1880
--- alıntı ---
2000'li yılların başında, barcelona'nın cadete b takımı, espanyol'un cadete a takımını asla yenemiyordu. teknik futbola takıntılı olan barça, fiziki futbolda ustalaşmış espanyol karşısında çaresiz kalıyordu.
bir gün, her şey değişti.
"onların evine gittik ve üç gol attık" diyor marc valiente, şimdilerde kas eupen forması giyen, o dönemde barça b'nin kaptanlığını yapan savunma oyuncusu. yıl 2002'ydi ve barcelona'nın henüz işlenmemiş bir elması vardı. o elmas, 14 yaşındaki bir arjantinliydi ve neredeyse yenilmez olan takımın en önemli parçasıydı.
rosario'dan yola çıkıp barcelona'ya geldiğinde infantil b (ispanya futbolunda infantil, 12 yaş altı kategoriye verilen isim) takımına geldiğinde kimseye 'merhaba' bile diyemeyeeck kadar utangaçmış. o dönem savunmada oynayan robert franch, öyle anlatıyor.
"barcelona'daki genç takımlarda, ekibe henüz katılanlara hep aynı soru yöneltilir: nerede oynuyorsun? rodolf borrell, bu soruyu şubat 2002'de messi'ye de yöneltmiş. tüm takımın önünde. messi mırıldanarak "forvette..." dedikten sonra bir köşeye geçip sessizce oturmuş.
barcelona'ya messi'yle aynı günde katılan roger gribet, o günleri "o beni büyülemişti. ben 1.70m boyunda biriydim, takıma belki de bu yüzden girmiştim. messi ise 1.50m boyunda vardı ya da yoktu!" sözleriyle hatırlıyor.
http://gss.gs/VSG.jpg
borrell, takımdaki diğer oyunculara messi'yi "çok uzaklardan gelen ve çok özel bir 10 numara" olarak tarif etmiş:
"o zamanlar çok uzaklardan la masia'ya katılan oyuncular yoktu." messi, topu daha ayağına almadan bile diğer herkesten farklı bir statüye sahip olmuştu.
infantil b'yle çıktığı ilk antrenman maçında, antrenörü messi'yi ileri uçta cesc fabregas'la birlikte oynatır. "bu rastgele verilmiş bir karar değildi" diyor valiente: "cesc çok yetenekliydi. oyunu okuma konusunda bir uzmandı."
o gün futbolcular, daha önce tanıklık etmedikleri bir şeyle karşılaşacaklardı.
"bize her zaman bir ya da iki dokunuşla oynamayı öğrettiler. henüz küçük yaşlardan top kontrolünü ve paslaşmayı öğrendik. amaç topu hızlı hareket ettirmekti. ama bir baktık ki, biz pası atana kadar topla birlikte müthiş hızlı hareket edebilen biri var" diyor valiente.
yine de, messi'nin neler yapabileceğini gerçek bir maçta görmeleri berekiyordu. o dönem barcelona'da futbol gelişim departmanından sorumlu olan albert benaiges, libero isimli kitabında şunları söylüyor: "acele etmemiz gerekiyordu çünkü messi o iki maçta oynamamış olsaydı, onu ulusal kategoride 18 yaşına gelene dek sahaya süremeyecektik."
messi ilk maçına 7 mart 2001'de amposta karşısında çıktı ve bir gol attı. ama bundan bir hafta sonra, futbol kariyeri tehlikeye girdi. tortosa'yla deplasmanda oynadıkları maçta fibula (kamış kemiği) kırığı sakatlığı yaşadı. bugüne dek futbol kariyeri boyunca yaşadığı tek kırık sakatlığı bu. bu sakatlık nedeniyle infantil b takımında bir daha oynayamadı.
sakatlığını atlattıktan sonra infantil a takımının formasını giymeye başladı. bu takımdaki kariyeri de uzun sürmedi çünkü borrell ve benaiges onu kısa sürede cadete b takımına (16 yaş altı kategorisi) yükselttiler. asıl etkiyi de bu takımda yarattı.
