4
kendimce yanlışlar silsilesi olarak tanımlayabileceğim durum. şahsi fikrim ve tutumum, rakip takım formalı kimsenin beni rahatsız etmemesi, görmezden gelmek olur. gel gelelim, maalesef, burası da türkiye. ilave olarak üç takım arasındaki taraftar mevzularında sonuçların nereye gidebileceği gün gibi aşikar.
önce bu iki arkadaşa değinelim. şahsen bir galatasaray taraftarının bu maça gitmek istemesini kesinlikle yadırgamam, bir şampiyonlar ligi maçıdır, şehrinde oynanıyordur,gidersin. fakat ben bu forma giyip gitme mevzusuna, hiç romantiklik yapamayacağım, karşıyım. gurbetçileri ayrı tutuyorum, defalarca deplasmanda gözlemledim, onların psikolojileri ve yaklaşımları farklı. peki ya siz ne mesajı vermek istiyorsunuz? delikanlılık mı (ki bence bunun nesi delikanlılık o da ayrı), siz iki mal oğlu mala mı düştü iki kulüp arasındaki ilişkileri düzeltme, memleketi muhasır medeniyetler seviyesine çekme işi? zeka seviyesi, cinsel uzvundan biraz büyük olan her insan orada en az bir kişinin kendilerine sıkıntı çıkaracağını bilir. niye kendini o üstünü başını çıkartacak duruma getiriyorsun?
yine başka bir konu, mesela ben desteklemem, ama avrupa'da rakipleri destekliyor olabilirsin, gayet normal. fakat atkısını takmak, yine romantiklik yapamayacağım, ayranım dökülmesin, elim kesilmesin ayağıdır.demek eşek gibi biliyorsun o atkıyı takmazsan yiyeceğin dayağı, kıyakçılığa başlamışsın, ha sadece bir şampiyonlar ligi maçı izlemek, rakip takımı avrupa takımı karşısında desteklemek ise amacın, niye deli kızın bohçası gibi her rengi takıp takıştırma ihtiyacı görüyorsun?
diğer bir yanlış da, iddia edemeyeceğim çünkü nasıl girdiklerini bilmiyorum stada, güvenliğin kesinlikle böyle almaması lazım. bakın, son yıllarda yaptığımız en çok türk'ün olduğu avrupa deplasmanı olan schalke maçında stattaydım. bize ayrılan bölüm dışında da üstü başı sarı kırmızı insan doluydu fakat, maçtan önce gerek resmi web sitelerinde, gerek maç günü bilgilendirme noktalarında yanılmıyorsam sudtribün ve civarına sarı kırmızı renkler ile kesinlikle içeri girilemeyeceği bilgisi paylaşılmıştı(schalke kulübü tarafından). ben eşimle maçtan sonra üzerimizde forma yüzlercesi ile birlikte yürüdüm, şaka yollu atışma dışında hiç bir mevzu yokken, stattaki durum için ise bahsettiğim şartı medeniyetin beşiği dediğimiz ülke bile yerine getiriyordu. almayacaksınız kardeşim içeri öyle, sonra da işte çıkartmak zorunda kalıyorsun.
neyse kıssadan hisse, buradan medeniyet seviyesi, yok haklar falan goygoyuna girmeye çalışmak sevgi kelebekleri ve futbol romantiklerinin işidir. aklı selim insan olasılıkları hesaplar, ona göre davranır. her kuşu sevdiğimiz gün, forma ile rakip takım desteklemeyi ayrıca tartışırız. ha burası norveç olsun, kanada olsun, lüksemburg olsun ben yine de rakip takım atkısı takmayı anlamıyor olacağım, benim geri kafalılığıma verin.
bu vesile ile yeni nesil futbol romantiklerine selam olsun, dünyadaki en gereksiz trenin yolcularısınız.
edit: biraz doluyum ben bu konuda, bu yeni nesil romantiklere takmış durumdayım. avrupa'dan örnekleri bile yanlış veriyorlar. ya işim ve zevklerim gereği tecrübem olmasa diyeceğim valla ne güzel. lan bir kere ben avrupa'da rakibi destekleyen bir avrupa kulübü taraftarı açıkçası görmedim, ha vardır belki ama ben görmedim. iş yaptığımız firmalardaki insanlar, mesela galatasaray oradaki bir takımı yendi ise, rakibini tutan adam ile konuşmamızda elinize sağlık, bugün ona çok yükleneceğim geyiği çeviriyor. italya'da falan da maça gitme şansımız oldu (serie a maçı), başka ülkelerde de, valla hissiyatımı ve gördüğümü söyleyeyim, hiç de öyle inter atkımı takarım, galatasaray'a karşı milan'ı tutarım değil, öperler.
şunu anlamamız gerekiyor, milli takımlar var bu tarz ortak paylaşımlar için, milli takımlar gerçekten ve gerçekten bunun için var. kulüp takımları arasında rekabet vardır. desteklemekte herkes özgür ama işin şov yönü saçma, romantiklik. fiziksel temasa girilmediği müddetçe (temas varsa, her şey değişir, o artık adli konudur) bu tarz girişimleri, dediğim gibi ben sözle bile muhatap olmam görsem, cahillikle bezenmiş futbol romantikliğine yoruyorum.
