423
iddaa'da kaybetmemenin yolu kazanmamaktır.
anlatayım. ben man adasının bir köyünde kıraathane işletiyorum. kıraathanenin ceo'suyum ben. insanlar haftasonu maç izlemeye geldiğinde de bahis oynatırım.
geçen cumartesi akşamı dört maç vardı ve hesapları basitleştirmek için tüm maçların eşit olasılıkla 1/0/2 biteceğini varsaydım. 81* eşit ihtimalli olasılık vardı. kıraathane politikası gereği de dört maça birden bahis yapmanız gerekiyor. eşit olasılıklı 3 ihtimal için oranların 3.00-3.00-3.00 olması gerekir ama maçların oranlarını 2.45-2.45-2.45 olarak belirledim çünkü müşteriler böyle de oynuyor. çayları toplayan çocuğun matematiği iyiymiş, oranlarda %18 kesinti yaptığımı söyledi. her şeyin %18 kdv'si var zaten diye kimse umursamadı. bahis yapmaya 81 kişi geldi ve tüm 81 farklı olasılık için herkes 100tl oynadı. masaya 8100tl topladık ve maçları izledik. 1 kişi kazandı ve 80 kişi kaybetti. kazanan kişi kuponuyla bana geldi.
oynanan miktar: 100tl
oran: 2.45x2.45x2.45x2.45 = 36.03
kazanç: 3603tl
3603tl'sini adama verdim. köyün muhtarı gelip %20 vergisini aldı, 2883tl'si kaldı. bu da kıraathanedeki herkese şov yaptı, 100tl ile nasıl 2883tl kazandım diye. kimseye çay bile ısmarlamadı namussuz. ben de masada topladığımız 8100tl'den kalan 4497tl'yi çaktırmadan almaya gittim. muhtar hala kıraathanedeymiş, benden de %20'sini aldı.%10'unu kulüplere yollayıp kalanı cebe indirdim.
1 kişi 2883tl kazandı. (%35)
80 kişi 100tl kaybetti. (%0)
muhtar 1620tl aldı. (%20)
kulüpler 360tl aldı. (%5)
ben hiçbir şey yapmadan 3237tl kazandım. (%40)
pazar günü dört maç daha vardı ama kıraathaneme kimse gelmedi. köy ahalisi internette bahis siteleri bulmuş, maçları kaçak yayınlardan izleyip oradan bahis oynuyorlarmış. öğrendim ki bu internet sitelerinin oranları olması gerektiği gibi 3.00-3.00-3.00 veriyormuş ve parayı da kazanandan yanlızca %5 kesinti yaparak kazanıyorlarmış, devlet de bunlardan vergi alamıyormuş. bizim köylüler aynı şekilde dört maça farklı farklı oynamışlar, yine bir kişi kazanmış. kazanan adam köyün halısaha whatsapp grubuna yollamış kuponunu:
oynanan miktar: 100tl
oran: 3.00x3.00x3.00x3.00 = 81.00
kazanç: 8100tl
komisyon: -405tl
1 kişi 7695tl kazanmış. (%95)
80 kişi 100tl kaybetmiş. (%0)
bahis sitesi 405tl kazanmış. (%5)
muhtar hiçbir şey kazanmamış.
kulüpler hiçbir şey kazanmamış.
ben hiçbir şey kazanmamışım. :(
pazartesi, kıraathanem basıldı. cumartesi kazanan müşteri, bir kamyon adamla gelip beni dövdü. internet sitesinde kazanan adam 7695tl kazanırken o aynı olasılıklarla yalnızca 2883tl kazanmış. diğeri buna artistlik yapınca gururuna yedirememiş, 4812tl'lik farkını istedi benden. cebimde o kadar para yok, haftaya veririm dedim de zor kurtuldum.
akşam yine kimse gelmedi çünkü internette tek maça da oynayabildiklerini keşfetmişler, dört maçın hepsini tutturamayanlar şimdi birkaç maç tutturup kazanınca gece brezilya ligi maçları izler olmuş.