"o zamana dek soyunma odasında pek dikkat çeken biri olmamıştı" diyor roger franch, robert'in kardeşi ve o dönem cadete b takımının kalecisi, ve ekliyor: "biz çok canlı bir gruptuk ama messi her zaman kendi köşesinde sessiz ve yalnız olmayı tercih ederdi."
antrenmanlarda ise durum biraz daha farklıydı. roger şöyle devam ediyor:
"bizi çok kızdırırdı çünkü ona karşı futbol oynamak çok sinir bozucuydu. kendinin iyi bir futbolcu olup olmadığını sorgulamaya başlıyordun."
kardeşi robert ise şunları ifade ediyor: "messi'nin bizden hem mental hem de fiziki anlamda üç vites daha önde olduğunu görünce, savunma oyuncuları olarak bir araya geldik ve ona karşı daha sert oynamaya karar verdik. ama bir şey değişmedi... o kadar hızlıydı ki ona faul yapamıyorduk bile!"
http://gss.gs/uF2.jpg
http://gss.gs/Z9o.jpg
robert şöyle devam ediyor: "onu düşürmek için hamlenizi yapardınız ama sizi çoktan geçmiş olurdu ve diğer savunmacıyla karşı karşıya gelirdi. adeta bir makineydi. hem antrenmanlarda, hem de maçlarda. bire bir çalışmalarda onunla karşı karşıya kalmak istemezdik. topun kokusunu bile alamayacağımızı bilirdik çünkü."
şimdilerde cartagena formasını terleten, o dönemki cadete b kalecisi pau torras, gördüklerine inanamıyordu: "antrenmana gelir, tek kelime etmez, yaptıklarıyla ağzımızı açık bırakır ve evine giderdi. bunların her birini çok doğal bir şekilde yapardı."
robert özetliyor: "bazen onu durdurmanın tek yolunun bir silah çıkarıp ateş etmek olduğunu düşünürdük ama o zaman bile bu adamın topla birlikte giderken kurşundan kaçabileceğini hissederdik."
13 yaşındaki messi'nin insanlarda bıraktığı izlenim buydu.
içine kapanıklığını aşmaya başlayacaktı. bir turnuvada yer almak için venedik'e giden takımda, messi'nin arkadaşlarına ilk şakalarını yapmaya başladığı görüldü. valiente o günleri "o kadar utangaçtı ki, o güne kadar kimseyle konuşmamıştı." sözleriyle hatırlıyor.
messi, daha sonra, victor vazquez ile takılmaya başladı - la masia'nın altın çocuklarından biri ve arjantin genç takımlarında oynayacak potansiyelli bir futbolcu. aynı zamanda messi'yle sınıf arkadaşıydı.
venedik'te, takım arkadaşları messi'yi "enano (cüce)" diye çağırmaya başladılar.
"ona uzun zaman boyunca bu lakapla seslendik ama bunu karşılıklı güven ortamı oluştuktan sonra yapabildik. o da venedik'te oldu. a takımla ilk maçına çıktıktan sonra bile la masia'ya gelip bizimle görüşmüştü. ona 'cüce, yaşlı adamlarla nasıl anlaşabildin?' demiştim. diyor roger giribet.
"belki özel hayatında bizden şikayet ediyordu ama takım arkadaşlarına hiçbir kabalığı olmadı. hâlâ da öyle. yarın birbirimizi görsek, sarılır ve aradan 15 yıl geçmemiş gibi konuşmaya devam ederiz."
http://gss.gs/WTt.jpg
http://gss.gs/Ymc.jpg
1987 jenerasyonunun neredeyse tamamı, cadete a kategorisine aynı zamanda, 2002-03 sezonunda yükseldiler ve la masia'nın bugüne dek gördüğü en etkileyici takım oluştu. merhum tito vilanova ve alex garcia'nın katkılarıyla.
ama hiçbir şey sonsuza dek sürmüyor. cesc fabregas o takımdan erkenden ayrılarak arsenal'e gitti. bir sezon sonra da gerard pique, manchester united'ın yolunu tuttu.
messi ise yoluna devam etti. juvenil a'dan (19 yaş altı) barcelona c takımına (artık bu kategori yok) yükseldi, oradan da barcelona b'ye. bunların hepsi sadece 1 yıl içerisinde gerçekleşti. 16 yaşında barcelona a takımı ile ilk maçına çıktı ve 17 yaşına geldiğinde bu takımın üyelerinden biriydi. o dönem dünyanın en iyi oyuncusu olarak görülen ronaldinho'yla birlikte...
