54
galiba bu sezon son nefesini veren oluşum. son on yıldır ligin seviyesinin düşüklüğü epey dillendirilen ve bilinen bir konu olsa da ara sıra mucizevi şekilde başarılar yakalayan takımları sayesinde umutlarını sürdürüyorlardı. ancak son yıllarda öyle aciz durumlara düştüler ki üstüne de takımlarının bu sezon avrupa'da korkunç başarısızlıklara bulaşmasıyla dibi gördüler.
ligteki konumlarından(kupa durumu vs de dahil) dolayı şampiyonlar ligine doğrudan giden feyenoord ve avrupa ligine doğrudan giden vitesse dışındaki diğer tüm takımları elemelerde silkilip, evet silkilip, yurtlarına döndüler. ağa babaları ajax önce şampiyonlar ligi elemesinde nice'e elenerek avrupa ligi elemesine düştü, ardından da o aşamada, norveç temsilcisi rosenborg'a içeride dışarıda yenilerek avrupa'dan arkasına baka baka gitmek zorunda kaldı. yine geçtiğimiz yılların sürpriz atlarından psv, hırvat ekibi osijek'e (piyasa değerleri 11 milyon avro) tıpkı ajax gibi içeride dışarıda yenilerek uefa avrupa ligi'ne veda etti. valletta ve lech poznan'ı eleyerek zenit'le eşleşen utrecht içlerinden tek hayırlı evlat olarak çıkacak gibi duruyordu ki onlar da hollanda'da 1-0 yendikleri zenit takımına deplasmanda 2-0 yenilerek tüm bu rezaletlerin üzerine tüy dikmiş oldu.
peki ya avrupa'ya doğrudan gidenler ne yaptı?
şampiyonlar ligindeki feyenoord ilk maçında kendi evinde manchester city'ye 0-4 yenilirken uefa avrupa ligindeki temsilcileri vitesse ise yine kendi evinde lazio'ya 2-3 yenildi.
hal böyleyken bu ligte haftada 100 gol olsa kaç yazar, başat liglere her sene en az bir forvet kitlese kaç yazar. alt yapı olsun, üst yapı olsun, antrenörlerinin felsefeleri olsun, teknik taktik birikimleri olsun, milli takımlarının durumu olsun ciddi anlamda dibi görmüş durumdalar. her şeyi geçelim hollanda gibi oyuncu fabrikası, alt yapı denince akla gelen ilk ülkenin son yıllarda bir tane doğru düzgün oyuncu çıkartamaması(az biraz davy klaassen) bile durumun vahametini gözler önüne seriyor.
iyi bilirdik...
ligteki konumlarından(kupa durumu vs de dahil) dolayı şampiyonlar ligine doğrudan giden feyenoord ve avrupa ligine doğrudan giden vitesse dışındaki diğer tüm takımları elemelerde silkilip, evet silkilip, yurtlarına döndüler. ağa babaları ajax önce şampiyonlar ligi elemesinde nice'e elenerek avrupa ligi elemesine düştü, ardından da o aşamada, norveç temsilcisi rosenborg'a içeride dışarıda yenilerek avrupa'dan arkasına baka baka gitmek zorunda kaldı. yine geçtiğimiz yılların sürpriz atlarından psv, hırvat ekibi osijek'e (piyasa değerleri 11 milyon avro) tıpkı ajax gibi içeride dışarıda yenilerek uefa avrupa ligi'ne veda etti. valletta ve lech poznan'ı eleyerek zenit'le eşleşen utrecht içlerinden tek hayırlı evlat olarak çıkacak gibi duruyordu ki onlar da hollanda'da 1-0 yendikleri zenit takımına deplasmanda 2-0 yenilerek tüm bu rezaletlerin üzerine tüy dikmiş oldu.
peki ya avrupa'ya doğrudan gidenler ne yaptı?
şampiyonlar ligindeki feyenoord ilk maçında kendi evinde manchester city'ye 0-4 yenilirken uefa avrupa ligindeki temsilcileri vitesse ise yine kendi evinde lazio'ya 2-3 yenildi.
hal böyleyken bu ligte haftada 100 gol olsa kaç yazar, başat liglere her sene en az bir forvet kitlese kaç yazar. alt yapı olsun, üst yapı olsun, antrenörlerinin felsefeleri olsun, teknik taktik birikimleri olsun, milli takımlarının durumu olsun ciddi anlamda dibi görmüş durumdalar. her şeyi geçelim hollanda gibi oyuncu fabrikası, alt yapı denince akla gelen ilk ülkenin son yıllarda bir tane doğru düzgün oyuncu çıkartamaması(az biraz davy klaassen) bile durumun vahametini gözler önüne seriyor.
iyi bilirdik...