1346
kesinlikle sezon bitmeden satılmamalıdır. yerine bize de para bırakacak şekilde, bu saatte benzer veya daha iyi bir performans sergileyecek oyuncu bulma olasılığımız yok denecek kadar.
belki ben eski kafalıyım ama benim için hala "transferler kara geçmek için değil, şampiyonluk için yapılır" mottosu geçerliliğini korumaktadır. daha önce de yine bu başlıkta yazmıştım, şampiyon olmak için kazanılacak maçların getirisi, o heyecanın taraftar geliri, şampiyonlar ligi katılım ve olası iyi performans gelirlerinin yanında, kendisinin satılıp yerine daha ucuz birinin alınması (yoksa niye satıyoruz değil mi) arasındaki gelir devede kulak kalacaktır.
uefa'da avrupa kupalarından men cezası gelmesi riskinin doğabilmesi olasılığı başka bir konudur, bunun çözümü başka yerlerdedir. ben adım gibi eminim ki uefa kriterleri türk filmlerinde rahmetli ali şen'in meşhur repliği gibi "sana üç gün mühlet" basitliğinde değildir. borç alacak farkının kapanması yolunda sen belirli bir dönemde sürdürülebilir şekilde neler yapıyorsun, bunlar önem arz edecektir. bu sezona ait stat gelirleri, galibiyet gelirleri ve şampiyonlar ligine katılma aritmetiğini akıllıca sunduğumuz hiç bir savunmada en azından önümüzdeki sene için bir ceza alacağımızı düşünmüyorum. tek futbolcunun satılması ile ceza alıp almayacağımız belli olacak ise de, zaten hemen alalım o cezayı da bitsin. futbolcu elden çıkarılacaksa, asıl önemli konu olan maaş bütçesi açısından, bonservissiz/sembolik bedeller ile bile olsa hepimizin malumu çöpleri göndermemiz benzer maddi hesaba gelecektir. sırf tarık tek başına aynı etkiyi yapar. ben olsam bunların maaşının yarısını ödemeye razı olur, cüzi bedelle gönderirim.
rotasyonun bu kadar dar olduğu bu sezonda satılması bence oldukça yanlış bir karardır. hem herkesin konuştuğu maddi açılardan, hem de esas odaklanmamız gerek sportif başarı açısından.
son olarak kenetlenmekten, sinerjiden yoğun olarak bahsettiğimiz şu günlerde, takım arkadaşları ve taraftar tarafından oldukça sevilen, samimiyetinden ve iyi niyetinden şüphe duymadığımız ve en önemlisi kalbur üstü performans gösteren oyuncularımızdan biri olan ndiaye hakkında "emtia" gibi "alalım, verelim, ekonomiye can verelim" tarzı bir tartışma ortamının gündem oluşturmasının şampiyonluk yarışı verdiğimiz şu günlerde oyuncu üzerinde ne gibi etkiler bırakacağını ve "sinerji, kenetlenme" kavramları ile ne kadar uyumlu olup olmadığı konusunda da takdiri sizlere bırakayım.
belki ben eski kafalıyım ama benim için hala "transferler kara geçmek için değil, şampiyonluk için yapılır" mottosu geçerliliğini korumaktadır. daha önce de yine bu başlıkta yazmıştım, şampiyon olmak için kazanılacak maçların getirisi, o heyecanın taraftar geliri, şampiyonlar ligi katılım ve olası iyi performans gelirlerinin yanında, kendisinin satılıp yerine daha ucuz birinin alınması (yoksa niye satıyoruz değil mi) arasındaki gelir devede kulak kalacaktır.
uefa'da avrupa kupalarından men cezası gelmesi riskinin doğabilmesi olasılığı başka bir konudur, bunun çözümü başka yerlerdedir. ben adım gibi eminim ki uefa kriterleri türk filmlerinde rahmetli ali şen'in meşhur repliği gibi "sana üç gün mühlet" basitliğinde değildir. borç alacak farkının kapanması yolunda sen belirli bir dönemde sürdürülebilir şekilde neler yapıyorsun, bunlar önem arz edecektir. bu sezona ait stat gelirleri, galibiyet gelirleri ve şampiyonlar ligine katılma aritmetiğini akıllıca sunduğumuz hiç bir savunmada en azından önümüzdeki sene için bir ceza alacağımızı düşünmüyorum. tek futbolcunun satılması ile ceza alıp almayacağımız belli olacak ise de, zaten hemen alalım o cezayı da bitsin. futbolcu elden çıkarılacaksa, asıl önemli konu olan maaş bütçesi açısından, bonservissiz/sembolik bedeller ile bile olsa hepimizin malumu çöpleri göndermemiz benzer maddi hesaba gelecektir. sırf tarık tek başına aynı etkiyi yapar. ben olsam bunların maaşının yarısını ödemeye razı olur, cüzi bedelle gönderirim.
rotasyonun bu kadar dar olduğu bu sezonda satılması bence oldukça yanlış bir karardır. hem herkesin konuştuğu maddi açılardan, hem de esas odaklanmamız gerek sportif başarı açısından.
son olarak kenetlenmekten, sinerjiden yoğun olarak bahsettiğimiz şu günlerde, takım arkadaşları ve taraftar tarafından oldukça sevilen, samimiyetinden ve iyi niyetinden şüphe duymadığımız ve en önemlisi kalbur üstü performans gösteren oyuncularımızdan biri olan ndiaye hakkında "emtia" gibi "alalım, verelim, ekonomiye can verelim" tarzı bir tartışma ortamının gündem oluşturmasının şampiyonluk yarışı verdiğimiz şu günlerde oyuncu üzerinde ne gibi etkiler bırakacağını ve "sinerji, kenetlenme" kavramları ile ne kadar uyumlu olup olmadığı konusunda da takdiri sizlere bırakayım.