284
messi'yle kendisinin döneminin zorluk bakımından mukayese edildiğini gördüm bugün. birkaç arkadaş günümüz futbolunda savunmaların daha sağlam, takımların daha kompakt olduğunu; o zamanlarda alan savunması diye bir şey olmadığını, günümüzde top sürmenin çok daha zor olduğunu anlatan şeyler yazmışlar.
ben bir kere pele, garrincha, eusebio, cruyff, maradona gibi adamların attıkları golleri, çalımları; kazandıkları kupaları küçümseyen kafa yapısına hastayım. (bu küçümseme en çok da "o devirde dedem de atarmış o kadar golü..." diye pele'nin attığı goller üzerinden yapılır.) bu kafaya göre ellilerde, altmışlarda, yetmişlerde, seksenlerde, doksanlarda futbol çok basitti ama 2000'den sonra ya da şöyle diyelim ronaldo'yla messi piyasaya çıktıktan sonra acayip zorlaştı, öyle böyle zorlaşmadı, önünü alamadık. peki arkadaşım, o zamanlarda velev ki futbol çok kolaydı, neden pele gibi binden fazla gol atan başka futbolcu çıkmamış ya da onun gibi 18 yaşında ülkesine dünya kupası kazandıran bir genç peydah olmamış? bunu pele başarmış da niçin edmundo başaramamış? o zamanlar çalım ve dribling atmak çok kolaymış da neden bunu garrincha gibi yapabilen bir başkası çıkmamış? vs. vs... şunların hepsi tamamen boş muhabbet yemin ederim.
futbolun şu anda -bırak elli, otuz sene öncesini- 2005'tekinden bile çok daha komplike oynandığı gerçek. cezai ehliyeti haiz her adem evladı buna katılır zaten. misal 2002'de şampiyonlar ligi şampiyonu olan real'in final maçı ilk 11'ine bakalım:
https://i.hizliresim.com/m2LNk1.png
tamam, makelele insan değildi ama günümüzde aynı nizamla* oynayan herhangi bir takım -oyuncu kalitesi isterse fezada olsun- gruptan bile çıkamaz... ama bu zidane'ın veya raul'ün büyüklüğüne halel getirir mi? hatta zidane örneği mevzuya cuk oturdu. zira o tam da geçiş dönemine denk gelenlerden. çift ön liberonun yavaştan moda olduğu 2006 dünya kupası'nda da domenech denen soytarıya rağmen fransa'yı tek başına finale taşımıştı.
konuya tekrar dönelim. messi'yi çok beğenen, ronaldo'yla mukayese edildiğinde acı acı gülen, piyasaya çıktığından beridir de bir numara olduğuna iman eden birisiyim ama maradona'dan daha büyüktür diyemem. messi'nin, maradona'ya göre, daha mücbir savunmalara ve daha grift sistemlere karşı koyduğunu kabul ettiğimi söyledim ama bu ön kabulden maradona dönemindeki futbolun teletabi evreninde geçtiğini çıkarmak safdillikten başka bir şey değil. sahaların berbat, malzemelerin daha ilkel, tıbbın çok daha geri olduğunu söylememe gerek yok. ofsayt kuralının da hücumcuların aleyhine olduğunu belirtmeli miyim bilmiyorum?
(bkz: ofsayt/#1936203)
(bkz: libero/#1778237)
bunları bir kenara atıyorum da o dönemki savunmacıların gaddarlığını ne yapacağız? sadece iki örnek vereyim: gentile ve goikoetxea.
