341
dün öğleden sonra ali koç'u kanyon avm de eczacıbaşı vitra voleybol takımı ile ilgili bir etkinlikte gördük. insanlarla sürekli fotoğraf çektiriyordu.
15 dk kadar sonra, kanyon'daki apple store'u bilenler bilir, karımla birlikte oraya doğru ilerlerken, ali koç'un 2 metre önümüzde olduğunu farkettik. normalde, reklam sektöründe çalıştığımız için, ünlü şahsiyetleri görünce konuşalım, fotoğraf çektirelim kafasında insanlar değiliz, lakin eşim - kendisi fenerbahçelidir - ali koç'un tam yanından geçerken "ali bey artık sizi fenerbahçe'nin başında görmek istiyoruz" dedi. bunun üzerine ali koç elini uzatıp, eşimin elini sıktı ve "üye misiniz?" diye sordu ve "hayır üye değilim" cevabını aldı. ali koç "başkanı taraftar seçse hiç sorun değil, ama maalesef işler bu şekilde yürümüyor" dedi. burada ben lafa girdim "ali bey açıkçası, kongre aziz bey'in emrinde, dediğiniz gibi taraftar seçmediği için işiniz zor" dedim. bir şey demedi ama beden dili ile beni tasdikledi.
bu noktadan sonra apple store'un önünde ve içinde olmak üzere 5 dk kadar daha kendisiyle sohbet ettik. ben gülerek, "ali bey bir galatasaraylı olarak, sizi fenerbahçe'nin başında görmek istemiyorum" dedim. ali koç eşime dönerek "bak kocan fb'nin başında olmamı istemiyor" diyerek takıldı.
burada bir es verelim, sohbetin başlangıcından sonuna kadar, gerçekten mütevazı ve kalite bir adam olduğu duruşundan, tavrından çok net anlaşılıyor. sohbet'i kısa keseyim, konuyu bir an önce kapatayım vs demedi adam, tam vücut olarak bize döndü ve dikkatini vererek konuştu, biz birbirimize kaş göz yapıp, adamı daha fazla tutmayalım, ayıp oluyor diyerek sohbeti sonlandırdık. fb'li arkadaşlar kızmasınlar ama bu adam hakikaten fb'ye fazla, aziz ve mahmut tarafından temsil edilen bir camia için gerçekten fazla kaliteli bir adam.
sohbete devam edelim. eşim " takımın üzerinde ölü toprağı var, silkinip kendine gelmesi lazım" dedi. ali koç "doğru söylüyorsun şeklinde kafası ile onayladı. akabinde bana dönerek "bak galatasaray'a temmuz ayında tudor istifa, dursun başkan istifa diyordu taraftar" dedi, bu arada ben lafa girdim. "şimdi kimsenin sesi çıkmıyor, başarı gelince ortalık süt liman dedim. bunu üzerine ali koç "kimsenin sesi çıkmıyor felan orası ayrı, takım kombine rekoru kırdı " dedi. takımın kombine rekoru kırması ile ilgili cümleyi iki kez söyledi. altını ısrarla çizdi.
ben bunun üzerine, "taraftar da şöyle bir düşünce var ali bey" dedim. dikkat kesildi. koç'u kastederek, "sizin aile işiniz nedeniyle, kulübe tam vakit ayıramayacağınız endişesi var" dedim. işte burada teknik bir tabir kullandı, bir kelime söyledi. sabahtan beri düşünüyorum kullandığı kelimeyi hatırlayamadım. sanırım sub ile başlıyordu. sohbetin gittiği yerden kelimeyi çıkaran olursa yeşillendirsin.
kullandığı kelimenin anlamını sordu, bilmediğimi söyledim "barcelona başkanı 2 sene de sistemi oturttu, şimdi kulübe hafta da 1 ya da 2 günden fazla uğramıyor ve kulübü bu şekilde başarıyla yönetiyor" dedi. " siz de "o zaman böyle bir sistem ile, ekibi iyi kurup, kulübü başarıyla yöneteceğinizi düşünüyorsunuz " dedim. yine baş hareketi ve vücut dili ile onayladı. kullandığı kelime bu sistemi anlatan bir kelimeydi.
