86
hazırlık döneminde oynadığımız ve an itibariyle ilk yarısı tamamlanan son maç. bir başka ifade ile, tudor dingilinin 6 haftalık hazırlık sürecinin son provası.
peki, tarihimizin en fazla bonservis bedeli harcanan senesi ile rezil rüsva olduğumuz geçen sezon ile değil, geçen sezonun hazırlık dönemi maçları ile hangi farkları görüyoruz:
1) geçen sene topu ayağında fazla tutan ama doğru pozisyon hazırlaması bireysel beceriye bakan bir galatasaray izlemiştik. bu sezon geçen sezondan farklı olarak topu da ayağımızda tutamıyoruz. bireysel beceri olarak (performans açısından) ayağına baktığımız isim, geçen sezon ilk 11'de kendine yer bulamayan rodrigues.
2) geçen sezon önde basarak rakibi boğamıyor, bu sayede oyunun kontrolünü ele almakta zorlanıyorduk. şimdi prensip olarak mağlup olduğumuz maçta bile top rakibe geçince geriye yaslanarak oyunun kontrolünü uğraşmadan rakibe veriyoruz.
3) ofansif kurgumuzda her şey sneijder'in yaratıcılığına bakıyordu; şimdi ise stoperimiz maicon bu görevi üstlenmiş durumda. düz adam yunus inisyatif almıyor.
4) selçuk ve tolga kötülerdi; inanılması güç belki ama şu an daha kötüler.
5) bireysel olarak bazı oyuncular motive ediliyordu ve performans veriyordu. şu anda ise takım olarak ligin 27. haftasına girmiş ve lige havlu atmış bir takım gibi 0 motivasyon (-) hırs ile oynuyoruz.
6) maç başına düşen organize pozisyon sayımız azdı; ilk yarı itibariyle organize atağımız yok.
7) tehlikeli bölgede forvetimizi topla buluşturmada sıkıntılar yaşıyorduk; şu ana kadar hiç buluşturamadık.
ve bu takım için bir servet harcandı. batmayız ama server harcandı.
tarihin en kötü, en düz, en vasıfsız galatasaray'ını izlediğimiz 45 dakikayı geride bıraktık. emeği geçenlerin analarına bacılarına selam olsun.
peki, tarihimizin en fazla bonservis bedeli harcanan senesi ile rezil rüsva olduğumuz geçen sezon ile değil, geçen sezonun hazırlık dönemi maçları ile hangi farkları görüyoruz:
1) geçen sene topu ayağında fazla tutan ama doğru pozisyon hazırlaması bireysel beceriye bakan bir galatasaray izlemiştik. bu sezon geçen sezondan farklı olarak topu da ayağımızda tutamıyoruz. bireysel beceri olarak (performans açısından) ayağına baktığımız isim, geçen sezon ilk 11'de kendine yer bulamayan rodrigues.
2) geçen sezon önde basarak rakibi boğamıyor, bu sayede oyunun kontrolünü ele almakta zorlanıyorduk. şimdi prensip olarak mağlup olduğumuz maçta bile top rakibe geçince geriye yaslanarak oyunun kontrolünü uğraşmadan rakibe veriyoruz.
3) ofansif kurgumuzda her şey sneijder'in yaratıcılığına bakıyordu; şimdi ise stoperimiz maicon bu görevi üstlenmiş durumda. düz adam yunus inisyatif almıyor.
4) selçuk ve tolga kötülerdi; inanılması güç belki ama şu an daha kötüler.
5) bireysel olarak bazı oyuncular motive ediliyordu ve performans veriyordu. şu anda ise takım olarak ligin 27. haftasına girmiş ve lige havlu atmış bir takım gibi 0 motivasyon (-) hırs ile oynuyoruz.
6) maç başına düşen organize pozisyon sayımız azdı; ilk yarı itibariyle organize atağımız yok.
7) tehlikeli bölgede forvetimizi topla buluşturmada sıkıntılar yaşıyorduk; şu ana kadar hiç buluşturamadık.
ve bu takım için bir servet harcandı. batmayız ama server harcandı.
tarihin en kötü, en düz, en vasıfsız galatasaray'ını izlediğimiz 45 dakikayı geride bıraktık. emeği geçenlerin analarına bacılarına selam olsun.