82 dünya kupası'nda italya-arjantin maçında hocası bearzot'nun "maradona'yı durdur" direktifiyle insanlıktan çıkan gentile'nin diego'ya maç boyu yaptığı faul sayısı: 23. yirmi üç. ve maçı sadece sarı kartla tamamlıyor. yani bir oyuncu, başka bir oyuncuya bir maçta toplam 23 faul yapıyor ve cezası sadece bir sarı kart oluyor. günümüzdeki bir futbol maçında iki takım tarafından yapılan ortalama faul sayısı ise 25 civarında: http://www.footstats.co.uk/index.cfm?task=Leagues
gentile, bu maçta el diego'yu durdurabilmek adına her türlü pisliğe başvuruyor. tekmeleme, formasından çekme, taban girme, tokat atma... hatta yere düşen maradona'ya jentilmenlik kisvesiyle elini uzatmış ama maradona'nın elinin dışına tırnaklarını bile geçirmiş. maçta çok sert oynadığıyla ilgili yorumları savuşturmak için getirdiği savunma da şu: futbol, balerinler için değildir. aynı dünya kupasında bir de italya-brezilya maçı var, gentile'nin görevi zico'yu marke etmek bu sefer. olayı gene çok yanlış anlayan gentile, o kadar haşin savunma yapıyor ki zico'nun formasını şu hale getiriyor: https://i.hizliresim.com/p6PMWz.png
maradona'yla gentile arasında 2010 dünya kupası esnasında da ağız dalaşı yaşanmıştı. hangisi olduğunu hatırlayamadığım bir maçta messi'ye sert bir faul yapılmış, o zamanlar arjantin'e hocalık yapan diego da "gentile gibi katil defansların hüküm sürdüğü günlerde değiliz..." diye açıklama yapmıştı. tabii gentile de "maradona tam bir soytarı. söyledikleri umrumda bile değil..." diye lakırdamıştı. bu arada biraz eski de olsa the times'ın güzel bir listesi var, "football's 50 greatest hard men" diye. gentile o listede sekizinci sırada. dokuzuncu bergomi, onuncuysa tardelli. bergomi ve tardelli de pek tabii 82 dünya kupası'nda aynı gentile gibi azurri oyuncuları. o takım, böyle bir kasaplar topluluğu yani. bu arada, gentile'nin kariyeri boyunca gördüğü kırmızı kart sayısı sadece 1. o da topa elle müdahaleden dolayıydı galiba. good old days. gentile-maradona husumetinin tribute videolarını da koyayım, tam olsun:
http://www.dailymotion.com/video/x36otxg (2:10 civarı yaptığı hareketin cezası günümüzde 4-5 maç)
https://www.youtube.com/watch?v=MvK2z6eUbAE
bonus (gentile vs. zico): https://www.youtube.com/watch?v=bctRrchKspo
gelelim gentile'nin yanında rahibe teresa kaldığı kansıza... andoni goikoetxea, nam-ı diğer bilbao kasabı. bu hayvan evladının yukarıda bahsettiğim "football's 50 greatest hard men" listesinin 1 numarasını işgal ettiğini söyleyerek girizgahı yapayım. önce, diego'ya yaptığı +18'lik orospu çocukluğu :
https://www.youtube.com/watch?v=f9_f9UrizSk
bu yavşağın yaptığı ilk yavşaklık bu değil tabii. bu olaydan bir sene önce de yine barça'lı schuster'in diz kapağını kırmışlığı vardır ki sarı melek bu sakatlıktan sonra defalarca operasyon geçirmesine rağmen bir daha tam olarak iyileşememiş* üstüne 82 dünya kupasını da kaçırmıştır: https://www.youtube.com/watch?v=PF5DmWQAyIQ
bilbao kasabı olarak anılmasına sebebiyet verecek maçtaysa maradona, bu hayvanın bir boklar yiyeceğini sezer ve teskin etmeye çalışır: "sakin ol, zaten 3-0 yeniliyorsunuz, boşu boşuna kart göreceksin." der. kasapsa bu dil dökmelere "seni öldüreceğim" diye karşılık verir ve hunharca kırar diego'nun ayağını. maradona, kırılma esnasında duyduğu sesi "sanki bir odun çatlamıştı." diye betimler. günümüzde, hafazanallah, birisi messi'ye şunu yapsa futbol hayatı biteceği gibi adli soruşturma da geçirir büyük ihtimalle. ki olması gereken ve bu tarz hareketlerin silinmesini sağlayan da bu yaklaşımdır ama goikoetxea, bu hareketi sebebiyle sadece sarı kart görür. bu maçtan sonra olayın vehametinin daha iyi anlaşılmasıyla federasyondan 18 maç ceza alır, temyizde bu ceza 7 maça indirilir. şaka gibi ama bu maç sonrası san mames'e ilk çıkışında bilbao taraftarı omuzlarında stat turu attırır bir de buna. ayrıca maçta giydiği kramponları halen cam bir kutuda saklamaktadır ruh hastası herif: https://i.hizliresim.com/dObDzZ.jpg
bu olaydan bir sene sonra, copa del rey finalinde gene karşılaşırlar. kasap, gene her türlü pisliği yapar maradona'ya. kafasına röveşata çekmeye bile çalışır. maç sonunda da olanlar olur ve o meşhur kavga çıkar:
https://www.youtube.com/watch?v=nEeMSBy8EW0
maradona'nın ispanya'yı terk-i diyar eylemesinin en büyük etkenlerinden biri bu olaydır zaten.
napoli'ye transferiyle kasabın harman olduğu italya'ya ayak basar. gene hayvani faullere ve insanın insana yapmayacağı markaj adı altındaki muamelelere maruz kalır. efsanevi libero baresi: "ona karşı oynarken çok dikkatli ve organize olmalıydık. ona karşı sürekli baskı uygulamalı, markajı 2 hatta 3 kişiyle yapmalıydık ki onun yeteneklerine denk bir hale gelebilelim. çünkü onunla teke tek kalırsanız kaybederdiniz."
