2674
hakkında yanlış anlaşılmalar bulunan futbolcu. insanlar belhanda'yı eleştirenlere sneijdersporlu sanıyor. böyle bir durum en azından kendi açıma yok. felipe melo sevgim sadece galatasaray sevgimle zaman zaman denk hale gelmiştir ki bu bile yanlış bir hareketti, insan zaman geçince anlıyor. aslolan galatasaray işte. hiç kimse takımdan daha büyük olamaz, olmamalı.
yazarlar olarak hepimiz galatasaray'ın en iyisini olmak istiyoruz. yorumları okurken de ben buna inanıyorum. şimdi belhanda özeline gelirsek, bu adamdan hoşlanmama nedenim kesinlikle sneijder'in yerine gelmesi veya 10 numaralı formayı giymesi değil. böyle düşünen arkadaşlar olabilir ancak ben o kategori de değilim ve benim gibi düşünen bir çok insan olduğuna da eminim. sneijder'in gitmesi ne kadar doğruysa yerine kendisinin gelmesi bir o kadar yanlıştı. keşke o yere başka bir oyuncu gelseydi, kuzey afrikalı bir oyuncu gelmeseydi. belhanda'nın yetenekleri çok üst düzey değil ancak ortalama üzeri dripling yeteneğine sahip, hız bakımından ortalama üzerinden olan ve takım savunmasına katkı veren güçlü bir oyuncu. geri kalan hiç bir özelliği ortalama üzeri değil bana göre. olsa olsa ortalama olur bu saydıklarımın dışında kalan özellikleri. ancak kendisi ile en büyük sorun yeteneği değil ki bu kısmı beni en çok sinirlendiren ve belhanda'yı sevmememin nedeni: bu adam sorumsuz, bu adam gamsız ve bu adamın bizim takım umrunda değil. kendi kafasına göre sahadan gezinen, takımının kafasına göre sahada eksik bıraktıracak teşebbüslerde bulunan birisi. yaptığı hareketler kartlık olmayabilir kimilerine göre ancak kaşındığı konusunda bence çoğunluk olarak hemfikiriz. şut atmıyor oluşu da, bakın atamıyor değil atmıyor, benim belhanda'ya kurmamın teknik sebepleri arasında başı çekiyor.
kupa finali de yaptık diyelim 15 resmi maçımız var. sağolsun belhanda kırmızı gördüğünden kendisinin 14 maçı kaldı. o maçlardan da illa ceza falan çıkaracaktır paşam. 10 maç ne verdiyse verdi, sene sonu kapıdan ilk yollanması gereken adam kendisidir. galatasaray formasını o formanın değerini bilenler giymeli. sevmiyorum seni sütoğlan. sevmememin en büyük sebebi de 2017-18 sezonunda iç sahada oynadığımız fener maçında yaşanan puan kaybının en büyük suçlusunun sen olmasından kaynaklanıyor.
yazarlar olarak hepimiz galatasaray'ın en iyisini olmak istiyoruz. yorumları okurken de ben buna inanıyorum. şimdi belhanda özeline gelirsek, bu adamdan hoşlanmama nedenim kesinlikle sneijder'in yerine gelmesi veya 10 numaralı formayı giymesi değil. böyle düşünen arkadaşlar olabilir ancak ben o kategori de değilim ve benim gibi düşünen bir çok insan olduğuna da eminim. sneijder'in gitmesi ne kadar doğruysa yerine kendisinin gelmesi bir o kadar yanlıştı. keşke o yere başka bir oyuncu gelseydi, kuzey afrikalı bir oyuncu gelmeseydi. belhanda'nın yetenekleri çok üst düzey değil ancak ortalama üzeri dripling yeteneğine sahip, hız bakımından ortalama üzerinden olan ve takım savunmasına katkı veren güçlü bir oyuncu. geri kalan hiç bir özelliği ortalama üzeri değil bana göre. olsa olsa ortalama olur bu saydıklarımın dışında kalan özellikleri. ancak kendisi ile en büyük sorun yeteneği değil ki bu kısmı beni en çok sinirlendiren ve belhanda'yı sevmememin nedeni: bu adam sorumsuz, bu adam gamsız ve bu adamın bizim takım umrunda değil. kendi kafasına göre sahadan gezinen, takımının kafasına göre sahada eksik bıraktıracak teşebbüslerde bulunan birisi. yaptığı hareketler kartlık olmayabilir kimilerine göre ancak kaşındığı konusunda bence çoğunluk olarak hemfikiriz. şut atmıyor oluşu da, bakın atamıyor değil atmıyor, benim belhanda'ya kurmamın teknik sebepleri arasında başı çekiyor.
kupa finali de yaptık diyelim 15 resmi maçımız var. sağolsun belhanda kırmızı gördüğünden kendisinin 14 maçı kaldı. o maçlardan da illa ceza falan çıkaracaktır paşam. 10 maç ne verdiyse verdi, sene sonu kapıdan ilk yollanması gereken adam kendisidir. galatasaray formasını o formanın değerini bilenler giymeli. sevmiyorum seni sütoğlan. sevmememin en büyük sebebi de 2017-18 sezonunda iç sahada oynadığımız fener maçında yaşanan puan kaybının en büyük suçlusunun sen olmasından kaynaklanıyor.