• 77
    eskiden bu tarz bir şey yazmak için altını verilerle doldurmak isterdim ama şu anda biraz önsezi soslu analiz yazıyorum;
    bence reza davasında bir kamu bir de özel bankasının ceza alması fiyatlanıyor şu sıralar.
    ve yine bence, hükümet, bir şekilde abd ile anlaştı ve 4 aralık'ta görülecek davada bankaları kurtarıp kısa vadeli nefes aldıracaklar piyasalara bir şekilde.
    çünkü bir şekilde normalleşmeye başlamamız gerekiyor ve bu gidişat, eskisi gibi (örn. 2001 krizi) nispeten az zararla atlatabileceğimiz bir gidişat değil.
    neden değil?
    çünkü geçen sene de aynı dönemde benzer bir krizi (devalüasyonu) yaşadık ve karşılığında varlık fonu oluşturularak içi dolduruldu ve bu varlık fonu teminat gösterilerek borçlar bu seneye ertelendi.
    bu sene de bu borçların vadesi, diğer borçların üzerine eklenerek kasım-aralık aylarına eklendi.
    bu söylediklerimi hazine'nin resmi sayfasından da teyit edebilirsiniz.
    https://www.hazine.gov.tr/...amp;cid=12&nm=33
    daha önce de bu başlıkta bunları söylemiştik;
    (bkz: #2095092)

    çok fazla böyle paylaşımlar yapmak istemiyorum keza burası pek de yeri değil ama konusu açılmışken bir-iki şey paylaşmak istedim.

    neden 2001 veya eski krizler gibi değil?
    çünkü çok da detaya girmeden şunu söylemek gerekir; genel olarak dünya ekonomisi, mikro bazda da türkiye ekonomisi, devalüasyon peşine yüksek enflasyonu karşılayacak bir durumda değil çünkü bölgede pazarlarının çoğundan darbe almış, turizmden darbe almış, tarımdan darbe almış, üretim girdilerinin neredeyse yarısı dövize bağlı, yatırımlara bağlı sürdürülebilir bir büyümeye ve hukukun üstünlüğüne sahip olmayan, bir ara eline sıcak para geçmiş, onu da olduğu gibi inşaat ve yol yapımına peşkeş çekmiş bir ülkeden bahsediyoruz.
    yani türkiye, faizi artırarak, tl basarak vs. üretimini artırıp değer yaratıp, dışarıya satıp döviz girdisi yaratarak bu sarmaldan kurtulamaz.
    en önemli sebeplerden birisi de elbette 430 milyar dolarlara yükselmiş dış borç stoğu.

    sürekli bir kara tablo çizdiğimin farkındayım.
    bunları da spesifik olarak iktidarı eleştirmek için söylemiyorum inanın.
    bir şeyler yapılmazsa yarın varlık fonu'nda yer alan bütün o şirketleri yok pahasına kaybetmekle karşı karşıya kalabiliriz.

    bütün bu olumsuzlukların üzerine bir de iki büyük bankanın ceza alması olasılığı dolardaki yükselişi tetiklemiş gibi gözüküyor.
    iktidar kim olursa olsun, türkiye'nin acilen önce kısa ve orta, sonrasında ise uzun vadeli önlemler alması şart.
    bunların başında da içerde ve dışarda normalleşmek geliyor.
    ama ne yazık ki ne iktidarda ne de muhalefette bu çapta bir girişim, bu kapasite gözükmüyor; iyi parti de dahil.

    son bir not da türkiye'de yaşayıp döviz kazanmayanlara; dolar'daki yükselişin bedelini tahmin edemeyeceğimiz şekillerde ödemek durumunda kalabiliriz. bu bedelleri ne yazık ki sorumlulara rücu etme şansımız yok. yine sen-ben ve çocuklarımız ve torunlarımız ve onların torunları ödemek durumunda kalacaklar.

    bence hâlâ alım fırsatı da var bu arada.
    alıp 4,2'ye kadar çıktığında bozdurmak mantıklı olacaktır 4 aralık'a kadar. ordan çıkan karara göre bir şeyleri yeniden değerlendiririz kısa vade için.

    uzun vadede ise döviz, enflasyon 2-3 bandına inmedikçe rakipsiz.
    ona da şimdiden her şeyi doğru yapalım desek nereden baksanız en az 6-7 yıl var en iyi ihtimalle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın