1216
herkes gomis'in fiziki yapısından dolayı iş yaptığını düşünse de esasında performansındaki baş etken fiziğine ek olarak hareketli oluşu. belki statik oynasaydı dahi ligimizde iyi kötü iş yapacak hatta büyük bir kitleyi de fazlasıyla tatmin edecekti ki üstüne müthiş hareketli bir oyun sergiliyor maçların içinde. kariyerinde dönem dönem statik kaldığı zamanlar yaşamıştı ve bugün baktığımız zaman galatasaray kariyerinde hiç mi hiç bu tarz belirtiler göstermiyor. sürekli maçın içinde, her pozisyonun içinde üstelik takımın en yaşlı oyuncusu olmasına rağmen de müthiş bir özveri ile ve hırsla oynuyor, takım arkadaşlarını da ateşliyor.
bunun yanında ligimizin savunma oyuncuları avrupa'nın iyi liglerine kıyasla gerçekten çok kötü düzeyde. türkiye'de yetişenler zaten temel savunma eğitimlerini alamamışlar, diğer oyuncularsa genel olarak, eğitimi geçtim ciddi anlamda yetenek ve zeka sorunu olan dolayısıyla kalite sorunu olan oyuncular. haliyle böyle olunca da az biraz hareketli forvetlere karşı basit ve kritik hatalar yapabiliyorlar zira takımı kapandığında nerede duracağını, takımı hücum halindeyken ne yapması gerektiğini, arkadaşının kademesine hangi pozisyonlarda girip hangilerinde girmeyeceğini, rakip hücumcunun sıklıkla ne yöne topu çektiğini ve rakip hücumcunun varyasyonlarını bilmeyen oyuncular bunlar. yine azımsanmayacak kısmında da bu saydıklarıma ek olarak başta dikkat problemi olmak üzere çeşitli mental problemler var.
bu bahsettiğim problemler de savunmanın karşısında hareketli bir hücumcu olduğu taktirde maksimuma ulaşıyor zira stabil olan her nesneye önlem almak daha kolaydır, düşünmek için daha fazla zamanın olur, harekete başlamak için daha fazla zamanın olur, karşı hamlelere ikinci bir hamle yapma şansın olur ancak hareketli oyunda bir anlık dalgınlık bile gole sebebiyet verebilir, dolayısıyla savunmacının problemleri hareketli oyun tarzında daha belirginleşir.
(savunmacıların karşılarındaki forvet biraz cılızsa veya çok iri yarı bir fiziğe sahip değilse, hareketli olsa dahi ona bir şekilde yetişir ve vücudunu kullanarak hatta gerekirse sertlikle yıldırarak rakip oyuncunun pozisyonunu bozabilir. bu tip oyunculara burak yılmaz, rodallega, soldado örnek verilebilir. bu oyunculara baktığımız zaman gerçekten hareketli, topsuz oyunda etkili ama fiziken bizim türkiye savunmacılarına kıyasen daha narin olduklarını görüyoruz. bundan dolayı da yeterli etkinliği veya ''gomis etkinliğini'' yakalayamıyorlar. eğer savunmacıların karşısındaki forvet iri yarı ama hareketsizse, zaten uzun mesafede onun önünü bir şekilde kesiyorlar, kısa mesafede de rakip çok çevik olamayacağından el-kol-bacak bir şeyleri araya sokup rakibin etkinliğini bozuyorlar. yukarıdaki eksiklerini ise rakibinin çok hızlı ve çevik olmayışından minimuma indirebiliyorlar. dolayısıyla yine bu tip forvetlerde de gomis etkinliği sağlanamıyor. örnek: michael eneramo.)
işte gomis de hareketli bir forvet. (aynı zamanda da müthiş fiziği var) dikkat edilirse görülecektir sürekli olarak savunmacıları şaşırtan, biribirine düşüren ani koşular yapıyor aralara. daha stabil olan set hücumlarında bile hareket halinde, rakip oyuncuları bozan koşuları var ceza sahası içinde. fizikli olduğu için rakip oyuncuyu yanına da yaklaştırmıyor. ortaya da yüksek performans çıkıyor haliyle.
bunun yanında ligimizin savunma oyuncuları avrupa'nın iyi liglerine kıyasla gerçekten çok kötü düzeyde. türkiye'de yetişenler zaten temel savunma eğitimlerini alamamışlar, diğer oyuncularsa genel olarak, eğitimi geçtim ciddi anlamda yetenek ve zeka sorunu olan dolayısıyla kalite sorunu olan oyuncular. haliyle böyle olunca da az biraz hareketli forvetlere karşı basit ve kritik hatalar yapabiliyorlar zira takımı kapandığında nerede duracağını, takımı hücum halindeyken ne yapması gerektiğini, arkadaşının kademesine hangi pozisyonlarda girip hangilerinde girmeyeceğini, rakip hücumcunun sıklıkla ne yöne topu çektiğini ve rakip hücumcunun varyasyonlarını bilmeyen oyuncular bunlar. yine azımsanmayacak kısmında da bu saydıklarıma ek olarak başta dikkat problemi olmak üzere çeşitli mental problemler var.
bu bahsettiğim problemler de savunmanın karşısında hareketli bir hücumcu olduğu taktirde maksimuma ulaşıyor zira stabil olan her nesneye önlem almak daha kolaydır, düşünmek için daha fazla zamanın olur, harekete başlamak için daha fazla zamanın olur, karşı hamlelere ikinci bir hamle yapma şansın olur ancak hareketli oyunda bir anlık dalgınlık bile gole sebebiyet verebilir, dolayısıyla savunmacının problemleri hareketli oyun tarzında daha belirginleşir.
(savunmacıların karşılarındaki forvet biraz cılızsa veya çok iri yarı bir fiziğe sahip değilse, hareketli olsa dahi ona bir şekilde yetişir ve vücudunu kullanarak hatta gerekirse sertlikle yıldırarak rakip oyuncunun pozisyonunu bozabilir. bu tip oyunculara burak yılmaz, rodallega, soldado örnek verilebilir. bu oyunculara baktığımız zaman gerçekten hareketli, topsuz oyunda etkili ama fiziken bizim türkiye savunmacılarına kıyasen daha narin olduklarını görüyoruz. bundan dolayı da yeterli etkinliği veya ''gomis etkinliğini'' yakalayamıyorlar. eğer savunmacıların karşısındaki forvet iri yarı ama hareketsizse, zaten uzun mesafede onun önünü bir şekilde kesiyorlar, kısa mesafede de rakip çok çevik olamayacağından el-kol-bacak bir şeyleri araya sokup rakibin etkinliğini bozuyorlar. yukarıdaki eksiklerini ise rakibinin çok hızlı ve çevik olmayışından minimuma indirebiliyorlar. dolayısıyla yine bu tip forvetlerde de gomis etkinliği sağlanamıyor. örnek: michael eneramo.)
işte gomis de hareketli bir forvet. (aynı zamanda da müthiş fiziği var) dikkat edilirse görülecektir sürekli olarak savunmacıları şaşırtan, biribirine düşüren ani koşular yapıyor aralara. daha stabil olan set hücumlarında bile hareket halinde, rakip oyuncuları bozan koşuları var ceza sahası içinde. fizikli olduğu için rakip oyuncuyu yanına da yaklaştırmıyor. ortaya da yüksek performans çıkıyor haliyle.