1629
kendisini acımasızca eleştiren güruh, tudor'u da fenerbahçe maçı sonrası yerden yere vuran güruh...
hepimiz tudor'un sisteminden makine örneğiyle bahsediyoruz ve makinenin aksamaması, kusursuz çalışması için dişlilerin öneminden örnekler vererek söz ediyoruz. belhanda da bu sistemin bir dişlisi ve bu sistemde onun payına düşenin sadece gol ve goller atması olmadığını az çok futbol bilgisi olan herkesin görebildiğini düşünüyorum.
fenerbahçe maçı sanki biraz bizim ayarlarımızla oynadı, hem saha içinde hem saha dışında hem de taraftar nezdinde. işin sadece belhanda boyutuna değinirsek; evet bu maç için eleştirilmesi gayet normal çünkü maçın başlama düdüğüyle birlikte anlamsız bir gerginlik ve aşırı hırsla hem kendine hem takıma zarar verdi. ''keskin sirke küpüne zarar'' sözünün vücut bulmuş hali oldu derbi akşamı. ama bunu sadece belhanda üzerinden konuşmak biraz haksızlık gibi çünkü fenerbahçe maçında hem takım olarak hem teknik direktör olarak hem de taraftar olarak sınıfta kaldık. yine yaratılan algıyla tuzağa düştük.
şöyle ki:
-kolay rakiplerle oynadı, şimdi göreceğiz galatasaray'ı,
-tudor hangi büyük maçı kazandı ki,
-hakem mevzusuyla daha maç başlamadan yaratılan kaos..
ve nihayetinde 8 puan önden olmamıza rağmen, sakin olması gereken, çok daha akıllı oynaması gereken bizken sahada tam tersi vardı ve bu da maalesef her şey iyi giderken çatlak sesler çıkmaya başlamasına yetti de arttı bile.
yine de belhanda'nın bu sistemde çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum, çünkü sürekli top isteyen sorumluluk alan, sürekli dikine pas atan, gol ya da gol öncesi paslar yapan, tüm bunların yanında defansif olarak hatrı sayılır katkısı olan, bir stoper bir ön libero gibi ikili mücadeleye girmekten kaçınmayan bir hücumcu. gerekli uyarılar ve tedbirlerle mental problemi çözüldüğünde çok daha katkı sağlayacağı maçlara şahit olacağımızı düşünüyorum.
tudor'un ondan kolay kolay vazgeçeceğini de hiç sanmıyorum..
hepimiz tudor'un sisteminden makine örneğiyle bahsediyoruz ve makinenin aksamaması, kusursuz çalışması için dişlilerin öneminden örnekler vererek söz ediyoruz. belhanda da bu sistemin bir dişlisi ve bu sistemde onun payına düşenin sadece gol ve goller atması olmadığını az çok futbol bilgisi olan herkesin görebildiğini düşünüyorum.
fenerbahçe maçı sanki biraz bizim ayarlarımızla oynadı, hem saha içinde hem saha dışında hem de taraftar nezdinde. işin sadece belhanda boyutuna değinirsek; evet bu maç için eleştirilmesi gayet normal çünkü maçın başlama düdüğüyle birlikte anlamsız bir gerginlik ve aşırı hırsla hem kendine hem takıma zarar verdi. ''keskin sirke küpüne zarar'' sözünün vücut bulmuş hali oldu derbi akşamı. ama bunu sadece belhanda üzerinden konuşmak biraz haksızlık gibi çünkü fenerbahçe maçında hem takım olarak hem teknik direktör olarak hem de taraftar olarak sınıfta kaldık. yine yaratılan algıyla tuzağa düştük.
şöyle ki:
-kolay rakiplerle oynadı, şimdi göreceğiz galatasaray'ı,
-tudor hangi büyük maçı kazandı ki,
-hakem mevzusuyla daha maç başlamadan yaratılan kaos..
ve nihayetinde 8 puan önden olmamıza rağmen, sakin olması gereken, çok daha akıllı oynaması gereken bizken sahada tam tersi vardı ve bu da maalesef her şey iyi giderken çatlak sesler çıkmaya başlamasına yetti de arttı bile.
yine de belhanda'nın bu sistemde çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum, çünkü sürekli top isteyen sorumluluk alan, sürekli dikine pas atan, gol ya da gol öncesi paslar yapan, tüm bunların yanında defansif olarak hatrı sayılır katkısı olan, bir stoper bir ön libero gibi ikili mücadeleye girmekten kaçınmayan bir hücumcu. gerekli uyarılar ve tedbirlerle mental problemi çözüldüğünde çok daha katkı sağlayacağı maçlara şahit olacağımızı düşünüyorum.
tudor'un ondan kolay kolay vazgeçeceğini de hiç sanmıyorum..