783
neresinden tutsan elinde kalacak bir durum var. neresinden tutayım bilemiyorum. onun için sorunların kaynağı başlangıç noktası olarak iyidir.
yönetime soru 1: galatasaray'ın sadece bu sezonluk bütçesi ile kaç sene devam edecek östersunds fk gibi bir takım kurulurdu?
yönetime soru 2: östersunds fk bu sezon türkiye süper ligi'nde mücadele ediyor olsa kümede kalabilir miydi yoksa düşer miydi?
yönetime soru 3: selçuk inan'ı östersunds fk'a bedava versek (maaşını da biz ödüyoruz diyerek) kabul ederler mi? yada tolga ciğerci'yi? yada yasin öztekin'i? yada sinan gümüş'ü? yada eren derdiyok'u? yada lionel carole'ü? yada ahmet çalık'ı?
bu yönetim bu sorulara ne cevap verirdi biliyor musunuz? biliyorsunuz tabii ki de, ben yine de bu cevapları da vereyim.
cevap 1: kurulmazdı. galatasaray bütçesi galatasaray büyüklüğünde bir takım kurmak için vardır.
cevap 2: en kötü olasılıkla 3. olurlar, doğrudan avrupa ligine giderlerdi.
cevap 3: hepsini alırlardı, maaşlarını ödemek dahil.
eminim ki alacağım cevaplar bunlar olacaktı. eminim, adım gibi biliyorum. "sorun nerede peki?" diye soru sorsak verecekleri cevap igor tudor'un maç sonundaki açıklamasını okuyun olurdu.
peki, sorun tudor mu? hayır. yani ayrı bir sorun, evet. ama tudor'un galatasaray'ın başında olması tudor'un sorunu mu? bence değil. kim getirdi abi bu adamı? sosyal medya. neden getirdi? cevap? ben söyleyeyim, türkiye'de 4-2-3-1 dışında bir sistemle oynayan tek adam buydu karabük'te. 3-4-1-2 gibi oynadı. başka? takımı iyi koşuyordu karabük'te buna aldandılar. peki. 3-4-1-2 gibi yada 3-4-3 gibi oynayan ve çok koşan başka hangi takımları biliyoruz? conte'nin juventus'u ve chelsea'si. başarılı mı? evet. tamam abi tudor olsun denildi sosyal medyada ve bunlar ilk defa sosyal medyayı dinledi ve yanlış kararı verdi. velhasılı tudor geldi. gelmesi kendisinin suçu mu bak tekrarlıyorum? hayır. değil abi neden adamın suçu olsun ki? getirene bakacağına adama bakarsan adamda çok yanlış bulursun. burası net.
son yıllarda hatta ve hatta ileri giderek söylüyorum roberto mancini'den beridir galatasaray'a takımın kalibresinde teknik adam gelmemiştir. aysal'ın son dönemindeki teknik direktör cesare prandelli de dahil, 4.yıldızı taktığı için göklere çıkartılan hamza hamzaoğlu da dahil, mustafa denizli de dahil, jan olde riekerink de dahil igor tudor da dahil. hepsi dahil, hiç birisinin diğerinden bir farkı yok. bu adamların kariyerinin en tepe noktası galatasaray spor kulübüdür. ve hata buradadır. bizim derdimiz günü kurtaracak teknik direktörse eğer bu 5 teknik adamdan 1 tane şampiyon olabilen çıktı işte. 5'te 1 başarı oranı var. %20 eder.
futbol bilgisi bu değil ki ya? mental olarak hangi oyuncu galatasaray seviyesinde peki hadi 13 temmuz 2017 östersunds fk galatasaray maçı özelinde konuşalım? bakın, kondisyon demiyorum. mental. pozisyon alma - etkili pas - oyun açma - etkin hücum - savunmada yer alma vb. kim iyiydi? gomis belki. başka? isim verin abi, kim iyiydi yani başka bu takımda mental olarak ve bizi pozisyona falan sokan? hadi bu maçı da geçelim, dönelim geçen sezona. kim vardı? poldi, bruma, sneijder değil mi? aksini iddia edecek adam kanıt getirsin, üzerinde tartışalım. ne yaptık peki? poldi satıldı - bruma satıldı - sneijder kadroda yok. bak durum ne kadar ciddi şuradan anla, gomis gibi bir adamı almışsın, getirmişsin peki. bu adama top gelecek ceza sahasında, adam atacak. görevi bu. bir pozisyonda carole soldan arka direğe kesti gomis ön direğe giderken. hadi kabul edilebilir, arka taraf boş diye kesersin ama sağ kanattaki aklı pervane nerede? ceza yayında. ne yapıyor? cevap yok. garry sol kanattan ceza sahasına giriyor gomis'e topu çevireceğine topu boşa vuruyor. tolga ceza sahasına giriyor, ne yaptığı belli değil ayağını yere vuruyor pozisyondan sonra. yasin içeride 4 kişi ceza yayındaki birisiyle birlikte 5 kişi içerdeyken kaleye vuruyor önü kapalı.
bu futbol değil abi. değil abi değil. vallahi değil. ciddiyim, futbol bu değil. futbolun içerisinde taktik - analitik düşünme - anında karar verme - hızlı karar uygulama - çabuk planlama - uygulama vb. bir sürü etmen vardır. bu futbol değil diye bu yüzden diyorum, değil. şu takımı atletizm takımı yerine koymayacaksak eğer bu eksiklerle sen kimi getirirsen getir takım olamazsın. hoca olarak da bireysel oyuncu olarak da. oyunun en az %60'ına doğrudan etki eden orta sahanın durumu bu işte, selçuk ve tolga. hangisinin mental olarak diğerinden üstünlüğü var? hangisinin mental olarak sahadaki diğer bir oyuncuya üstünlüğü var?