ertesi gün koşa koşa muhtara çıktım. bu işten ben %40, muhtar da %20 kazanıyordu. muhtara durumu anlattım, o da kanun hükmünde kararname çıkartıp internette bahis yapmayı yasakladı. oynayan birkaç çocuğu da köy meydanında ibret olsun diye dövdü. cahil köylüleri, başka yerde bahis oynarsanız paralarınız çalınır diye korkuttu. beni gösterdi, bizim kıraathanenin ceo'su çok güvenilirdir, sizin iyiliğinizi düşünüyor, ben de onu takip ediyorum, başka yerde oynarsanız kumarbaz olursunuz ananızı dövüp bileziklerini çalarsınız dedi.
köylü de çaresiz her gün gelip benim kıraathanemde bahis oynamaya devam etti. ertesi gün aklıma dahiyane bir fikir geldi. maçların sonuçları her zaman eşit ihtimalli olmuyordu, herkes de her zaman farklı takımlara bahis yapmıyordu. topladığımdan fazla ödül verme riskinden kurtulmalıydım. almanya'daki gurbetçi dayımgiller vasıtasıyla köylü bizde ne oynarsa internette daha yüksek oranlardan biz de onu oynadık, aradaki fark bize kaldı. ben, muhtar ve kulüpler hep birlikte eskiden olduğu gibi para kazanmaya devam ediyorduk. artık hiçbir riskimiz yoktu, köylü bahis oynadığı sürece havadan para kazanacaktık. köyün okulu da iyi olmadığından muhtar dışında zaten matematik yapabilen kimse yok ve bunlar da internetten önce de bizimle bahis oynadığı için düşük oranlara alışkınlar.
sonra farkettim ki ne kadar çok bahis oynanırsa ben de o kadar çok kazanacağım. kazandığım para maçların sonucuna göre değişmeyecek. ben de işleri büyütmeye karar verdim, neden yalnızca bizim köyün 81 kişisine oynatayım ki, sonuçta benim yaptığım hiçbir iş yoktu. ülkede de internette bahis oynamayı yasaklamıştık. biriktirdiğim paranın bir kısmıyla ülkenin tüm köylerine bayi açtım. her köyün bayisine %7.7 verdim, az bir parayla da tüm köylere reklam bastırıp her yere astım. maçların devre arasında bile benim reklamlar oynadı, futbolcuların formalarına ismimi yazdırdım. her köyün meşhur futbolcularına, hatta eski hakemlerine bile para verip köy meydanında bahis yorumları yaptırdım, insanlar heveslendi. internetten oynamak isteyenler için de web sitesi açtım.
artık bana %30 kalıyor ama 81 kişiye değil, 81000 kişiye oynatıyorum. dolayısıyla günde 3237tl değil 2,4 milyon tl kazanıyorum, parayı da yurtdışına çıkartıyorum. muhtarlara da söyledim, internette oynanan bahis gavurlara kaptırılan paradır diye ikna ediyorlar insanları. muhtarlar bu işten para kazanıyor, kulüpler bu işten para kazanıyor, yöneticiler bu paradan besleniyor, futbolcuların maaşları yükseldi, binlerce bayi bu işten para kazanıyor dolayısıyla kimse artık şikayet etmiyor. şikayet etmeyi bile yasakladık, benim kahvehane zincirim dışında oynanan tüm bahisleri yasadışı ilan ettik.
bahiste kaybedenler, zaten her yerde aynı miktarı kaybedecekti. onlar şikayet etmesin. ama kazananlar 10 kazanması gerekirken 4-5 kazanıyor, kalanını başkaları yiyor. parayı kaybederken bahisçi kaybediyor ama kazanınca biz de katılıyoruz. asıl şikayet etmesi gerekenler bahiste kazananlar. ama dört maç kuralıyla hem kazananların sayısı azaldı hem de kazandıkları miktarlar arttı. ne kadar çok kazanırlarsa o kadar çok seviniyorlar ama aslında ne kadar çok kazanırlarsa o kadar çok soyuluyorlar. bu da aynı bizim muhtar seçimleri gibi işte.