önce bu iki arkadaşa değinelim. şahsen bir galatasaray taraftarının bu maça gitmek istemesini kesinlikle yadırgamam, bir şampiyonlar ligi maçıdır, şehrinde oynanıyordur,gidersin. fakat ben bu forma giyip gitme mevzusuna, hiç romantiklik yapamayacağım, karşıyım. gurbetçileri ayrı tutuyorum, defalarca deplasmanda gözlemledim, onların psikolojileri ve yaklaşımları farklı. peki ya siz ne mesajı vermek istiyorsunuz? delikanlılık mı (ki bence bunun nesi delikanlılık o da ayrı), siz iki mal oğlu mala mı düştü iki kulüp arasındaki ilişkileri düzeltme, memleketi muhasır medeniyetler seviyesine çekme işi? zeka seviyesi, cinsel uzvundan biraz büyük olan her insan orada en az bir kişinin kendilerine sıkıntı çıkaracağını bilir. niye kendini o üstünü başını çıkartacak duruma getiriyorsun?
yine başka bir konu, mesela ben desteklemem, ama avrupa'da rakipleri destekliyor olabilirsin, gayet normal. fakat atkısını takmak, yine romantiklik yapamayacağım, ayranım dökülmesin, elim kesilmesin ayağıdır.demek eşek gibi biliyorsun o atkıyı takmazsan yiyeceğin dayağı, kıyakçılığa başlamışsın, ha sadece bir şampiyonlar ligi maçı izlemek, rakip takımı avrupa takımı karşısında desteklemek ise amacın, niye deli kızın bohçası gibi her rengi takıp takıştırma ihtiyacı görüyorsun?
diğer bir yanlış da, iddia edemeyeceğim çünkü nasıl girdiklerini bilmiyorum stada, güvenliğin kesinlikle böyle almaması lazım. bakın, son yıllarda yaptığımız en çok türk'ün olduğu avrupa deplasmanı olan schalke maçında stattaydım. bize ayrılan bölüm dışında da üstü başı sarı kırmızı insan doluydu fakat, maçtan önce gerek resmi web sitelerinde, gerek maç günü bilgilendirme noktalarında yanılmıyorsam sudtribün ve civarına sarı kırmızı renkler ile kesinlikle içeri girilemeyeceği bilgisi paylaşılmıştı(schalke kulübü tarafından). ben eşimle maçtan sonra üzerimizde forma yüzlercesi ile birlikte yürüdüm, şaka yollu atışma dışında hiç bir mevzu yokken, stattaki durum için ise bahsettiğim şartı medeniyetin beşiği dediğimiz ülke bile yerine getiriyordu. almayacaksınız kardeşim içeri öyle, sonra da işte çıkartmak zorunda kalıyorsun.
neyse kıssadan hisse, buradan medeniyet seviyesi, yok haklar falan goygoyuna girmeye çalışmak sevgi kelebekleri ve futbol romantiklerinin işidir. aklı selim insan olasılıkları hesaplar, ona göre davranır. her kuşu sevdiğimiz gün, forma ile rakip takım desteklemeyi ayrıca tartışırız. ha burası norveç olsun, kanada olsun, lüksemburg olsun ben yine de rakip takım atkısı takmayı anlamıyor olacağım, benim geri kafalılığıma verin.
bu vesile ile yeni nesil futbol romantiklerine selam olsun, dünyadaki en gereksiz trenin yolcularısınız.
edit: biraz doluyum ben bu konuda, bu yeni nesil romantiklere takmış durumdayım. avrupa'dan örnekleri bile yanlış veriyorlar. ya işim ve zevklerim gereği tecrübem olmasa diyeceğim valla ne güzel. lan bir kere ben avrupa'da rakibi destekleyen bir avrupa kulübü taraftarı açıkçası görmedim, ha vardır belki ama ben görmedim. iş yaptığımız firmalardaki insanlar, mesela galatasaray oradaki bir takımı yendi ise, rakibini tutan adam ile konuşmamızda elinize sağlık, bugün ona çok yükleneceğim geyiği çeviriyor. italya'da falan da maça gitme şansımız oldu (serie a maçı), başka ülkelerde de, valla hissiyatımı ve gördüğümü söyleyeyim, hiç de öyle inter atkımı takarım, galatasaray'a karşı milan'ı tutarım değil, öperler.
şunu anlamamız gerekiyor, milli takımlar var bu tarz ortak paylaşımlar için, milli takımlar gerçekten ve gerçekten bunun için var. kulüp takımları arasında rekabet vardır. desteklemekte herkes özgür ama işin şov yönü saçma, romantiklik. fiziksel temasa girilmediği müddetçe (temas varsa, her şey değişir, o artık adli konudur) bu tarz girişimleri, dediğim gibi ben sözle bile muhatap olmam görsem, cahillikle bezenmiş futbol romantikliğine yoruyorum.