20
siyasi düzene karşı eleştirel tavrı takdir edilesi olsa da işi genele vurduğumuzda ne yazık ki memlekette utanç duyulacak insanlardan sadece biri. şike sürecinde fenerbahçe'ye toz kondurmaması, o çok eleştirdiği akp hükümetine alkış tutması gibi davranışlarından dolayı zaten sevmezdim de dün sabahki radyo programından sonra daha farklı bir boyuta geçtim bu konuda.
konuyu özetlemek gerekirse,
okullarda çocuklara üzüm dağıtılacağı haberi üzerine gelen dinleyici yorumlarını okuyordu. bir kadın, ''çocuğumun sınıfında suriyeliler var önce onlara bir çare bulsunlar, bıraksınlar üzümü.'' tarzında bir mesaj attı ve bizim dangalak da okudu bu ırkçı mesajı. üstüne de tüy dikercesine kadına hak verir yorumlarda bulundu bir süre.
efendim, suriyeli alımına karşı gösterilebilecek en büyük tepkileri göstermiş biri olarak söyleyebilirim ki yukarıdaki iki davranış da utanç verici düzeyde. bir izmirli olarak metro giriş çıkışlarındaki artan dilenci sayısının farkındayım, suriyeli insanların ister istemli ister istemsiz ülkeye verdiği zararın da sonuna kadar farkındayım amma bu demek değildir ki onlara ikinci sınıf insan muamelesi yapılsın. gelin sokakta dilenenlerine, milletimize eşkıyalıkta bulunanlarına, hırsızlık yapanlarına, topluma zerre dahi olsa zarar verenlerine hep beraber karşı çıkalım. gelin suriyeli insanları ülkeye sokarak terör, ekonomi gibi alanlarda büyük facialara neden olan hükümeti beraber protesto edelim.
ve yine gelin okumak isteyenlerine, ilim sahibi olma amacı güdenlerine, dilenmek dururken sessizce eğitimine devam edenlerine de hoşgörüyle yaklaşalım. dilencisine kızıyoruz, eğitimine devam edene de kızıyoruz. yan gelip yatanına kızıyoruz, inşaatta sabah akşam çalışanına da kızıyoruz. peki sizce de biraz insafsızca davranmıyor muyuz? aklıma marvin marshall'ın ''ödül yok - ceza yok bu nasıl disiplin'' adlı kitabı geldi bir anda. hakikaten tıpkı o kitabın isminde de bahsedildiği üzere hata yapanı eleştirmek bir yana dursun doğruların peşinde olanlara hiç değilse aferin demeden nasıl doğruya ulaştıralacak bu insanlar? yaptıkları her davranış eleştirilirse, doğru yaptıklarında dahi topa tutulurlarsa onlar için yanlış- doğru kavramlarının önemini yitireceğini hiç düşünemiyor muyuz?
''eşitlik herkese aynı davranmak değil, herkese aynı özeni göstermektir.'' demiş vakti zamanında ahmet ümit. ne kadar da doğru. asla bu dünyada herkesin birbiriyle aynı muameleyi görmesini doğru yol kabul eden biri değilim, kişinin farkını kendisinin yarattığını düşünürüm düşünmesine de öyle bir kilitlenme yaşıyoruz ki bazen toplum olarak, adam ağzıyla kuş tutsa yine beğenilmeyecek çünkü ön yargı denen illet seni etki altına almış bile, oysa kurunun yanındaki yaşların hakkından bahsetmedik mi hayatlarımız boyunca? herkese eşit davranmayalım, sadece herkese eşit özeni gösterelim. kimlik fark etmeksizin bu özeni gösterelim de gösterdiğimiz özen karşılığını bulmazsa karşımızdakiler utansın, biz yola devam edelim.
ha diyorsanız ki terör, patlayan bombalar, pkk sempatizanı futbolcular... işte onlar insan bile değiller. o tip şahıslara her şey müstahaktır. burada esas amaç onları da koruma kalkanı içine almak değil, masumları- doğru yolda olanları bu ahlaksızlar ordusu içinden ayıklayıp topluma kazandırmaktır. umarım bazı şeyleri yeteri açıklıkta belirtebilmişimdir.
cem arslan...
