8967
2 gün önce kiz arkadasima sürpriz yapip akaretlerde efsane bir restauranta gittik. bogaz enfes isil isil, hava acik, bizim tabirimizle saha futbol oynamak icin müthis.
cam kenari rezervasyonum var ve masam ayrilmis. tam mekana geldik, masaya dogru bizi gecirirken garson birden baska bir masaya yöneldi ve malesef benim rezerve ettigim masa bazi kosullardan dolayi baska birine verildi saniyeler icerisinde.
icimden küfürler ucusuyor, kim bu amk diyorum. kiz arkadasimada caktirmiyorum ama bir hayal kirikligi var tabi ki.
neyse oturuyoruz salatamizi sushimizi söylüyoruz ama ben halen bekliyorum kim gelicek.
bir hareketlilik yasaniyor ve bir bakiyorum, müthis takim elbisesi, mor kravati ile ünal aysal.
önce esini oturtuyor, daha sonra kendisi tam olarak rezerve ettigim yere oturuyor.
tabiki ben heyecandan azima sushi yerine kocaman bir wasabi parcasi atiyorum. agzim yaniyor, gözlerim yasli, kalbim küt küt atiyor.
neyse yemegimizi yiyoruz, tabi ben pusuya yatiyorum.
yemeklerini yiyorlar, üstüne tiramisu ve soda yapip hesabi ödüyor baskan.
esinin ceketini giydiriyor ve kalktiklari anda yanina gidiyorum.
ünal bey, cok büyük bir hayranininiz olarak bu ani ölümsüzlestirmek istiyorum diyorum.
tabiki, lafimi olur diyor. o sirada 3 tane nerden ciktigi belli olmayan bodyguardlar bana yaklasirken ünal aysal aynen böyle bir hareketle durduruyor yarmalari.
https://goo.gl/images/Z1VoJ9
esi aliyor telefonumu, ünal baskan sirtima atiyor elini, bende sariliyorum tabiki. esi bir iki resim cektikten sonra baskandan bir rica geliyor.
instagram´da bu resimleri paylasmassan cok sevinirim.
bende tabiki diyorum ve sözümü veriyorum.
o sirada esi ünal baskanin türkce ricasini anliyor ve ingilizce dilinde „why can´t he share pictures of 2 handsome men on instagram?” diye patlatiyor soruyu baskana.
ünal baskan kulagima yaklasip, gülerek ve türkce olarak “bu ates üfleyerek sönmez” tadinda “kadinlar anlamaz, konusarak sadece kendini yorarsin” diyor.
daha sonrasinda elimi sıkıp simdi ayrilmamiz gerekiyor, size iyi aksamlar diliyorum diyerek restauranttan ayriliyor.
buda böyle bir animdir.
evet ünal aysalciyim.
cam kenari rezervasyonum var ve masam ayrilmis. tam mekana geldik, masaya dogru bizi gecirirken garson birden baska bir masaya yöneldi ve malesef benim rezerve ettigim masa bazi kosullardan dolayi baska birine verildi saniyeler icerisinde.
icimden küfürler ucusuyor, kim bu amk diyorum. kiz arkadasimada caktirmiyorum ama bir hayal kirikligi var tabi ki.
neyse oturuyoruz salatamizi sushimizi söylüyoruz ama ben halen bekliyorum kim gelicek.
bir hareketlilik yasaniyor ve bir bakiyorum, müthis takim elbisesi, mor kravati ile ünal aysal.
önce esini oturtuyor, daha sonra kendisi tam olarak rezerve ettigim yere oturuyor.
tabiki ben heyecandan azima sushi yerine kocaman bir wasabi parcasi atiyorum. agzim yaniyor, gözlerim yasli, kalbim küt küt atiyor.
neyse yemegimizi yiyoruz, tabi ben pusuya yatiyorum.
yemeklerini yiyorlar, üstüne tiramisu ve soda yapip hesabi ödüyor baskan.
esinin ceketini giydiriyor ve kalktiklari anda yanina gidiyorum.
ünal bey, cok büyük bir hayranininiz olarak bu ani ölümsüzlestirmek istiyorum diyorum.
tabiki, lafimi olur diyor. o sirada 3 tane nerden ciktigi belli olmayan bodyguardlar bana yaklasirken ünal aysal aynen böyle bir hareketle durduruyor yarmalari.
https://goo.gl/images/Z1VoJ9
esi aliyor telefonumu, ünal baskan sirtima atiyor elini, bende sariliyorum tabiki. esi bir iki resim cektikten sonra baskandan bir rica geliyor.
instagram´da bu resimleri paylasmassan cok sevinirim.
bende tabiki diyorum ve sözümü veriyorum.
o sirada esi ünal baskanin türkce ricasini anliyor ve ingilizce dilinde „why can´t he share pictures of 2 handsome men on instagram?” diye patlatiyor soruyu baskana.
ünal baskan kulagima yaklasip, gülerek ve türkce olarak “bu ates üfleyerek sönmez” tadinda “kadinlar anlamaz, konusarak sadece kendini yorarsin” diyor.
daha sonrasinda elimi sıkıp simdi ayrilmamiz gerekiyor, size iyi aksamlar diliyorum diyerek restauranttan ayriliyor.
buda böyle bir animdir.
evet ünal aysalciyim.