96
zavallı bir adamdır kendisi. terbiyesizlik yapmayı maharet sanan, aptal fikirlerini açık açık söyleyerek ne kadar gereksiz bir organizma olduğunu cümle aleme ilan eden bir yaşam formudur sadece.
şarkıcılığı döneminde boktan şarkılar yaparak gündemde kalmaya çalışır ve kendine sanatçı diyerek gerçek sanatçıları utandırırdı. o dönemden ne olduğu belliymiş aslında. adamın doğru düzgün yaptığı bir şey yok. üretim sıfır, ses sıfır. böyle adam kalkıp şarkıcı olmuş. müthiş özgüven, ne diyelim. hoş, burda konu şarkıcı olması değil; ama kendisinin ahlaksızlığını biraz da olsa unutabilmek için bu konuya da gireyim dedim.
boktan şarkılarının bir halta yaramayacağını görünce, damat kontenjanından yararlanarak futbol yorumculuğuna girdi beceriksizliklik abidesi. bu adamın -adam diyorsak lafın gelişi- futboldan anladığı nedir, hayatında kaç kez futbol topuna dokunmuştur, kaç takımın maçını tarafsız gözle izlemiştir bilmem. yetersiz olduğu çok açık ortada.
kendisinin sarfettiği o ahlaksız sözleri buraya yazmak istemiyorum. ama sözylediği sözler üzerinden birkaç yorum yapayım. bu tür konuşmalar ergenliğe yeni adım atmış zibidi çocuklarda olur genelde. "benim babam senin babanı döver" durumundan çıkılan dönemler hani. cinselliği yeni keşfetmeye başlayan, bu yüzden de eli malum organından ayrılmayan sivilceli ergen konuşmasıdır bu tür yorumlar. sanırım ercan saatçi hala bu dönemi yaşıyor. ruhsal olarak o dönemden hala kurtulamamış. artık o yıllarda neler yaşadıysa, hala o günlerin özlemini yaşıyor içinde. yüzünde sivilceler eksik sadece, bir de sesi çatallaşmıyor.
fenerbahçeli olması sebebiyle zaten sevmem ercan saatçi'yi; ama burda durum fenerbahçelilik değil. bu sözleri bir galatasaraylı söyleseydi de benzer bir tepki verirdim. zamanında kendini sanatçı olarak nitelemiş bir organizmanın, her yönüyle topluma örnek olması gerekir. bu toplumun, eli bacak arasından çıkmayan ergen zihniyetindeki yaratıklara değil, çağdaş düşünebilen saygılı insanlara ihtiyacı var. bir şeyler düzelecekse doğru adamlar sayesinde düzelecek. yoksa ercan saatçi gibi örümcek beyinli insanlardan her yerde görüyoruz. kimileri de bu örümcek beyinlilerle gurur duyuyor ya, o da ayrı bir konu.
burda ercan saatçi'ye yüzlerce küfür savurabilirim, kendisi sayesinde yeni küfürler üretebilirim. "küfür edersen onla aynı seviyeye düşmüş olursun" muhabbetine de takılmıyorum. niye bilmiyorum, bir şey engel oluyor bunu yapmama. tek diyebildiğim, sen ve senin gibiler bizi rahat bırakın artık. rahat bırakın ki pisliklerinizi gösterip daha fazla midemizi bulandırmayın. gidin, ağız ishali olmuş bünyelerinizi kimsenin duymayacağı yerde rahatlatın. sinir sistemimizi rahat bırakın ulan.
şarkıcılığı döneminde boktan şarkılar yaparak gündemde kalmaya çalışır ve kendine sanatçı diyerek gerçek sanatçıları utandırırdı. o dönemden ne olduğu belliymiş aslında. adamın doğru düzgün yaptığı bir şey yok. üretim sıfır, ses sıfır. böyle adam kalkıp şarkıcı olmuş. müthiş özgüven, ne diyelim. hoş, burda konu şarkıcı olması değil; ama kendisinin ahlaksızlığını biraz da olsa unutabilmek için bu konuya da gireyim dedim.
boktan şarkılarının bir halta yaramayacağını görünce, damat kontenjanından yararlanarak futbol yorumculuğuna girdi beceriksizliklik abidesi. bu adamın -adam diyorsak lafın gelişi- futboldan anladığı nedir, hayatında kaç kez futbol topuna dokunmuştur, kaç takımın maçını tarafsız gözle izlemiştir bilmem. yetersiz olduğu çok açık ortada.
kendisinin sarfettiği o ahlaksız sözleri buraya yazmak istemiyorum. ama sözylediği sözler üzerinden birkaç yorum yapayım. bu tür konuşmalar ergenliğe yeni adım atmış zibidi çocuklarda olur genelde. "benim babam senin babanı döver" durumundan çıkılan dönemler hani. cinselliği yeni keşfetmeye başlayan, bu yüzden de eli malum organından ayrılmayan sivilceli ergen konuşmasıdır bu tür yorumlar. sanırım ercan saatçi hala bu dönemi yaşıyor. ruhsal olarak o dönemden hala kurtulamamış. artık o yıllarda neler yaşadıysa, hala o günlerin özlemini yaşıyor içinde. yüzünde sivilceler eksik sadece, bir de sesi çatallaşmıyor.
fenerbahçeli olması sebebiyle zaten sevmem ercan saatçi'yi; ama burda durum fenerbahçelilik değil. bu sözleri bir galatasaraylı söyleseydi de benzer bir tepki verirdim. zamanında kendini sanatçı olarak nitelemiş bir organizmanın, her yönüyle topluma örnek olması gerekir. bu toplumun, eli bacak arasından çıkmayan ergen zihniyetindeki yaratıklara değil, çağdaş düşünebilen saygılı insanlara ihtiyacı var. bir şeyler düzelecekse doğru adamlar sayesinde düzelecek. yoksa ercan saatçi gibi örümcek beyinli insanlardan her yerde görüyoruz. kimileri de bu örümcek beyinlilerle gurur duyuyor ya, o da ayrı bir konu.
burda ercan saatçi'ye yüzlerce küfür savurabilirim, kendisi sayesinde yeni küfürler üretebilirim. "küfür edersen onla aynı seviyeye düşmüş olursun" muhabbetine de takılmıyorum. niye bilmiyorum, bir şey engel oluyor bunu yapmama. tek diyebildiğim, sen ve senin gibiler bizi rahat bırakın artık. rahat bırakın ki pisliklerinizi gösterip daha fazla midemizi bulandırmayın. gidin, ağız ishali olmuş bünyelerinizi kimsenin duymayacağı yerde rahatlatın. sinir sistemimizi rahat bırakın ulan.