea'den 15, tottenham'dan 8 puan fark yedi. şampiyonlar ligi son 16 turunda monaco'ya, fa cup'ta wenger'e, lig kupası'nda mourinho'ya elendi. kovulması söz konusu olmadığı gibi 315 milyon euro'luk daha harcama yapmasına izin verildi.
düşünün ki kulüp başkanına; "3 stoper, 2 bek, 1 kaleci -ayağı iyi olsun-, 2 kanat, 2 paket de camel" şeklinde transfer listesi verebiliyorsunuz, taktiğinizi oturtmak için sınırsız zamanınız var ve gelecek vaadeden oyuncular transfer ettirip bunları abinizin kulübüne bedelsiz kiralayabiliyorsunuz.
https://www.forbes.com/...nd-melbourne-city-fc
önceki entry'de paylaştığım haberde, forbes yazarı bobby mcmahon, city football group'un açıkladığı finansal raporlarda "çelişkiler" olduğunu söylüyor ve soruyor; "manchester city, ffp'ye takılmamak için 100 milyon dolar masrafını pilot kulüplerine mi yükledi?" bu soru aslında temmuz ayının ortasında laf olsun diye sorulan "havalar da ısındı mı ne?" türünde bir soru.
uefa'nın galatasaray'dan ffp kurallarına tam riayet etmesini isterken manchester city'nin delmesine göz yumması, guardiola'nın half-space'leri ne kadar iyi kullandığından bağımsız olarak beni her zaman rahatsız eder.