6307
sparta prag'a transferi sonrası yayınladığı video ve yazılı mesajla bir nebze gönül almaya çalışan, belki de uzun zamandır ilk defa o "ilk sezondaki" semih gibi davranan kardeşimiz.
şu kadar galatasaraylıyım, böyle de acayip galatasaraylıyım gibi şovenist tavırlara zaten ihtiyacı yoktu. mangalda gözünü yaktığını sitemkar şekilde hatırlatması bir kenara özellikle hatalar yaptığını itiraf etmesi, tepkilere sinirlenmekten çok üzüldüğünü belirtmesi falan gönül okşayıp yaraları tamir eden türden şeylerdi.
semih romantik bir taraftar için hep arzulanan ama kolay kolay bulunamayan türden bir hikaye olarak girdi hayatımıza. daha altyapıdayken kafa patlaması vb. vukuatlarıyla efsane olmuştu. meşhur hamburg maçında yine böyle absürd bir sakatlıkla boğuşuyor olmasaydı belki de galatasaray ve ezeli rekabet tarihi baştan yazılacaktı. büyük şef ujfalusi ile kurdukları tandem o büyülü sezonun unutulmaz hatıralarındandı. 1 sezon içinde edindiği tecrübenin, taraftarın gönlünde kazandığı yerin yaş olarak bir karşılığı yoktu.
tabi o kadro dağılırken elde kalan oyunculardan oldu. yetenekleri, yapabildikleri ve en çok da yapamadıkları bilindiği halde hep ona yapamayacağı türden bir rol verildi. bu hem galatasaray hem de milli takımda başına geldi. evlatçılık sektörü için önemli bir yüzdü, keza yerli oyunculardan fahiş fiyatlar kazanan menejer görünümlü hırsızlar için de. belki de veda mesajında hatalar yaptım derken kastettiği biraz da buydu, ya da yürek öyle algılamak istiyor diyelim... çocuk yaşta evinden kopmuş, bir ideal uğruna çocukluğunu ve ilk gençliğini harcamış bir adam. biz her ne kadar işin maddiyatına baksak da manevi olarak düşününce az da olsa hak vermek gerek. semih galatasaray'dan, galatasaray formasından kolay kolay kopabilecek bir tip değildi. ve taraftar gözüyle bizim haklı olarak algılayamadığımız gibi, çocukluk hayalinden sırf eleştiriliyor diye vazgeçmesini beklemek biraz boşuna bir çabaydı. yöneticiler için de biçilmiş kaftandı, manevi olarak ne kadar baskı görse de kolay kolay galatasaray'dan ayrılmayacaktı; o yüzden yönetimin başı sıkıştığında taraftarın önüne kolayca atabileceği biriydi. evlatçılık sektörü(!)nün maddi tarafından ziyade manevi tarafındaydı biraz da bu olay ya..
yine de bugün resmi olarak bu ayrılığı yaşamış oldu, üstelik podolski'nin 2 milyon euro gibi komik bir paraya satılıp sneijder'in bedavaya takımdan ayrıldığı bir sezonda 3 milyon euro civarı para kazandırarak yuvasından ayrıldı. artık sparta prag'ın başarısı için ter dökecek, üstelik saha içinde yanında olmasa da büyük şef ujfalusi ile beraberler yine. onu en iyi tanıyan adamlardan birinin elinde, türkiye'nin her anlamda boka batmışlığından uzakta umarım temiz bir sayfa açmayı başarır. kariyerinin ve hayatının bundan sonraki sayfalarında umarım güzel cümleler yazabilir...
bizim için güzel başlayan, umulmadık derecede güzelleşip sonra bir anda yine umulmadık şekilde tersine dönen bir hikaye oldu semih. belki o hatalar yaptı, belki biz onu fazla büyüttük, belki o semih'ten uzaklaştı, belki de biz onu yeterince anlayıp dinlemeden desteğimizi çektik.. yine de herşeye rağmen, sparta prag bu hikayedeki bir nokta olmaz umarım...
sana ne kırılmak ne de kızmak mümkün be kardeşim. sadece çok üzdün bizi.. hakkımız helal olsun, bundan sonrası daha farklı olsun...