86 dünya kupası'nda oyuncu sağlığına verilen önem 82 dünya kupası'na göre bir parça daha artmıştır ama maradona, turnuva boyunca maruz kaldığı 53 faulle bu "en çok faul yapılan futbolcu" payesini kimseye kaptırmaz. sadece güney kore maçında 11 faul yapılır kendisine:
https://i.hizliresim.com/vj4Vgv.jpg
https://i.hizliresim.com/rO9pg7.jpg
kariyeri boyunca maradona kadar faul yapılan çok nadir oyuncu vardır herhalde ve faul derken bunu günümüzdeki "faul" kavramını göz önüne getirerek düşünmemek gerek. yani selçuk'un götünü rakibe dayayarak aldığı şeyle bilbao kasabının maradona'ya yaptığı şeyi aynı kefeye koymak olmaz. bir video daha:
https://www.youtube.com/watch?v=OllUGd9AVBE
maradona, o kadar çok faule maruz kalır ki -yanılmıyorsam geçirdiği üç de ciddi ameliyat var- uyuşturucu müptelası olmasında bunun da büyük payı vardır. ağrılarını dindirmek için vurur kubara garibim. hakkında uzunca yazmayı planladığım bir diğer futbol tanrısı baggio'nun futbolu neden bıraktığıyla ilgili yaptığı bir açıklama vardı. brescia'da oynarken iflas eden bacaklarından dolayı maçlardan sonra iki gün boyunca yürümekte zorlandığını, arabadan inerken bir ayağını dışarı atıp kendini elleriyle yukarı çekerek çıkabildiğini anlatıyordu. fransa'da geçirdiği bir menisküs ameliyatından söz ediyordu bir de... alerjisinden dolayı uyuşturulamadığı için bilinci açıkken dizinin kesilip biçildiğini, bu esnada çektiği acıdan dolayı yanındaki annesine "beni seviyorsan öldür." dediğinden bahsediyordu.
yani şimdi tüm bunları hesaba katarak yapmak lazım messi vs. maradona'yı. bir insanın sırf yaşı yetmediği için "maradona'nın zamanında futbol basitti oğlum!" demesi abes. bok basitti, yukarıda anlattım işte. belki alan savunması yoktu ama gentile gibi bir maçta 23 faul yapabilen vahşiler vardı, defanslar kompakt değildi ama goikoetxea gibi adamı tuttuğu yerde siken futbol teröristleri vardı. maradona'yı messi'nin yerine koysak messi'nin yaptıklarını -özel hayatına dikkat etmek kaydıyla- yapabilir ama messi'yi maradona'nın yerine koysak 82 dünya kupası'ndan sağ çıkamayabilirdi. messi'yle maradona eşit yetenekte olabilirler ama maradona sadece yetenekli değildir üstüne bir bal porsuğu gibi de mukavemetlidir.
https://twitter.com/...s/881960161283330048
ha bu arada ben bir takım sahibi olsam ve ikisinden birini seçmek istesem -tabii bu olay günümüzde geçiyor- messi'yi seçerim çünkü maradona'nın iki sene harikulade oynayıp üçüncü sene escort kızların poposundan koko çekerken overdose'dan ölüp gitmeyeceğini hiçbir garantisi yok. messi, dağ başındaki manastır keşişi gibi yaşıyor yıllardır maşallah. velhasıl bu "x vs. y"lerin mantığı yok. ampirik değiller çünkü. benim gibi romantik tandanslı insanlar için yetmişlerin, seksenlerin zeitgeist'i çok daha güçlü ve messi'yi boklamadan maradona'nın bir tık daha önde olduğunu düşünüyoruz. messi'nin iyi olduğunu düşünen birisinin de münferit gerekçeleri olabilir, hatta futbolu bıraktıktan sonra belki ben de messi'nin daha iyi olduğunu düşüneceğim ileride, bilemiyorum, adamın önünde daha uzun yıllar var ama maradona'nın yaptıklarını küçümsemek için onun dönemindeki futbolu tırıvırı olarak lanse etmek de olguyu fikre uydurma safsatası oluyor ve siz öyle dediğiniz için de öyle olmuyor.
