• 316
    bu dünyada 'bir şey kazanma'nın en çok yakıştığı kişidir bana göre. italya dünya şampiyonu olunca, michael schumacher ve ferrari formula'yı kazanınca, kobe bryant efsanevi maçlar çıkarınca (jordan'a yetişemedim) yaşanan bir haz vardı bende mesela. o işin en iyisi veya sizin o dalda en sevdiğiniz kişi kazanınca hayat çok normalmiş, akışını bulmuş gibi hissedersiniz.

    işte federer bir grand slam kazanınca, bu normal hissin iki katını yaşıyorum diyebilirim. 2012 wimbledon finalini zonguldak ereğli'de bir kahvede izlerken, etraftakilerin "ne diyor lan bu değişik" bakışlarına maruz kalmıştım. maç sonu sevinçten nasıl bağırdıysam, oradan bir müdahaleyle çıkarılmadığım için şanslı sayılırdım. o dönem 32 yaşında olmasına rağmen bir daha bir şey kazanamayacakmış gözüyle bakılıyordu ama onu sevenler olarak ümidimizi hiç kesmedik. o da bizi sevindirmeyi kesmedi.

    sanki tenis onun için icat edilmiş, bütün oyun, bütün dünya onu bekliyormuş gibi. kazanmak en çok ona yakışıyor çünkü ondaki zarafet başka kimsede yok. 38 yaşına gelmesine rağmen kortlarda hala onun dediği oluyor. bacakları onu taşımayıncaya kadar oynasın, biz de izleyelim.

    şimdi hedefi bizimle aynı; #hedef21

    come on!
App Store'dan indirin Google Play'den alın