şu kadar galatasaraylıyım, böyle de acayip galatasaraylıyım gibi şovenist tavırlara zaten ihtiyacı yoktu. mangalda gözünü yaktığını sitemkar şekilde hatırlatması bir kenara özellikle hatalar yaptığını itiraf etmesi, tepkilere sinirlenmekten çok üzüldüğünü belirtmesi falan gönül okşayıp yaraları tamir eden türden şeylerdi.
semih romantik bir taraftar için hep arzulanan ama kolay kolay bulunamayan türden bir hikaye olarak girdi hayatımıza. daha altyapıdayken kafa patlaması vb. vukuatlarıyla efsane olmuştu. meşhur hamburg maçında yine böyle absürd bir sakatlıkla boğuşuyor olmasaydı belki de galatasaray ve ezeli rekabet tarihi baştan yazılacaktı. büyük şef ujfalusi ile kurdukları tandem o büyülü sezonun unutulmaz hatıralarındandı. 1 sezon içinde edindiği tecrübenin, taraftarın gönlünde kazandığı yerin yaş olarak bir karşılığı yoktu.
tabi o kadro dağılırken elde kalan oyunculardan oldu. yetenekleri, yapabildikleri ve en çok da yapamadıkları bilindiği halde hep ona yapamayacağı türden bir rol verildi. bu hem galatasaray hem de milli takımda başına geldi. evlatçılık sektörü için önemli bir yüzdü, keza yerli oyunculardan fahiş fiyatlar kazanan menejer görünümlü hırsızlar için de. belki de veda mesajında hatalar yaptım derken kastettiği biraz da buydu, ya da yürek öyle algılamak istiyor diyelim... çocuk yaşta evinden kopmuş, bir ideal uğruna çocukluğunu ve ilk gençliğini harcamış bir adam. biz her ne kadar işin maddiyatına baksak da manevi olarak düşününce az da olsa hak vermek gerek. semih galatasaray'dan, galatasaray formasından kolay kolay kopabilecek bir tip değildi. ve taraftar gözüyle bizim haklı olarak algılayamadığımız gibi, çocukluk hayalinden sırf eleştiriliyor diye vazgeçmesini beklemek biraz boşuna bir çabaydı. yöneticiler için de biçilmiş kaftandı, manevi olarak ne kadar baskı görse de kolay kolay galatasaray'dan ayrılmayacaktı; o yüzden yönetimin başı sıkıştığında taraftarın önüne kolayca atabileceği biriydi. evlatçılık sektörü(!)nün maddi tarafından ziyade manevi tarafındaydı biraz da bu olay ya..
yine de bugün resmi olarak bu ayrılığı yaşamış oldu, üstelik podolski'nin 2 milyon euro gibi komik bir paraya satılıp sneijder'in bedavaya takımdan ayrıldığı bir sezonda 3 milyon euro civarı para kazandırarak yuvasından ayrıldı. artık sparta prag'ın başarısı için ter dökecek, üstelik saha içinde yanında olmasa da büyük şef ujfalusi ile beraberler yine. onu en iyi tanıyan adamlardan birinin elinde, türkiye'nin her anlamda boka batmışlığından uzakta umarım temiz bir sayfa açmayı başarır. kariyerinin ve hayatının bundan sonraki sayfalarında umarım güzel cümleler yazabilir...
bizim için güzel başlayan, umulmadık derecede güzelleşip sonra bir anda yine umulmadık şekilde tersine dönen bir hikaye oldu semih. belki o hatalar yaptı, belki biz onu fazla büyüttük, belki o semih'ten uzaklaştı, belki de biz onu yeterince anlayıp dinlemeden desteğimizi çektik.. yine de herşeye rağmen, sparta prag bu hikayedeki bir nokta olmaz umarım...
sana ne kırılmak ne de kızmak mümkün be kardeşim. sadece çok üzdün bizi.. hakkımız helal olsun, bundan sonrası daha farklı olsun...