ben bir kere pele, garrincha, eusebio, cruyff, maradona gibi adamların attıkları golleri, çalımları; kazandıkları kupaları küçümseyen kafa yapısına hastayım. (bu küçümseme en çok da "o devirde dedem de atarmış o kadar golü..." diye pele'nin attığı goller üzerinden yapılır.) bu kafaya göre ellilerde, altmışlarda, yetmişlerde, seksenlerde, doksanlarda futbol çok basitti ama 2000'den sonra ya da şöyle diyelim ronaldo'yla messi piyasaya çıktıktan sonra acayip zorlaştı, öyle böyle zorlaşmadı, önünü alamadık. peki arkadaşım, o zamanlarda velev ki futbol çok kolaydı, neden pele gibi binden fazla gol atan başka futbolcu çıkmamış ya da onun gibi 18 yaşında ülkesine dünya kupası kazandıran bir genç peydah olmamış? bunu pele başarmış da niçin edmundo başaramamış? o zamanlar çalım ve dribling atmak çok kolaymış da neden bunu garrincha gibi yapabilen bir başkası çıkmamış? vs. vs... şunların hepsi tamamen boş muhabbet yemin ederim.
futbolun şu anda -bırak elli, otuz sene öncesini- 2005'tekinden bile çok daha komplike oynandığı gerçek. cezai ehliyeti haiz her adem evladı buna katılır zaten. misal 2002'de şampiyonlar ligi şampiyonu olan real'in final maçı ilk 11'ine bakalım:
https://i.hizliresim.com/m2LNk1.png
tamam, makelele insan değildi ama günümüzde aynı nizamla* oynayan herhangi bir takım -oyuncu kalitesi isterse fezada olsun- gruptan bile çıkamaz... ama bu zidane'ın veya raul'ün büyüklüğüne halel getirir mi? hatta zidane örneği mevzuya cuk oturdu. zira o tam da geçiş dönemine denk gelenlerden. çift ön liberonun yavaştan moda olduğu 2006 dünya kupası'nda da domenech denen soytarıya rağmen fransa'yı tek başına finale taşımıştı.
konuya tekrar dönelim. messi'yi çok beğenen, ronaldo'yla mukayese edildiğinde acı acı gülen, piyasaya çıktığından beridir de bir numara olduğuna iman eden birisiyim ama maradona'dan daha büyüktür diyemem. messi'nin, maradona'ya göre, daha mücbir savunmalara ve daha grift sistemlere karşı koyduğunu kabul ettiğimi söyledim ama bu ön kabulden maradona dönemindeki futbolun teletabi evreninde geçtiğini çıkarmak safdillikten başka bir şey değil. sahaların berbat, malzemelerin daha ilkel, tıbbın çok daha geri olduğunu söylememe gerek yok. ofsayt kuralının da hücumcuların aleyhine olduğunu belirtmeli miyim bilmiyorum?
(bkz: ofsayt/#1936203)
(bkz: libero/#1778237)
bunları bir kenara atıyorum da o dönemki savunmacıların gaddarlığını ne yapacağız? sadece iki örnek vereyim: gentile ve goikoetxea.