üzerine çizgiyi çektim koçum.
o malum yorumu yapan hanımefendi...
suriyelileri bırakın, biraz aynaya bakın.
konuyu özetlemek gerekirse,
okullarda çocuklara üzüm dağıtılacağı haberi üzerine gelen dinleyici yorumlarını okuyordu. bir kadın, ''çocuğumun sınıfında suriyeliler var önce onlara bir çare bulsunlar, bıraksınlar üzümü.'' tarzında bir mesaj attı ve bizim dangalak da okudu bu ırkçı mesajı. üstüne de tüy dikercesine kadına hak verir yorumlarda bulundu bir süre.
efendim, suriyeli alımına karşı gösterilebilecek en büyük tepkileri göstermiş biri olarak söyleyebilirim ki yukarıdaki iki davranış da utanç verici düzeyde. bir izmirli olarak metro giriş çıkışlarındaki artan dilenci sayısının farkındayım, suriyeli insanların ister istemli ister istemsiz ülkeye verdiği zararın da sonuna kadar farkındayım amma bu demek değildir ki onlara ikinci sınıf insan muamelesi yapılsın. gelin sokakta dilenenlerine, milletimize eşkıyalıkta bulunanlarına, hırsızlık yapanlarına, topluma zerre dahi olsa zarar verenlerine hep beraber karşı çıkalım. gelin suriyeli insanları ülkeye sokarak terör, ekonomi gibi alanlarda büyük facialara neden olan hükümeti beraber protesto edelim.
ve yine gelin okumak isteyenlerine, ilim sahibi olma amacı güdenlerine, dilenmek dururken sessizce eğitimine devam edenlerine de hoşgörüyle yaklaşalım. dilencisine kızıyoruz, eğitimine devam edene de kızıyoruz. yan gelip yatanına kızıyoruz, inşaatta sabah akşam çalışanına da kızıyoruz. peki sizce de biraz insafsızca davranmıyor muyuz? aklıma marvin marshall'ın ''ödül yok - ceza yok bu nasıl disiplin'' adlı kitabı geldi bir anda. hakikaten tıpkı o kitabın isminde de bahsedildiği üzere hata yapanı eleştirmek bir yana dursun doğruların peşinde olanlara hiç değilse aferin demeden nasıl doğruya ulaştıralacak bu insanlar? yaptıkları her davranış eleştirilirse, doğru yaptıklarında dahi topa tutulurlarsa onlar için yanlış- doğru kavramlarının önemini yitireceğini hiç düşünemiyor muyuz?
''eşitlik herkese aynı davranmak değil, herkese aynı özeni göstermektir.'' demiş vakti zamanında ahmet ümit. ne kadar da doğru. asla bu dünyada herkesin birbiriyle aynı muameleyi görmesini doğru yol kabul eden biri değilim, kişinin farkını kendisinin yarattığını düşünürüm düşünmesine de öyle bir kilitlenme yaşıyoruz ki bazen toplum olarak, adam ağzıyla kuş tutsa yine beğenilmeyecek çünkü ön yargı denen illet seni etki altına almış bile, oysa kurunun yanındaki yaşların hakkından bahsetmedik mi hayatlarımız boyunca? herkese eşit davranmayalım, sadece herkese eşit özeni gösterelim. kimlik fark etmeksizin bu özeni gösterelim de gösterdiğimiz özen karşılığını bulmazsa karşımızdakiler utansın, biz yola devam edelim.
ha diyorsanız ki terör, patlayan bombalar, pkk sempatizanı futbolcular... işte onlar insan bile değiller. o tip şahıslara her şey müstahaktır. burada esas amaç onları da koruma kalkanı içine almak değil, masumları- doğru yolda olanları bu ahlaksızlar ordusu içinden ayıklayıp topluma kazandırmaktır. umarım bazı şeyleri yeteri açıklıkta belirtebilmişimdir.
cem arslan...
üzerine çizgiyi çektim koçum.
o malum yorumu yapan hanımefendi...
suriyelileri bırakın, biraz aynaya bakın.