331
uysal adamdır, çirkeflik yapmaz falan ama kimse de kusura bakmasın türk futboluna pek bir şey kattığını düşünmüyorum. bursasporlu arkadaşlarımız belki kendisini çok seviyor olabilirler anlaşılabilir bir durum, sonuçta bursa şehrine şampiyonluk kazandırmış bir isimden bahsediyoruz ancak olaya çoğu zaman saha içi olarak, teknik- taktik olarak baktığımdan futbola iyi bir hizmeti olduğunu yine tekrar edeyim düşünmüyorum. aksine bir de 2015'ten beri her gördüğü kamera veya mikrofona ''yabancı sınırını destekleyen'' sözler söylemesiyle de dolaylı da olsa ülke futboluna zarar veriyor. ha bu ırkçılığı yabancı serbestliğinden önce de geçerli bir durumdu, yine daima yerli oyuncularını kollar ilk tercih olarak onları görürdü, o ayrı konu.
senelerdir türk teknik direktörlerin oyun tarzları hakkında kafa yorar, empati kurmaya çalışır ve ne oynatmaya çalıştıklarını anlamaya çalışırım(o kadar reziller ki epey uğraşmak gerekiyor bunu anlamak için) hatta bu konuda mesut bakkal'ın, rıza çalımbay'ın, samet aybaba'nın, irfan buz'un bile az çok bir futbol felsefesi olduğunu düşünürüm ama açıkçası ertuğrul sağlam'ın kafasındaki felsefeye dair en ufak bir fikir edinemedim bu zamana kadar. yani her gittiği takımda ayrı, birbirinden kopuk şeyler oynatması olsun, ne hücumcu ne savunmacı futbolu olsun, takımlarında teknik- taktik en ufak bir detay en ufak bir olumlu yan dahi görülemiyor olması olsun ciddi anlamda ne idüğü belirsiz bir futbol insanı.
türk futbolu içinde en iyi yaptığı iş yabancı oyuncuları topa tutup yerlileri kollaması herhalde. bu işi gerçekten hakkıyla, sapına kadar yapıyor. her fırsatta bu konuda konuşuyor. bakın mesela bir tane röportajından kesit: ''bir takımda 8-9 yabancı, 2 yerli oyuncu düşünmek bile istemiyorum. bu şartlarda zararı milli takım görebilir.'' (2015)
şimdi ''ama bursaspor'u şampiyon yapan hoca kötü olur mu'' denebilir, oluyor yani. ranieri de leicester city gibi küme düşmeme mücadelesi veren takımı şampiyon yaptı. aynı ranieri'nin de belli bir oyun felsefesi yoktu. taktiksel bilgi birikimini kullanarak maç maç analizlerle ve biraz da şansının yardımıyla ilerledi. sonrasında da bir oyun felsefesi olmadığı için ertesi sene takımı küme düşürecekken kovuldu. dediğim gibi çünkü belli bir oyun felsefesi yoktu ve teorik futbolu çok iyi bilmesinin getirdiği olumluluktan faydalandı. ertuğrul sağlam da bu kategori bir teknik insan. şampiyon yaptı ama oyun felsefesi yoktu. oyun felsefesini de geçtim ranieri gibi teorik bilgisi de yoktu ve haliyle sonrasında burnu b.ktan kurtulmadı.
daha da uzatmak istemem bu basit insan için, seveni vardır saygı duyuyorum ama ben kendisini sevmiyorum. yabancı sınırını destekleyen hiçbir insanı da sevmeyeceğim.
ayrıca bülent uygun'la kötü teknik adamlıkta yarışırlar.
evet, adamlıkta!
senelerdir türk teknik direktörlerin oyun tarzları hakkında kafa yorar, empati kurmaya çalışır ve ne oynatmaya çalıştıklarını anlamaya çalışırım(o kadar reziller ki epey uğraşmak gerekiyor bunu anlamak için) hatta bu konuda mesut bakkal'ın, rıza çalımbay'ın, samet aybaba'nın, irfan buz'un bile az çok bir futbol felsefesi olduğunu düşünürüm ama açıkçası ertuğrul sağlam'ın kafasındaki felsefeye dair en ufak bir fikir edinemedim bu zamana kadar. yani her gittiği takımda ayrı, birbirinden kopuk şeyler oynatması olsun, ne hücumcu ne savunmacı futbolu olsun, takımlarında teknik- taktik en ufak bir detay en ufak bir olumlu yan dahi görülemiyor olması olsun ciddi anlamda ne idüğü belirsiz bir futbol insanı.
türk futbolu içinde en iyi yaptığı iş yabancı oyuncuları topa tutup yerlileri kollaması herhalde. bu işi gerçekten hakkıyla, sapına kadar yapıyor. her fırsatta bu konuda konuşuyor. bakın mesela bir tane röportajından kesit: ''bir takımda 8-9 yabancı, 2 yerli oyuncu düşünmek bile istemiyorum. bu şartlarda zararı milli takım görebilir.'' (2015)
şimdi ''ama bursaspor'u şampiyon yapan hoca kötü olur mu'' denebilir, oluyor yani. ranieri de leicester city gibi küme düşmeme mücadelesi veren takımı şampiyon yaptı. aynı ranieri'nin de belli bir oyun felsefesi yoktu. taktiksel bilgi birikimini kullanarak maç maç analizlerle ve biraz da şansının yardımıyla ilerledi. sonrasında da bir oyun felsefesi olmadığı için ertesi sene takımı küme düşürecekken kovuldu. dediğim gibi çünkü belli bir oyun felsefesi yoktu ve teorik futbolu çok iyi bilmesinin getirdiği olumluluktan faydalandı. ertuğrul sağlam da bu kategori bir teknik insan. şampiyon yaptı ama oyun felsefesi yoktu. oyun felsefesini de geçtim ranieri gibi teorik bilgisi de yoktu ve haliyle sonrasında burnu b.ktan kurtulmadı.
daha da uzatmak istemem bu basit insan için, seveni vardır saygı duyuyorum ama ben kendisini sevmiyorum. yabancı sınırını destekleyen hiçbir insanı da sevmeyeceğim.
ayrıca bülent uygun'la kötü teknik adamlıkta yarışırlar.
evet, adamlıkta!
