354
ben de basın tribünündeydim, o zamanlar amk için çalışıyordum. beşiktaş taraftarlarıyla yanyanaydık aramızda 2 metre var yok, zaten bütün basın tribünleri bu şekildedir (izole değildir yani) drogba'nın ikinci golünde zor tuttum kendimi... hıaaaağğğ diye içten içe bağırmıştım resmen.
ben hiçbir takıma nefret beslemiyorum tabii, doğduktan sonra birimiz bir takımlı birimiz diğer takımlı oluyoruz ve genellemek yanlış insanları. bu mesleği yapan yapmış olan veya yapacak olan insanların hepsinin tuttuğu bir takımı var ama çoğu bunu dile getiremiyorlar işlerine balta vurur diye. bunu yenmemiz lazım.
ben artık o yoldan çıktım, futbol eğitimi ve başka sebepler nedeniyle hollanda'ya yerleştim. beni fazla etkilemez ama ilerisi ne getirir bilemeyiz. yani bu yazıyı yazarken bile o korku hafif oluyor içimde. hollanda'da ise soruların nasıl sorulduğu ve mentaliteyi görünce şaşırdım ve hayran kaldım. maç sonu basın mensupları ''kişi farketmeksizin'' çat çat çat çat çat soruyor, antrenör veya yönetici veya oyuncu da çat çat çat çat çat cevaplıyor sonra el sıkışıp yollarına devam ediyorlar. öyle hikayeler var ki bende, anlatsam ''hadi len'' dersiniz...
ben hiçbir takıma nefret beslemiyorum tabii, doğduktan sonra birimiz bir takımlı birimiz diğer takımlı oluyoruz ve genellemek yanlış insanları. bu mesleği yapan yapmış olan veya yapacak olan insanların hepsinin tuttuğu bir takımı var ama çoğu bunu dile getiremiyorlar işlerine balta vurur diye. bunu yenmemiz lazım.
ben artık o yoldan çıktım, futbol eğitimi ve başka sebepler nedeniyle hollanda'ya yerleştim. beni fazla etkilemez ama ilerisi ne getirir bilemeyiz. yani bu yazıyı yazarken bile o korku hafif oluyor içimde. hollanda'da ise soruların nasıl sorulduğu ve mentaliteyi görünce şaşırdım ve hayran kaldım. maç sonu basın mensupları ''kişi farketmeksizin'' çat çat çat çat çat soruyor, antrenör veya yönetici veya oyuncu da çat çat çat çat çat cevaplıyor sonra el sıkışıp yollarına devam ediyorlar. öyle hikayeler var ki bende, anlatsam ''hadi len'' dersiniz...