sohbetin sonunda, eşim "vaktinizi aldık" diyerek teşekkür etti. ben de "başarılar ali bey" dedim. o da "iyi günler," diledi.
arada belki hatırlamadığım cümlelerde olmuştur ama sohbet %95 bu şekilde gerçekleşti.
ben bu noktada fb'li arkadaşlar için tüm bu sohbeti ve ali bey'in vücut dilini yorumlayarak, nacizane fikir beyan etmek ve özet geçmek istiyorum.
birincisi ali koç kesin kazanırım demiyor ya da diyemiyor, başkanı taraftar seçse her şey halledilir ama aziz yıldırım'ın kontrolündeki kongre üyeleri bunu rahatlıkla engeller düşüncesine sahip gibi. yani aziz yıldırım yeniden aday olursa işi zor ve bunun gayet farkında.
ikincisi, tüm zamanımı fb'ye veririm demiyor, aile işinden de el etek çekecekmiş gibi bir havası yok. sistemi iyi kurup, arada bir kulübe uğrayarak, camia'yı yönetirim düşüncesinde, başarabilirse ne ala. barcelona'da işleyen bu sistem bizim ülkede başarılı olur mu, bilemedim.
son yorumum da şu; başkan, samimi olduğu kadar - tabi doğal olarak - soğukkanlı ve kontrollü konuşuyor, söylemek istediği daha çok şey var, bunu sohbet esnasında farkediyorsunuz ama kendini frenliyor.
hulasa, bu kalitede bir adam, fb'ye de türk futboluna da fazla. türk sporu ve fenerbahçe açısından konuşursak kesinlikle başkan seçilmeli. galatasaraylı olarak ise düşüncem, fenerbahçe aziz yıldırım ve mahmut uslu ile güzel.
ali koç başkan olursa, fenerbahçe'ye ali şen'den beri duyulan antipati yok olur, gider.
galatasaray için hayırlısı ne ise o olsun. *
15 dk kadar sonra, kanyon'daki apple store'u bilenler bilir, karımla birlikte oraya doğru ilerlerken, ali koç'un 2 metre önümüzde olduğunu farkettik. normalde, reklam sektöründe çalıştığımız için, ünlü şahsiyetleri görünce konuşalım, fotoğraf çektirelim kafasında insanlar değiliz, lakin eşim - kendisi fenerbahçelidir - ali koç'un tam yanından geçerken "ali bey artık sizi fenerbahçe'nin başında görmek istiyoruz" dedi. bunun üzerine ali koç elini uzatıp, eşimin elini sıktı ve "üye misiniz?" diye sordu ve "hayır üye değilim" cevabını aldı. ali koç "başkanı taraftar seçse hiç sorun değil, ama maalesef işler bu şekilde yürümüyor" dedi. burada ben lafa girdim "ali bey açıkçası, kongre aziz bey'in emrinde, dediğiniz gibi taraftar seçmediği için işiniz zor" dedim. bir şey demedi ama beden dili ile beni tasdikledi.
bu noktadan sonra apple store'un önünde ve içinde olmak üzere 5 dk kadar daha kendisiyle sohbet ettik. ben gülerek, "ali bey bir galatasaraylı olarak, sizi fenerbahçe'nin başında görmek istemiyorum" dedim. ali koç eşime dönerek "bak kocan fb'nin başında olmamı istemiyor" diyerek takıldı.
burada bir es verelim, sohbetin başlangıcından sonuna kadar, gerçekten mütevazı ve kalite bir adam olduğu duruşundan, tavrından çok net anlaşılıyor. sohbet'i kısa keseyim, konuyu bir an önce kapatayım vs demedi adam, tam vücut olarak bize döndü ve dikkatini vererek konuştu, biz birbirimize kaş göz yapıp, adamı daha fazla tutmayalım, ayıp oluyor diyerek sohbeti sonlandırdık. fb'li arkadaşlar kızmasınlar ama bu adam hakikaten fb'ye fazla, aziz ve mahmut tarafından temsil edilen bir camia için gerçekten fazla kaliteli bir adam.