giribet bir konuda şaşkın: "onunla birlikte futbol oynayan bizler, eşsiz teknik yeteneği karşısında şaşırmıyorduk ama her koşula bu kadar çabuk adapte olmasına şaşırıyorduk. messi 10 yıl önce topla birlikte ışık hızında hareket ediyordu. şimdi ise oyununu farklılaştırdı. bitiriciliğini ve final paslarını geliştirdi."
http://gss.gs/uo1.jpg
"kariyerinin her aşamasında en değerli yanını parlatmayı ve bunu tüm takım için kullanmayı başardı ve böylelikle 10 yıldan fazla süredir dünyanın en iyi oyuncusu oldu. genç takımlardan bugüne kadar, messi her zaman en iyisiydi."
giribet, diğer oyuncuların aksine messi'nin baskıdan etkilenmediğini de düşünüyor.
"messi baskı ne demek bilmiyor. birçok yetenekli futbolcu, baskıyı kaldıramadığı için sönüp gidiyor. ben 1500 kişinin önünde oynadığımda bacaklarım titremişti. messi ise şampiyonlar ligi finalinde de oynasa, arka bahçede de oynasa hep aynı."
valiente hemfikir: "onu tanıyanlar olarak bizler, henüz çok erken bir yaşta a takımda oynamasına hiç şaşırmadık. kariyeri boyunca her yeni aşamaya rahatlıkla adapte oldu."
torras şunları ekliyor: "her zaman durdurulamaz bir futbolcuydu. onu durdurabilecek bir formül hiçbir zaman keşfedilmedi."
aradan geçen 15 yılda ispanya'nın avrupa'nın elit kulüpleri, messi'nin durdurulamaz olduğunu bizzat gördüler. barcelona'nın kaderini değiştiren adamın daha yazacak çok tarihi var.
http://www.goal.com/...qaurl3k1j80ma1rn0aoj
--- alıntı ---
2000'li yılların başında, barcelona'nın cadete b takımı, espanyol'un cadete a takımını asla yenemiyordu. teknik futbola takıntılı olan barça, fiziki futbolda ustalaşmış espanyol karşısında çaresiz kalıyordu.
bir gün, her şey değişti.
"onların evine gittik ve üç gol attık" diyor marc valiente, şimdilerde kas eupen forması giyen, o dönemde barça b'nin kaptanlığını yapan savunma oyuncusu. yıl 2002'ydi ve barcelona'nın henüz işlenmemiş bir elması vardı. o elmas, 14 yaşındaki bir arjantinliydi ve neredeyse yenilmez olan takımın en önemli parçasıydı.
rosario'dan yola çıkıp barcelona'ya geldiğinde infantil b (ispanya futbolunda infantil, 12 yaş altı kategoriye verilen isim) takımına geldiğinde kimseye 'merhaba' bile diyemeyeeck kadar utangaçmış. o dönem savunmada oynayan robert franch, öyle anlatıyor.
"barcelona'daki genç takımlarda, ekibe henüz katılanlara hep aynı soru yöneltilir: nerede oynuyorsun? rodolf borrell, bu soruyu şubat 2002'de messi'ye de yöneltmiş. tüm takımın önünde. messi mırıldanarak "forvette..." dedikten sonra bir köşeye geçip sessizce oturmuş.
barcelona'ya messi'yle aynı günde katılan roger gribet, o günleri "o beni büyülemişti. ben 1.70m boyunda biriydim, takıma belki de bu yüzden girmiştim. messi ise 1.50m boyunda vardı ya da yoktu!" sözleriyle hatırlıyor.
http://gss.gs/VSG.jpg
borrell, takımdaki diğer oyunculara messi'yi "çok uzaklardan gelen ve çok özel bir 10 numara" olarak tarif etmiş:
"o zamanlar çok uzaklardan la masia'ya katılan oyuncular yoktu." messi, topu daha ayağına almadan bile diğer herkesten farklı bir statüye sahip olmuştu.
infantil b'yle çıktığı ilk antrenman maçında, antrenörü messi'yi ileri uçta cesc fabregas'la birlikte oynatır. "bu rastgele verilmiş bir karar değildi" diyor valiente: "cesc çok yetenekliydi. oyunu okuma konusunda bir uzmandı."
o gün futbolcular, daha önce tanıklık etmedikleri bir şeyle karşılaşacaklardı.
