3372
cidden yetenekli kimsenin buna itirazı olamaz. ve sanırım kendisi ile ilgili söylenen asperger sendromu hastalığı doğru. ona alıntı ile sonra geleceğim ama 17 mart 2018 fenerbahçe galatasaray maçında yaptığı göbekten driblingler ile fenerbahçe savunmasını hallaç pamuğuna çevirdi. cevap veremediler. onun dışında topsuz katkısı da iyiydi.
asperger sendromu ile ilgili ekşi de bir arkadaş şunu yazmıştı:
galiba bu çocuğun özel bir durumu var. bugünkü de dahil maç sonu vb. röportajlarını izleyin, sonra da açın messi’nin röportajlarını izleyin. yeteneklerini kıyaslamıyorum, haşa! ama enteresan bir benzerlik var aralarında: ikisi de şaşırtıcı derecede şanslı (ya da kendi şanslarını yaratmak konusunda becerikli), ikisinin de bariz bir iletişim/ifade sorunu var ve ikisi de gerçekten çocuk gibi bakıyorlar.
messi’de otizmin daha hafif bir şekli olan asperger sendromu olduğu biliniyor. bu sendromu taşıyan insanların en belirgin ortak özellikleri iletişim sorunları aşılabildiğinde muazzam bir potansiyel göstermeleri. sinan’ın da nagatomo haricindeki takım arkadaşlarıyla ilişkilerinin kopuk olduğu belli. nagatomo’yla gelir gelmez bu kadar kolay iletişim kurmasının ise japonların saygı ve tevazu kültürüyle bir alakası olabilir. belki bundan önceki dönemlerde “şımardı, havalara girdi” vb. diye haklı olarak eleştirdiğimiz gönülsüz hallerinin sebebi de o dönem yaşadığı iletişim kopukluğuydu. yani belki de elimizde iletişim sorunları aşılsa, ihtiyaç duyduğu sevgi ve saygı gösterilse inanılmaz işlere imza atacak bir cevher var. hemen dalgaya almayın gençler, iki dakika bir düşünün; emre belözoğlu’na saygı duyalım demiyorum amk, şu anda bu kutsal formayı terleten, bu arma için çalışıp güzel işler yapan ve şu yaşında halen çocuk gibi konuşan genç bir insanı tüm büyüklüğümüzle kazanmaya çalışalım diyorum. ne eksilir büyüklüğümüzden?
asperger sendromu ile ilgili ekşi de bir arkadaş şunu yazmıştı:
galiba bu çocuğun özel bir durumu var. bugünkü de dahil maç sonu vb. röportajlarını izleyin, sonra da açın messi’nin röportajlarını izleyin. yeteneklerini kıyaslamıyorum, haşa! ama enteresan bir benzerlik var aralarında: ikisi de şaşırtıcı derecede şanslı (ya da kendi şanslarını yaratmak konusunda becerikli), ikisinin de bariz bir iletişim/ifade sorunu var ve ikisi de gerçekten çocuk gibi bakıyorlar.
messi’de otizmin daha hafif bir şekli olan asperger sendromu olduğu biliniyor. bu sendromu taşıyan insanların en belirgin ortak özellikleri iletişim sorunları aşılabildiğinde muazzam bir potansiyel göstermeleri. sinan’ın da nagatomo haricindeki takım arkadaşlarıyla ilişkilerinin kopuk olduğu belli. nagatomo’yla gelir gelmez bu kadar kolay iletişim kurmasının ise japonların saygı ve tevazu kültürüyle bir alakası olabilir. belki bundan önceki dönemlerde “şımardı, havalara girdi” vb. diye haklı olarak eleştirdiğimiz gönülsüz hallerinin sebebi de o dönem yaşadığı iletişim kopukluğuydu. yani belki de elimizde iletişim sorunları aşılsa, ihtiyaç duyduğu sevgi ve saygı gösterilse inanılmaz işlere imza atacak bir cevher var. hemen dalgaya almayın gençler, iki dakika bir düşünün; emre belözoğlu’na saygı duyalım demiyorum amk, şu anda bu kutsal formayı terleten, bu arma için çalışıp güzel işler yapan ve şu yaşında halen çocuk gibi konuşan genç bir insanı tüm büyüklüğümüzle kazanmaya çalışalım diyorum. ne eksilir büyüklüğümüzden?