sohbete devam edelim. eşim " takımın üzerinde ölü toprağı var, silkinip kendine gelmesi lazım" dedi. ali koç "doğru söylüyorsun şeklinde kafası ile onayladı. akabinde bana dönerek "bak galatasaray'a temmuz ayında tudor istifa, dursun başkan istifa diyordu taraftar" dedi, bu arada ben lafa girdim. "şimdi kimsenin sesi çıkmıyor, başarı gelince ortalık süt liman dedim. bunu üzerine ali koç "kimsenin sesi çıkmıyor felan orası ayrı, takım kombine rekoru kırdı " dedi. takımın kombine rekoru kırması ile ilgili cümleyi iki kez söyledi. altını ısrarla çizdi.
ben bunun üzerine, "taraftar da şöyle bir düşünce var ali bey" dedim. dikkat kesildi. koç'u kastederek, "sizin aile işiniz nedeniyle, kulübe tam vakit ayıramayacağınız endişesi var" dedim. işte burada teknik bir tabir kullandı, bir kelime söyledi. sabahtan beri düşünüyorum kullandığı kelimeyi hatırlayamadım. sanırım sub ile başlıyordu. sohbetin gittiği yerden kelimeyi çıkaran olursa yeşillendirsin.
kullandığı kelimenin anlamını sordu, bilmediğimi söyledim "barcelona başkanı 2 sene de sistemi oturttu, şimdi kulübe hafta da 1 ya da 2 günden fazla uğramıyor ve kulübü bu şekilde başarıyla yönetiyor" dedi. " siz de "o zaman böyle bir sistem ile, ekibi iyi kurup, kulübü başarıyla yöneteceğinizi düşünüyorsunuz " dedim. yine baş hareketi ve vücut dili ile onayladı. kullandığı kelime bu sistemi anlatan bir kelimeydi.
sohbetin sonunda, eşim "vaktinizi aldık" diyerek teşekkür etti. ben de "başarılar ali bey" dedim. o da "iyi günler," diledi.
arada belki hatırlamadığım cümlelerde olmuştur ama sohbet %95 bu şekilde gerçekleşti.
ben bu noktada fb'li arkadaşlar için tüm bu sohbeti ve ali bey'in vücut dilini yorumlayarak, nacizane fikir beyan etmek ve özet geçmek istiyorum.
birincisi ali koç kesin kazanırım demiyor ya da diyemiyor, başkanı taraftar seçse her şey halledilir ama aziz yıldırım'ın kontrolündeki kongre üyeleri bunu rahatlıkla engeller düşüncesine sahip gibi. yani aziz yıldırım yeniden aday olursa işi zor ve bunun gayet farkında.
ikincisi, tüm zamanımı fb'ye veririm demiyor, aile işinden de el etek çekecekmiş gibi bir havası yok. sistemi iyi kurup, arada bir kulübe uğrayarak, camia'yı yönetirim düşüncesinde, başarabilirse ne ala. barcelona'da işleyen bu sistem bizim ülkede başarılı olur mu, bilemedim.
son yorumum da şu; başkan, samimi olduğu kadar - tabi doğal olarak - soğukkanlı ve kontrollü konuşuyor, söylemek istediği daha çok şey var, bunu sohbet esnasında farkediyorsunuz ama kendini frenliyor.
hulasa, bu kalitede bir adam, fb'ye de türk futboluna da fazla. türk sporu ve fenerbahçe açısından konuşursak kesinlikle başkan seçilmeli. galatasaraylı olarak ise düşüncem, fenerbahçe aziz yıldırım ve mahmut uslu ile güzel.
ali koç başkan olursa, fenerbahçe'ye ali şen'den beri duyulan antipati yok olur, gider.
galatasaray için hayırlısı ne ise o olsun. *