305
az sayıdaki efendi taraftarlarını tenzih ederek yazıya başlayım. hakkında yazacağım kitle sürekli stada ve deplasmana giden kemik grupları içindir.
kibirli ve şımarıklardır. bizim şehrimizde başka takım tutulmaz deyip, başka takım formasıyla bursa'da tek başına gezen insana saldırırlar. sorunu hep hocada arayıp, sanki kadroları real madrid seviyesindeymiş de, hoca oynatamıyormuş gibi hocaları yıldırırlar. ağızlarına doladıkları istanbul'a sürekli küfür ederler. (düşünün adamlar, malum takımlarla galatasaray'ı bir tutuyor. bu da köklü bir şehir kompleksi ve ciddiye alınma kompleksinden geliyor)
bursa'da bir şirketi denetime gittiğim gün, sabah denetimi bitirmiş öğlen saatlerinde şirket yöneticileriyle yemek sonrası bahçede kahve içiyordum. yeşil beyaz giyinmiş irice bir adam babasının dükkanına girer gibi gelip şirket sahibini (adıyla) sordu. yöneticilerden biri kendisiyle özel konuşmak üzere alıp hemen yanımızdan uzaklaştırdı. kalanlara bu kim ve şirket sahibini ne yapacak dedim. taraftar grubundan dediler. maç günleri gelip servis minibüslerinden istiyorlar dedi. veriyor musunuz dedim. evet dediler.
başka bir gün eşim bursa'lı olduğundan ve biz de orada aile ziyaretindeyken bursaspor'un bir avrupa maçına (hatırlayamıyorum ama ön elemeydi) denk geldim ve gidip desteklemek istedim. eşimin akrabalarıyla 4-5 kişi gittik. adamlar avrupa maçının ortasında hiç alakasız bir şekilde bayağı kalabalık halde galatasaray'a sövmeye başladılar ve o an benim için bursaspor'a dair her şey bitti.
eskihisar-topçular feribotuna aracımla girdiğim başka bir gün bunlar yine bir deplasman dönüşü hem eskihisar-feribot iskelesini kırık bira şişeleri ve pislikleriyle doldurdular hem de feribota binerken insanlara sataşıp mevzu çıkardılar. sonradan feribota binmeye çalışan insanlar, araçlarıyla kırık şişe parçalarının üstünden geçmek zorunda kaldı.
hata kendilerinde değil elbette. 6222 denilen ama bir türlü uygulanmayan kanunu uygulamayanlarda.
kibirli ve şımarıklardır. bizim şehrimizde başka takım tutulmaz deyip, başka takım formasıyla bursa'da tek başına gezen insana saldırırlar. sorunu hep hocada arayıp, sanki kadroları real madrid seviyesindeymiş de, hoca oynatamıyormuş gibi hocaları yıldırırlar. ağızlarına doladıkları istanbul'a sürekli küfür ederler. (düşünün adamlar, malum takımlarla galatasaray'ı bir tutuyor. bu da köklü bir şehir kompleksi ve ciddiye alınma kompleksinden geliyor)
bursa'da bir şirketi denetime gittiğim gün, sabah denetimi bitirmiş öğlen saatlerinde şirket yöneticileriyle yemek sonrası bahçede kahve içiyordum. yeşil beyaz giyinmiş irice bir adam babasının dükkanına girer gibi gelip şirket sahibini (adıyla) sordu. yöneticilerden biri kendisiyle özel konuşmak üzere alıp hemen yanımızdan uzaklaştırdı. kalanlara bu kim ve şirket sahibini ne yapacak dedim. taraftar grubundan dediler. maç günleri gelip servis minibüslerinden istiyorlar dedi. veriyor musunuz dedim. evet dediler.
başka bir gün eşim bursa'lı olduğundan ve biz de orada aile ziyaretindeyken bursaspor'un bir avrupa maçına (hatırlayamıyorum ama ön elemeydi) denk geldim ve gidip desteklemek istedim. eşimin akrabalarıyla 4-5 kişi gittik. adamlar avrupa maçının ortasında hiç alakasız bir şekilde bayağı kalabalık halde galatasaray'a sövmeye başladılar ve o an benim için bursaspor'a dair her şey bitti.
eskihisar-topçular feribotuna aracımla girdiğim başka bir gün bunlar yine bir deplasman dönüşü hem eskihisar-feribot iskelesini kırık bira şişeleri ve pislikleriyle doldurdular hem de feribota binerken insanlara sataşıp mevzu çıkardılar. sonradan feribota binmeye çalışan insanlar, araçlarıyla kırık şişe parçalarının üstünden geçmek zorunda kaldı.
hata kendilerinde değil elbette. 6222 denilen ama bir türlü uygulanmayan kanunu uygulamayanlarda.