"bize her zaman bir ya da iki dokunuşla oynamayı öğrettiler. henüz küçük yaşlardan top kontrolünü ve paslaşmayı öğrendik. amaç topu hızlı hareket ettirmekti. ama bir baktık ki, biz pası atana kadar topla birlikte müthiş hızlı hareket edebilen biri var" diyor valiente.
yine de, messi'nin neler yapabileceğini gerçek bir maçta görmeleri berekiyordu. o dönem barcelona'da futbol gelişim departmanından sorumlu olan albert benaiges, libero isimli kitabında şunları söylüyor: "acele etmemiz gerekiyordu çünkü messi o iki maçta oynamamış olsaydı, onu ulusal kategoride 18 yaşına gelene dek sahaya süremeyecektik."
messi ilk maçına 7 mart 2001'de amposta karşısında çıktı ve bir gol attı. ama bundan bir hafta sonra, futbol kariyeri tehlikeye girdi. tortosa'yla deplasmanda oynadıkları maçta fibula (kamış kemiği) kırığı sakatlığı yaşadı. bugüne dek futbol kariyeri boyunca yaşadığı tek kırık sakatlığı bu. bu sakatlık nedeniyle infantil b takımında bir daha oynayamadı.
sakatlığını atlattıktan sonra infantil a takımının formasını giymeye başladı. bu takımdaki kariyeri de uzun sürmedi çünkü borrell ve benaiges onu kısa sürede cadete b takımına (16 yaş altı kategorisi) yükselttiler. asıl etkiyi de bu takımda yarattı.
"o zamana dek soyunma odasında pek dikkat çeken biri olmamıştı" diyor roger franch, robert'in kardeşi ve o dönem cadete b takımının kalecisi, ve ekliyor: "biz çok canlı bir gruptuk ama messi her zaman kendi köşesinde sessiz ve yalnız olmayı tercih ederdi."
antrenmanlarda ise durum biraz daha farklıydı. roger şöyle devam ediyor:
"bizi çok kızdırırdı çünkü ona karşı futbol oynamak çok sinir bozucuydu. kendinin iyi bir futbolcu olup olmadığını sorgulamaya başlıyordun."
kardeşi robert ise şunları ifade ediyor: "messi'nin bizden hem mental hem de fiziki anlamda üç vites daha önde olduğunu görünce, savunma oyuncuları olarak bir araya geldik ve ona karşı daha sert oynamaya karar verdik. ama bir şey değişmedi... o kadar hızlıydı ki ona faul yapamıyorduk bile!"
http://gss.gs/uF2.jpg
http://gss.gs/Z9o.jpg
robert şöyle devam ediyor: "onu düşürmek için hamlenizi yapardınız ama sizi çoktan geçmiş olurdu ve diğer savunmacıyla karşı karşıya gelirdi. adeta bir makineydi. hem antrenmanlarda, hem de maçlarda. bire bir çalışmalarda onunla karşı karşıya kalmak istemezdik. topun kokusunu bile alamayacağımızı bilirdik çünkü."
şimdilerde cartagena formasını terleten, o dönemki cadete b kalecisi pau torras, gördüklerine inanamıyordu: "antrenmana gelir, tek kelime etmez, yaptıklarıyla ağzımızı açık bırakır ve evine giderdi. bunların her birini çok doğal bir şekilde yapardı."
robert özetliyor: "bazen onu durdurmanın tek yolunun bir silah çıkarıp ateş etmek olduğunu düşünürdük ama o zaman bile bu adamın topla birlikte giderken kurşundan kaçabileceğini hissederdik."