anlatayım. ben man adasının bir köyünde kıraathane işletiyorum. kıraathanenin ceo'suyum ben. insanlar haftasonu maç izlemeye geldiğinde de bahis oynatırım.
geçen cumartesi akşamı dört maç vardı ve hesapları basitleştirmek için tüm maçların eşit olasılıkla 1/0/2 biteceğini varsaydım. 81* eşit ihtimalli olasılık vardı. kıraathane politikası gereği de dört maça birden bahis yapmanız gerekiyor. eşit olasılıklı 3 ihtimal için oranların 3.00-3.00-3.00 olması gerekir ama maçların oranlarını 2.45-2.45-2.45 olarak belirledim çünkü müşteriler böyle de oynuyor. çayları toplayan çocuğun matematiği iyiymiş, oranlarda %18 kesinti yaptığımı söyledi. her şeyin %18 kdv'si var zaten diye kimse umursamadı. bahis yapmaya 81 kişi geldi ve tüm 81 farklı olasılık için herkes 100tl oynadı. masaya 8100tl topladık ve maçları izledik. 1 kişi kazandı ve 80 kişi kaybetti. kazanan kişi kuponuyla bana geldi.
oynanan miktar: 100tl
oran: 2.45x2.45x2.45x2.45 = 36.03
kazanç: 3603tl
3603tl'sini adama verdim. köyün muhtarı gelip %20 vergisini aldı, 2883tl'si kaldı. bu da kıraathanedeki herkese şov yaptı, 100tl ile nasıl 2883tl kazandım diye. kimseye çay bile ısmarlamadı namussuz. ben de masada topladığımız 8100tl'den kalan 4497tl'yi çaktırmadan almaya gittim. muhtar hala kıraathanedeymiş, benden de %20'sini aldı.%10'unu kulüplere yollayıp kalanı cebe indirdim.
1 kişi 2883tl kazandı. (%35)
80 kişi 100tl kaybetti. (%0)
muhtar 1620tl aldı. (%20)
kulüpler 360tl aldı. (%5)
ben hiçbir şey yapmadan 3237tl kazandım. (%40)
pazar günü dört maç daha vardı ama kıraathaneme kimse gelmedi. köy ahalisi internette bahis siteleri bulmuş, maçları kaçak yayınlardan izleyip oradan bahis oynuyorlarmış. öğrendim ki bu internet sitelerinin oranları olması gerektiği gibi 3.00-3.00-3.00 veriyormuş ve parayı da kazanandan yanlızca %5 kesinti yaparak kazanıyorlarmış, devlet de bunlardan vergi alamıyormuş. bizim köylüler aynı şekilde dört maça farklı farklı oynamışlar, yine bir kişi kazanmış. kazanan adam köyün halısaha whatsapp grubuna yollamış kuponunu:
oynanan miktar: 100tl
oran: 3.00x3.00x3.00x3.00 = 81.00
kazanç: 8100tl
komisyon: -405tl
1 kişi 7695tl kazanmış. (%95)
80 kişi 100tl kaybetmiş. (%0)
bahis sitesi 405tl kazanmış. (%5)
muhtar hiçbir şey kazanmamış.
kulüpler hiçbir şey kazanmamış.
ben hiçbir şey kazanmamışım. :(
pazartesi, kıraathanem basıldı. cumartesi kazanan müşteri, bir kamyon adamla gelip beni dövdü. internet sitesinde kazanan adam 7695tl kazanırken o aynı olasılıklarla yalnızca 2883tl kazanmış. diğeri buna artistlik yapınca gururuna yedirememiş, 4812tl'lik farkını istedi benden. cebimde o kadar para yok, haftaya veririm dedim de zor kurtuldum.
akşam yine kimse gelmedi çünkü internette tek maça da oynayabildiklerini keşfetmişler, dört maçın hepsini tutturamayanlar şimdi birkaç maç tutturup kazanınca gece brezilya ligi maçları izler olmuş.
ertesi gün koşa koşa muhtara çıktım. bu işten ben %40, muhtar da %20 kazanıyordu. muhtara durumu anlattım, o da kanun hükmünde kararname çıkartıp internette bahis yapmayı yasakladı. oynayan birkaç çocuğu da köy meydanında ibret olsun diye dövdü. cahil köylüleri, başka yerde bahis oynarsanız paralarınız çalınır diye korkuttu. beni gösterdi, bizim kıraathanenin ceo'su çok güvenilirdir, sizin iyiliğinizi düşünüyor, ben de onu takip ediyorum, başka yerde oynarsanız kumarbaz olursunuz ananızı dövüp bileziklerini çalarsınız dedi.
köylü de çaresiz her gün gelip benim kıraathanemde bahis oynamaya devam etti. ertesi gün aklıma dahiyane bir fikir geldi. maçların sonuçları her zaman eşit ihtimalli olmuyordu, herkes de her zaman farklı takımlara bahis yapmıyordu. topladığımdan fazla ödül verme riskinden kurtulmalıydım. almanya'daki gurbetçi dayımgiller vasıtasıyla köylü bizde ne oynarsa internette daha yüksek oranlardan biz de onu oynadık, aradaki fark bize kaldı. ben, muhtar ve kulüpler hep birlikte eskiden olduğu gibi para kazanmaya devam ediyorduk. artık hiçbir riskimiz yoktu, köylü bahis oynadığı sürece havadan para kazanacaktık. köyün okulu da iyi olmadığından muhtar dışında zaten matematik yapabilen kimse yok ve bunlar da internetten önce de bizimle bahis oynadığı için düşük oranlara alışkınlar.
sonra farkettim ki ne kadar çok bahis oynanırsa ben de o kadar çok kazanacağım. kazandığım para maçların sonucuna göre değişmeyecek. ben de işleri büyütmeye karar verdim, neden yalnızca bizim köyün 81 kişisine oynatayım ki, sonuçta benim yaptığım hiçbir iş yoktu. ülkede de internette bahis oynamayı yasaklamıştık. biriktirdiğim paranın bir kısmıyla ülkenin tüm köylerine bayi açtım. her köyün bayisine %7.7 verdim, az bir parayla da tüm köylere reklam bastırıp her yere astım. maçların devre arasında bile benim reklamlar oynadı, futbolcuların formalarına ismimi yazdırdım. her köyün meşhur futbolcularına, hatta eski hakemlerine bile para verip köy meydanında bahis yorumları yaptırdım, insanlar heveslendi. internetten oynamak isteyenler için de web sitesi açtım.
artık bana %30 kalıyor ama 81 kişiye değil, 81000 kişiye oynatıyorum. dolayısıyla günde 3237tl değil 2,4 milyon tl kazanıyorum, parayı da yurtdışına çıkartıyorum. muhtarlara da söyledim, internette oynanan bahis gavurlara kaptırılan paradır diye ikna ediyorlar insanları. muhtarlar bu işten para kazanıyor, kulüpler bu işten para kazanıyor, yöneticiler bu paradan besleniyor, futbolcuların maaşları yükseldi, binlerce bayi bu işten para kazanıyor dolayısıyla kimse artık şikayet etmiyor. şikayet etmeyi bile yasakladık, benim kahvehane zincirim dışında oynanan tüm bahisleri yasadışı ilan ettik.
bahiste kaybedenler, zaten her yerde aynı miktarı kaybedecekti. onlar şikayet etmesin. ama kazananlar 10 kazanması gerekirken 4-5 kazanıyor, kalanını başkaları yiyor. parayı kaybederken bahisçi kaybediyor ama kazanınca biz de katılıyoruz. asıl şikayet etmesi gerekenler bahiste kazananlar. ama dört maç kuralıyla hem kazananların sayısı azaldı hem de kazandıkları miktarlar arttı. ne kadar çok kazanırlarsa o kadar çok seviniyorlar ama aslında ne kadar çok kazanırlarsa o kadar çok soyuluyorlar. bu da aynı bizim muhtar seçimleri gibi işte.