periscope

''parayı veren düdüğü çalar'' sözü; kapitalist, parayla her işin yapılabileceğini belirten, parayı kutsallaştıran ve sınıf farkını yaratan bir cümledir. böyle kötü mesajlar içeren öğütler nasıl çocuklara okutuluyor nasreddin hoca diye diye anlamıyorum. neyse bu başka bir konu. hiç ama hiç kimse katarlı gerici kapitalist adamlara para kazandırmak zorunda değil. kimse legal yoldan izlemek zorunda da değil. bu bizim galatasarayımız. halkın galatasarayı. halka ait olan bir sistemi parayla pazarlarsan sonuna kadar illegal yollardan izlenmesini desteklerim. galatasaray kendi maçlarını şifresiz verse keşke. ütopik bir dilek olsa da bu... milletin yiyecek ekmeği yok, belki de galatasaray sevgisi legal/illegal yollarla maç seyreden senden benden daha çok ama izleyemiyor. işte bu yüzden galatasaray'ın iyiliğini paraya endeksleyemezsin. parası olanın parası sadece kendine, keyfi de kendine. ben mahalleden durumu zorda olan insanları çocukları toplayıp illegal izletince mutluluktan, huzurdan gülümsemekten maç seyredemiyorum. parası olan da almak zorunda değil. galatasarayın maçını seyretmek pahalı bir eğlence değil, ihtiyaçtır. insanı bir ihtiyaçtır. böyle olmalıdır. aksini düşünmek ise futbolun, mentalitenin, insanlığın; metin oktay, metin kurt'tan nasıl arda turan'a geldiğini, dönüştüğünü göstermektedir.

not: robin hood oley. metin'lere selamlar. futbol; kapitalist sistemin ''eğlencesi'' değil, halkın sevdasıdır.