3
ne lanet yilmi$ arkada$, ba$imiz sagolsun. aceto 'nun yazisi cok ho$uma gitti alinti yapmak istedim:
(alinti: iki yıl olacak bu blogu yazmaya başlayalı, ilk postu yazdığım ofiste değilim artık, 1.5 yıl boyunca yazdıklarım için rss'e ihtiyacı yoktu, aynı odada nefes alır, karşılıklı masalarda otururduk. dergideki her sayfamız için paslaşır, yazdıklarımızı birbirimize okuturduk. blogun sıkı takipçisiydi, yeni bir post attığımda bak abi derdim. o biriktirerek okumayı severdi. tarihçiydi, çok şey öğrendim ondan. beraber çok maç da seyrettik, iş için sabahladık, manşet attık, yazı kırptık. her seferinde biraz muzipçe "sevgili mehmet ali" diye hitap ederdim. gülerdi. nazik adamdı, huyuydu; sevgili mehmet, sevgili bülent, sevgili tarık ile akşamı ederdi. hani derler ya karıncayı ezmez işte öyle bir adam. sağlıklı yaşamak onun yaptığıydı. bizde içki, sigara... öğle yemeklerinde mutlaka ofis dışına çıkar, zeytinyağlı yer döner, "abi ocakbaşına" dediğimizde uzak dururdu. sonra ben gittim dergiden de; o odadan da. telefonum bozuldu bu sabah, sim kart cebimde, gazetede toplantı sonrası beşiktaş'a indim. ulaşamamışlar bana eski işyerinden. döndüğümde bir arkadaş "bu haberi gördün mü?" dedi. ajansın ekranındaki "mehmet ali gökaçtı'yı kaybettik" satırı ok gibi saplandı yüreğime. 9:45 kadıköy-beşiktaş vapurunda kalp krizi geçirmiş. kurtaramamışlar. nereye gittin abi yaaaaaaaaa................)
(alinti: iki yıl olacak bu blogu yazmaya başlayalı, ilk postu yazdığım ofiste değilim artık, 1.5 yıl boyunca yazdıklarım için rss'e ihtiyacı yoktu, aynı odada nefes alır, karşılıklı masalarda otururduk. dergideki her sayfamız için paslaşır, yazdıklarımızı birbirimize okuturduk. blogun sıkı takipçisiydi, yeni bir post attığımda bak abi derdim. o biriktirerek okumayı severdi. tarihçiydi, çok şey öğrendim ondan. beraber çok maç da seyrettik, iş için sabahladık, manşet attık, yazı kırptık. her seferinde biraz muzipçe "sevgili mehmet ali" diye hitap ederdim. gülerdi. nazik adamdı, huyuydu; sevgili mehmet, sevgili bülent, sevgili tarık ile akşamı ederdi. hani derler ya karıncayı ezmez işte öyle bir adam. sağlıklı yaşamak onun yaptığıydı. bizde içki, sigara... öğle yemeklerinde mutlaka ofis dışına çıkar, zeytinyağlı yer döner, "abi ocakbaşına" dediğimizde uzak dururdu. sonra ben gittim dergiden de; o odadan da. telefonum bozuldu bu sabah, sim kart cebimde, gazetede toplantı sonrası beşiktaş'a indim. ulaşamamışlar bana eski işyerinden. döndüğümde bir arkadaş "bu haberi gördün mü?" dedi. ajansın ekranındaki "mehmet ali gökaçtı'yı kaybettik" satırı ok gibi saplandı yüreğime. 9:45 kadıköy-beşiktaş vapurunda kalp krizi geçirmiş. kurtaramamışlar. nereye gittin abi yaaaaaaaaa................)