200
hakkında şöyle bir bilgi bulunan 4 tarafı sularla çevrili üzerinde galatasaray bayrağı dikili olan toprak parçamız.
http://www.milliyet.com.tr/...2495072-skorerhaber/
dursun aydın özbek'e riva ve florya için gayrimenkuller hakkında genel kurulda yetki verilmesi sonrası kendisinin bunu yapması beni şaşırtmamıştır. aksine, kendinden beklediğimi yapmaktadır. dünyanın gayrimenkul olarak en zengin kulüplerinden birisi, belki de birincisiyiz biz galatasaray spor kulübü olarak. peki, elimizde ne kaldı şu anda ada'nın da gittiğini düşünürsek? kemerburgaz'da dağın başına yapılacak düğün pastası gibi saçma dizaynı olan bir antreman tesisi, riva'nın yerine belki çok saçma başka bir yerde daha ufak bir arazi (alınacak diye ben söylemiyorum dursun bey riva - florya olağanüstü genel kurulunda yeni bir arazi alacağının teminatını vermişti), mecidiyeköy'ün göbeğinde ilk başta 5 (beş) ayda bitecek denilen ancak halen bitmeyen otel, kalamış'ta tesis vs.
ben demiyorum ki satılmasın, kafanda bir değer biçersin ve değerini bulan her varlık satılabilir. bu kulübün kendisi için de böyle ki o noktaya doğru gittiğimizi görüyorum ben kutunun dışından probleme baktığım zaman. sonuçta elbet o noktaya geleceğiz, 3 ay içinde de olabilir 3 yıl içinde de 30 yıl içinde de ama bu da gerçekleşecek elbet. peki, değerini bunun dursun aydın özbek'in ortaya çıkartabileceğine siz inanıyor musunuz? riva'da hiç bir şey yokken metrekare birim fiyatı daha yüksek gösterilen, 3. köprü ve bağlantı yolları vs. tamamlandıktan sonra bu değeri daha düşük göstererek irfan aktar'ın sunduğu rapordaki hataya ortak çıkan ve satacağı malın değeri yükselirken değer düşen bir adamdan bahsediyoruz.
ancak, anlatmak istediğim nokta şu. bizi buna alıştırıyorlar. fatih işbecer zamanında "galatasaray fakirleşirken birileri zenginleşiyor" demişti, hatırlarsınız. bu durum artık sadece sportif faaliyetlerde dönen komisyon - olumsuzluk vb. durumlarla değil aksine daha büyük projelerle yapılmakta. o günlerde transferde atıyorum 100 bin 200 bin euro komisyon dönerken sadece bugün iş ciddi paralara döndü hem sportif alanlarda hem bu tarz projelerde.
dursun aydın özbek'in seçilirken verdiği vaatlerin en önemlilerinden birisi "ada sorunu çözülecek" demekti. böyle çözeceğini o gün düşünmesem de o adayı yıktırmak için yaptıklarını gördüğüm zaman ben bunu zaten anlamıştım.
sadece şunu anlamasını istiyorum kulübün 36. başkanı seçilen kişinin; galatasaray adasından galatasaray bayrağını sökmek için yürek yemiş olmak bile yetmez. florya'dan söktün, riva'nın tapusunu verdin "tamam, borçlar ödenecek bunun için lazımdı" diye kimsenin sesi çıkmadı. ancak ada farklı bir konu! nilhan osmanoğlu "burası benim dedemindi" dediğinde nasıl savunduysak, hüseyin avni sipahi "buraya camii yapsak güzel olur" dediğinde nasıl savunduysak bu savunmalar hiç bir şey. sen o adadan galatasaray bayrağını ebediyen sökmeye yönelik bir hamle yaparsan bugüne kadar gördüğün tepkiler solda sıfır kalır. neden mi? çünkü sadece biz değil, bu sefer karşında divan üyelerini de bulursun! nasıl olsa en büyük keyifleri adada çay.
tapuları bir daha elden geçirmesini tavsiye ederim dursun aydın özbek'in. belki bitirmediği otel projesini vs. satar, adadan elini çeksin yeterli!