82 dünya kupası'nda italya-arjantin maçında hocası bearzot'nun "maradona'yı durdur" direktifiyle insanlıktan çıkan gentile'nin diego'ya maç boyu yaptığı faul sayısı: 23. yirmi üç. ve maçı sadece sarı kartla tamamlıyor. yani bir oyuncu, başka bir oyuncuya bir maçta toplam 23 faul yapıyor ve cezası sadece bir sarı kart oluyor. günümüzdeki bir futbol maçında iki takım tarafından yapılan ortalama faul sayısı ise 25 civarında: http://www.footstats.co.uk/index.cfm?task=Leagues
gentile, bu maçta el diego'yu durdurabilmek adına her türlü pisliğe başvuruyor. tekmeleme, formasından çekme, taban girme, tokat atma... hatta yere düşen maradona'ya jentilmenlik kisvesiyle elini uzatmış ama maradona'nın elinin dışına tırnaklarını bile geçirmiş. maçta çok sert oynadığıyla ilgili yorumları savuşturmak için getirdiği savunma da şu: futbol, balerinler için değildir. aynı dünya kupasında bir de italya-brezilya maçı var, gentile'nin görevi zico'yu marke etmek bu sefer. olayı gene çok yanlış anlayan gentile, o kadar haşin savunma yapıyor ki zico'nun formasını şu hale getiriyor: https://i.hizliresim.com/p6PMWz.png
maradona'yla gentile arasında 2010 dünya kupası esnasında da ağız dalaşı yaşanmıştı. hangisi olduğunu hatırlayamadığım bir maçta messi'ye sert bir faul yapılmış, o zamanlar arjantin'e hocalık yapan diego da "gentile gibi katil defansların hüküm sürdüğü günlerde değiliz..." diye açıklama yapmıştı. tabii gentile de "maradona tam bir soytarı. söyledikleri umrumda bile değil..." diye lakırdamıştı. bu arada biraz eski de olsa the times'ın güzel bir listesi var, "football's 50 greatest hard men" diye. gentile o listede sekizinci sırada. dokuzuncu bergomi, onuncuysa tardelli. bergomi ve tardelli de pek tabii 82 dünya kupası'nda aynı gentile gibi azurri oyuncuları. o takım, böyle bir kasaplar topluluğu yani. bu arada, gentile'nin kariyeri boyunca gördüğü kırmızı kart sayısı sadece 1. o da topa elle müdahaleden dolayıydı galiba. good old days. gentile-maradona husumetinin tribute videolarını da koyayım, tam olsun:
http://www.dailymotion.com/video/x36otxg (2:10 civarı yaptığı hareketin cezası günümüzde 4-5 maç)
https://www.youtube.com/watch?v=MvK2z6eUbAE
bonus (gentile vs. zico): https://www.youtube.com/watch?v=bctRrchKspo
gelelim gentile'nin yanında rahibe teresa kaldığı kansıza... andoni goikoetxea, nam-ı diğer bilbao kasabı. bu hayvan evladının yukarıda bahsettiğim "football's 50 greatest hard men" listesinin 1 numarasını işgal ettiğini söyleyerek girizgahı yapayım. önce, diego'ya yaptığı +18'lik orospu çocukluğu :
https://www.youtube.com/watch?v=f9_f9UrizSk
bu yavşağın yaptığı ilk yavşaklık bu değil tabii. bu olaydan bir sene önce de yine barça'lı schuster'in diz kapağını kırmışlığı vardır ki sarı melek bu sakatlıktan sonra defalarca operasyon geçirmesine rağmen bir daha tam olarak iyileşememiş* üstüne 82 dünya kupasını da kaçırmıştır: https://www.youtube.com/watch?v=PF5DmWQAyIQ
bilbao kasabı olarak anılmasına sebebiyet verecek maçtaysa maradona, bu hayvanın bir boklar yiyeceğini sezer ve teskin etmeye çalışır: "sakin ol, zaten 3-0 yeniliyorsunuz, boşu boşuna kart göreceksin." der. kasapsa bu dil dökmelere "seni öldüreceğim" diye karşılık verir ve hunharca kırar diego'nun ayağını. maradona, kırılma esnasında duyduğu sesi "sanki bir odun çatlamıştı." diye betimler. günümüzde, hafazanallah, birisi messi'ye şunu yapsa futbol hayatı biteceği gibi adli soruşturma da geçirir büyük ihtimalle. ki olması gereken ve bu tarz hareketlerin silinmesini sağlayan da bu yaklaşımdır ama goikoetxea, bu hareketi sebebiyle sadece sarı kart görür. bu maçtan sonra olayın vehametinin daha iyi anlaşılmasıyla federasyondan 18 maç ceza alır, temyizde bu ceza 7 maça indirilir. şaka gibi ama bu maç sonrası san mames'e ilk çıkışında bilbao taraftarı omuzlarında stat turu attırır bir de buna. ayrıca maçta giydiği kramponları halen cam bir kutuda saklamaktadır ruh hastası herif: https://i.hizliresim.com/dObDzZ.jpg
bu olaydan bir sene sonra, copa del rey finalinde gene karşılaşırlar. kasap, gene her türlü pisliği yapar maradona'ya. kafasına röveşata çekmeye bile çalışır. maç sonunda da olanlar olur ve o meşhur kavga çıkar:
https://www.youtube.com/watch?v=nEeMSBy8EW0
maradona'nın ispanya'yı terk-i diyar eylemesinin en büyük etkenlerinden biri bu olaydır zaten.
napoli'ye transferiyle kasabın harman olduğu italya'ya ayak basar. gene hayvani faullere ve insanın insana yapmayacağı markaj adı altındaki muamelelere maruz kalır. efsanevi libero baresi: "ona karşı oynarken çok dikkatli ve organize olmalıydık. ona karşı sürekli baskı uygulamalı, markajı 2 hatta 3 kişiyle yapmalıydık ki onun yeteneklerine denk bir hale gelebilelim. çünkü onunla teke tek kalırsanız kaybederdiniz."