13 yaşındaki messi'nin insanlarda bıraktığı izlenim buydu.
içine kapanıklığını aşmaya başlayacaktı. bir turnuvada yer almak için venedik'e giden takımda, messi'nin arkadaşlarına ilk şakalarını yapmaya başladığı görüldü. valiente o günleri "o kadar utangaçtı ki, o güne kadar kimseyle konuşmamıştı." sözleriyle hatırlıyor.
messi, daha sonra, victor vazquez ile takılmaya başladı - la masia'nın altın çocuklarından biri ve arjantin genç takımlarında oynayacak potansiyelli bir futbolcu. aynı zamanda messi'yle sınıf arkadaşıydı.
venedik'te, takım arkadaşları messi'yi "enano (cüce)" diye çağırmaya başladılar.
"ona uzun zaman boyunca bu lakapla seslendik ama bunu karşılıklı güven ortamı oluştuktan sonra yapabildik. o da venedik'te oldu. a takımla ilk maçına çıktıktan sonra bile la masia'ya gelip bizimle görüşmüştü. ona 'cüce, yaşlı adamlarla nasıl anlaşabildin?' demiştim. diyor roger giribet.
"belki özel hayatında bizden şikayet ediyordu ama takım arkadaşlarına hiçbir kabalığı olmadı. hâlâ da öyle. yarın birbirimizi görsek, sarılır ve aradan 15 yıl geçmemiş gibi konuşmaya devam ederiz."
http://gss.gs/WTt.jpg
http://gss.gs/Ymc.jpg
1987 jenerasyonunun neredeyse tamamı, cadete a kategorisine aynı zamanda, 2002-03 sezonunda yükseldiler ve la masia'nın bugüne dek gördüğü en etkileyici takım oluştu. merhum tito vilanova ve alex garcia'nın katkılarıyla.
ama hiçbir şey sonsuza dek sürmüyor. cesc fabregas o takımdan erkenden ayrılarak arsenal'e gitti. bir sezon sonra da gerard pique, manchester united'ın yolunu tuttu.
messi ise yoluna devam etti. juvenil a'dan (19 yaş altı) barcelona c takımına (artık bu kategori yok) yükseldi, oradan da barcelona b'ye. bunların hepsi sadece 1 yıl içerisinde gerçekleşti. 16 yaşında barcelona a takımı ile ilk maçına çıktı ve 17 yaşına geldiğinde bu takımın üyelerinden biriydi. o dönem dünyanın en iyi oyuncusu olarak görülen ronaldinho'yla birlikte...
giribet bir konuda şaşkın: "onunla birlikte futbol oynayan bizler, eşsiz teknik yeteneği karşısında şaşırmıyorduk ama her koşula bu kadar çabuk adapte olmasına şaşırıyorduk. messi 10 yıl önce topla birlikte ışık hızında hareket ediyordu. şimdi ise oyununu farklılaştırdı. bitiriciliğini ve final paslarını geliştirdi."
http://gss.gs/uo1.jpg
"kariyerinin her aşamasında en değerli yanını parlatmayı ve bunu tüm takım için kullanmayı başardı ve böylelikle 10 yıldan fazla süredir dünyanın en iyi oyuncusu oldu. genç takımlardan bugüne kadar, messi her zaman en iyisiydi."
giribet, diğer oyuncuların aksine messi'nin baskıdan etkilenmediğini de düşünüyor.
"messi baskı ne demek bilmiyor. birçok yetenekli futbolcu, baskıyı kaldıramadığı için sönüp gidiyor. ben 1500 kişinin önünde oynadığımda bacaklarım titremişti. messi ise şampiyonlar ligi finalinde de oynasa, arka bahçede de oynasa hep aynı."
valiente hemfikir: "onu tanıyanlar olarak bizler, henüz çok erken bir yaşta a takımda oynamasına hiç şaşırmadık. kariyeri boyunca her yeni aşamaya rahatlıkla adapte oldu."
torras şunları ekliyor: "her zaman durdurulamaz bir futbolcuydu. onu durdurabilecek bir formül hiçbir zaman keşfedilmedi."
aradan geçen 15 yılda ispanya'nın avrupa'nın elit kulüpleri, messi'nin durdurulamaz olduğunu bizzat gördüler. barcelona'nın kaderini değiştiren adamın daha yazacak çok tarihi var.
http://www.goal.com/...qaurl3k1j80ma1rn0aoj
--- alıntı ---