http://www.milliyet.com.tr/...2495072-skorerhaber/
dursun aydın özbek'e riva ve florya için gayrimenkuller hakkında genel kurulda yetki verilmesi sonrası kendisinin bunu yapması beni şaşırtmamıştır. aksine, kendinden beklediğimi yapmaktadır. dünyanın gayrimenkul olarak en zengin kulüplerinden birisi, belki de birincisiyiz biz galatasaray spor kulübü olarak. peki, elimizde ne kaldı şu anda ada'nın da gittiğini düşünürsek? kemerburgaz'da dağın başına yapılacak düğün pastası gibi saçma dizaynı olan bir antreman tesisi, riva'nın yerine belki çok saçma başka bir yerde daha ufak bir arazi (alınacak diye ben söylemiyorum dursun bey riva - florya olağanüstü genel kurulunda yeni bir arazi alacağının teminatını vermişti), mecidiyeköy'ün göbeğinde ilk başta 5 (beş) ayda bitecek denilen ancak halen bitmeyen otel, kalamış'ta tesis vs.
ben demiyorum ki satılmasın, kafanda bir değer biçersin ve değerini bulan her varlık satılabilir. bu kulübün kendisi için de böyle ki o noktaya doğru gittiğimizi görüyorum ben kutunun dışından probleme baktığım zaman. sonuçta elbet o noktaya geleceğiz, 3 ay içinde de olabilir 3 yıl içinde de 30 yıl içinde de ama bu da gerçekleşecek elbet. peki, değerini bunun dursun aydın özbek'in ortaya çıkartabileceğine siz inanıyor musunuz? riva'da hiç bir şey yokken metrekare birim fiyatı daha yüksek gösterilen, 3. köprü ve bağlantı yolları vs. tamamlandıktan sonra bu değeri daha düşük göstererek irfan aktar'ın sunduğu rapordaki hataya ortak çıkan ve satacağı malın değeri yükselirken değer düşen bir adamdan bahsediyoruz.
ancak, anlatmak istediğim nokta şu. bizi buna alıştırıyorlar. fatih işbecer zamanında "galatasaray fakirleşirken birileri zenginleşiyor" demişti, hatırlarsınız. bu durum artık sadece sportif faaliyetlerde dönen komisyon - olumsuzluk vb. durumlarla değil aksine daha büyük projelerle yapılmakta. o günlerde transferde atıyorum 100 bin 200 bin euro komisyon dönerken sadece bugün iş ciddi paralara döndü hem sportif alanlarda hem bu tarz projelerde.
dursun aydın özbek'in seçilirken verdiği vaatlerin en önemlilerinden birisi "ada sorunu çözülecek" demekti. böyle çözeceğini o gün düşünmesem de o adayı yıktırmak için yaptıklarını gördüğüm zaman ben bunu zaten anlamıştım.
sadece şunu anlamasını istiyorum kulübün 36. başkanı seçilen kişinin; galatasaray adasından galatasaray bayrağını sökmek için yürek yemiş olmak bile yetmez. florya'dan söktün, riva'nın tapusunu verdin "tamam, borçlar ödenecek bunun için lazımdı" diye kimsenin sesi çıkmadı. ancak ada farklı bir konu! nilhan osmanoğlu "burası benim dedemindi" dediğinde nasıl savunduysak, hüseyin avni sipahi "buraya camii yapsak güzel olur" dediğinde nasıl savunduysak bu savunmalar hiç bir şey. sen o adadan galatasaray bayrağını ebediyen sökmeye yönelik bir hamle yaparsan bugüne kadar gördüğün tepkiler solda sıfır kalır. neden mi? çünkü sadece biz değil, bu sefer karşında divan üyelerini de bulursun! nasıl olsa en büyük keyifleri adada çay.
tapuları bir daha elden geçirmesini tavsiye ederim dursun aydın özbek'in. belki bitirmediği otel projesini vs. satar, adadan elini çeksin yeterli!