86 dünya kupası'nda oyuncu sağlığına verilen önem 82 dünya kupası'na göre bir parça daha artmıştır ama maradona, turnuva boyunca maruz kaldığı 53 faulle bu "en çok faul yapılan futbolcu" payesini kimseye kaptırmaz. sadece güney kore maçında 11 faul yapılır kendisine:
https://i.hizliresim.com/vj4Vgv.jpg
https://i.hizliresim.com/rO9pg7.jpg
kariyeri boyunca maradona kadar faul yapılan çok nadir oyuncu vardır herhalde ve faul derken bunu günümüzdeki "faul" kavramını göz önüne getirerek düşünmemek gerek. yani selçuk'un götünü rakibe dayayarak aldığı şeyle bilbao kasabının maradona'ya yaptığı şeyi aynı kefeye koymak olmaz. bir video daha:
https://www.youtube.com/watch?v=OllUGd9AVBE
maradona, o kadar çok faule maruz kalır ki -yanılmıyorsam geçirdiği üç de ciddi ameliyat var- uyuşturucu müptelası olmasında bunun da büyük payı vardır. ağrılarını dindirmek için vurur kubara garibim. hakkında uzunca yazmayı planladığım bir diğer futbol tanrısı baggio'nun futbolu neden bıraktığıyla ilgili yaptığı bir açıklama vardı. brescia'da oynarken iflas eden bacaklarından dolayı maçlardan sonra iki gün boyunca yürümekte zorlandığını, arabadan inerken bir ayağını dışarı atıp kendini elleriyle yukarı çekerek çıkabildiğini anlatıyordu. fransa'da geçirdiği bir menisküs ameliyatından söz ediyordu bir de... alerjisinden dolayı uyuşturulamadığı için bilinci açıkken dizinin kesilip biçildiğini, bu esnada çektiği acıdan dolayı yanındaki annesine "beni seviyorsan öldür." dediğinden bahsediyordu.
yani şimdi tüm bunları hesaba katarak yapmak lazım messi vs. maradona'yı. bir insanın sırf yaşı yetmediği için "maradona'nın zamanında futbol basitti oğlum!" demesi abes. bok basitti, yukarıda anlattım işte. belki alan savunması yoktu ama gentile gibi bir maçta 23 faul yapabilen vahşiler vardı, defanslar kompakt değildi ama goikoetxea gibi adamı tuttuğu yerde siken futbol teröristleri vardı. maradona'yı messi'nin yerine koysak messi'nin yaptıklarını -özel hayatına dikkat etmek kaydıyla- yapabilir ama messi'yi maradona'nın yerine koysak 82 dünya kupası'ndan sağ çıkamayabilirdi. messi'yle maradona eşit yetenekte olabilirler ama maradona sadece yetenekli değildir üstüne bir bal porsuğu gibi de mukavemetlidir.
https://twitter.com/...s/881960161283330048
ha bu arada ben bir takım sahibi olsam ve ikisinden birini seçmek istesem -tabii bu olay günümüzde geçiyor- messi'yi seçerim çünkü maradona'nın iki sene harikulade oynayıp üçüncü sene escort kızların poposundan koko çekerken overdose'dan ölüp gitmeyeceğini hiçbir garantisi yok. messi, dağ başındaki manastır keşişi gibi yaşıyor yıllardır maşallah. velhasıl bu "x vs. y"lerin mantığı yok. ampirik değiller çünkü. benim gibi romantik tandanslı insanlar için yetmişlerin, seksenlerin zeitgeist'i çok daha güçlü ve messi'yi boklamadan maradona'nın bir tık daha önde olduğunu düşünüyoruz. messi'nin iyi olduğunu düşünen birisinin de münferit gerekçeleri olabilir, hatta futbolu bıraktıktan sonra belki ben de messi'nin daha iyi olduğunu düşüneceğim ileride, bilemiyorum, adamın önünde daha uzun yıllar var ama maradona'nın yaptıklarını küçümsemek için onun dönemindeki futbolu tırıvırı olarak lanse etmek de olguyu fikre uydurma safsatası oluyor ve siz öyle dediğiniz için de öyle olmuyor.