275
yeni sezona da gergin başlamamıza sebep vermiş maç. malesef izleyemedim ama yazılanlara ve sonuca bakınca gerek de yokmuş izlemeye. enseyi çok karartmamak gerektiğini düşünmekle beraber, ciddi yaptırımlara acilen başlanmasını da savunuyorum. öyle veya böyle, bu resmi bir maçtı, ve kimsenin galatasaray'ın avrupa karnesini böyle kirletmeye hakkı yok, yapan da hakettiği dilden cezalandırılmalı, mesela maaş ile. anasını sattığımın yerinde şampiyonlar ligi katılımı için ek madde ve maaş artırımı falan koyduruyor topçular, uefa'da ilk turda elenince de maaşlar yarıya indirilse de görsek, inansak şu düzenin masumluğuna(!)
bir diğer nokta, artık ne yeni transferlerimizden, ne yöneticilerimizden, ne basınımızdan, ''biz şöyle büyük camiayız, dünya deviyiz'' lafları duymak istemiyorum. istisna dediğin 2-3 kere olur, gerek kulüplerde gerek milli takımlarda çok arttı şöyle skorlar almamız, demek ki biz ne kaliteli ayaklar(!)dan oluşan bir takımız, ne de rakiplerimiz köy takımı. senin yukarıyla (ingiltere,ispanya,almanya,italya vb.) arandaki fark her geçen gün artarken, altınla (kazakistan,izlanda,isveç vb) her geçen gün kapanıyor işte. çünkü aptalca kafalara zihniyetlere bulaştın, dev aynasında görüyorsun kendini, ama ne hikmetse bu sadece sözleşme ve bonservis fiyatları zamanı geliyor aklımıza. sahaya çıkınca top oynamıyorsun, fark yaratamıyorsun, kalite koyamıyorsun?! saydığım kaliteli ülkelerden takımları zaten eleyemiyorsun, hatta ''zaten rakibimiz değillerdi'' diyorsun, bari alt tarafa takılma lan, bas geç, o da yok. neden maaş seviyeni yıldız oyuncu statüsüne çekiyorsun o zaman, neden sana o hak veriliyor? sonra da eleştiri yiyince, çık tv'ye ağla, ekmek paramıza laf ediliyor sürekli diye. sen selçuk efendi, al senede 600 bin civarı maaş, şu topuna kimse laf etmezdi. sen sabri efendi, oynasaydın 500 bine, kimse defedip yollamazdı altyapısından çıktığın takımdan. götünüz kalkıyor, kaldırılıyor, sneijderlerle, drogbalarla aynı maaşı hakettiğinizi düşünüyorsunuz, şeref yoksunları. şu çıkmazdan bir şekilde kurtulmamız gerekirken, sürekli daha dibe götürüyorlar kulübü, daha da yüksek maaşla oyuncu getiriyorlar, aklımızla alay ediyorlar. ama elbet buna tepki gelecek bizden, o gün de baya sert olacak her şey, göreceğiz.
son lafım da tudor hocaya. ben kendisine güveniyorum, sneijder olayında katılmasam da. tudor'a olan bu nefreti de anlamıyorum, ama mazeret yok hoca. az hazırlanmakla, havayla suyla alakası yok, maç sonu açıklamaları da skor kadar sinir bozucu. çıkıp konuşmasa daha iyi olacakmış. temizletirsin inşallah bu boku rövanşta...
bir diğer nokta, artık ne yeni transferlerimizden, ne yöneticilerimizden, ne basınımızdan, ''biz şöyle büyük camiayız, dünya deviyiz'' lafları duymak istemiyorum. istisna dediğin 2-3 kere olur, gerek kulüplerde gerek milli takımlarda çok arttı şöyle skorlar almamız, demek ki biz ne kaliteli ayaklar(!)dan oluşan bir takımız, ne de rakiplerimiz köy takımı. senin yukarıyla (ingiltere,ispanya,almanya,italya vb.) arandaki fark her geçen gün artarken, altınla (kazakistan,izlanda,isveç vb) her geçen gün kapanıyor işte. çünkü aptalca kafalara zihniyetlere bulaştın, dev aynasında görüyorsun kendini, ama ne hikmetse bu sadece sözleşme ve bonservis fiyatları zamanı geliyor aklımıza. sahaya çıkınca top oynamıyorsun, fark yaratamıyorsun, kalite koyamıyorsun?! saydığım kaliteli ülkelerden takımları zaten eleyemiyorsun, hatta ''zaten rakibimiz değillerdi'' diyorsun, bari alt tarafa takılma lan, bas geç, o da yok. neden maaş seviyeni yıldız oyuncu statüsüne çekiyorsun o zaman, neden sana o hak veriliyor? sonra da eleştiri yiyince, çık tv'ye ağla, ekmek paramıza laf ediliyor sürekli diye. sen selçuk efendi, al senede 600 bin civarı maaş, şu topuna kimse laf etmezdi. sen sabri efendi, oynasaydın 500 bine, kimse defedip yollamazdı altyapısından çıktığın takımdan. götünüz kalkıyor, kaldırılıyor, sneijderlerle, drogbalarla aynı maaşı hakettiğinizi düşünüyorsunuz, şeref yoksunları. şu çıkmazdan bir şekilde kurtulmamız gerekirken, sürekli daha dibe götürüyorlar kulübü, daha da yüksek maaşla oyuncu getiriyorlar, aklımızla alay ediyorlar. ama elbet buna tepki gelecek bizden, o gün de baya sert olacak her şey, göreceğiz.
son lafım da tudor hocaya. ben kendisine güveniyorum, sneijder olayında katılmasam da. tudor'a olan bu nefreti de anlamıyorum, ama mazeret yok hoca. az hazırlanmakla, havayla suyla alakası yok, maç sonu açıklamaları da skor kadar sinir bozucu. çıkıp konuşmasa daha iyi olacakmış. temizletirsin inşallah bu boku rövanşta...