29 yaşıma girmek üzereyim, az kaldı ancak ben bunca yıllık hayatımda bu kadar rezil bir orta saha ekibi görmedim ki ben barış - ayhan - mustafa sarp üçlüsünü beraber de izlemiş ve an be an hatırlayan birisiyim. adama pres yok, top kapmak için müdahale yok - varsa bile hatalı, takıma oyun hazırlamak yok, planlama yok, takım arkadaşının pozisyonunu takip yok, adam eksiltme yok. ya ne işe yararsınız abi? biriniz 2.9 milyon euro diğeriniz 2 milyon euro alıyorsunuz peki bu paranın karşılığında ne veriyorsunuz abi bana? gomis kaç kere topla buluştu ya ben bunu futbol diye çekmek zorunda mıyım?
peki bu arkadaşlar ne yapıyor? soruyorum ciddi ciddi ne yapıyorlar? mental olarak takımın en iyisi sneijder'i gönderme çabası içindeler. gönderdin diyelim, aha işte elindeki takım bu. hadi belhanda da geldi, bundan 1 seviye üsttesin en fazla. ne olacak o zaman? anadolu takımlarıyla yaptığın her maçta köpek gibi kapanıyorlar, yalansa yalan diyin. kim açacak o kilidi? selçuk mu? açsaydı hadi görüyüm sıkıyı. yasin mi? hadi açsın bir kilit de helal olsun çekelim. garry mi? boş alana hareketlenen futbolcu, anadoluda bunun gibi çok var. kilidi açamadıktan sonra gomis değil suarez olsa bir şey yapamazsın.
sisteme uymuyor (!) diyorlar wesley sneijder için. sisteme uymuyor! sisteme! hangi sistem o ya? ne oynadık biz son maçta? 4-2-3-1 değil mi? hah, o üçlüyü al şimdi oradan. onların ortası yani hücum beyninin dünyadaki en iyi 5 ismini sayalım, kimler var? messi 1, mesut 2, hazard 3 (ki sol kanattır), mata 4 ve benim için sneijder 5. madrid'li isco yada james rodrigues'i buraya yazabilirdik de james çok düştü, isco da daha o seviyeye çıkamadı benim için. sneijder de yaşlı, hepi topu bu. ama bu adam zaten atlet değil ki lan, hiç olmadı ki. sen sneijder'den maçta 13 km koşmasını beklersen çok yanılırsın. sneijder'e gerekirse orta sahaya tabureyi çek oturt çayını çorbasını ver oradan top dağıtsın. sneijder hep buydu, başka bir şey olmadı ki. oyun kurucu adı üzerinde oyunu kuracak. oyunu kurmak için koşmak gereklidir diyecek insanla zaten futbol tartışılmaz ki igor tudor da bunlardan birisi olduğunu zaten ispatladı bugün hatta geçen sezon başakşehir deplasmanında.
dönelim en başa. tudor bunu yapmak isteyebilir, bu çok normal. senin sorunun dursun efendi bu adam bunu yapmak isteyince "sen salak mısın?" diyecek kadar futbol bilmemek. 29 yaşındaki ben biliyorum bunu, 68 yaşındaki sen bilmiyorsun tebrik ederim. buna rağmen de başkan olarak kalıyorsun bunun için de tebrik ederim. bu kadar az bilgiyle de illa da tudor diyip takımın başında bu adamı tutuyorsun bunun için de tebrik ederim.
büyük başkan ya. çok büyük başkan. o kadar büyük başkan ki perez falan halt etsin yanında. amerika başkanı donald trump falan küçük yanında öyle düşünün.
buraları okuyan birisi varsa kulüpten bana özel mesajla ulaşsın, allah aşkına. ulaşsın ki numaramı vereyim dursun bey'e iletsin. böyle olmayacak bu iş. bunlara futboldan anlayan aklı selim birileri lazım, isim verelim. zaten son senesi, istifa beklentisini falan geçtim ben oralarda değilim, etmesin istifa razıyım. ama görüşsün bizimle, futboldan bilen 2-3 kişinin ismini verelim futbol direktörü falan atasın, antrenör falan getirsin bir şeyler yapsın.
bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. ben bu yönetime futbol öğretmeye adayım. lütfen benimle iletişime geçilsin, lütfen. ayıpta ısrar etmeyin. en azından orta sahanın ne işe yaradığını size anlatayım ki neden bu orta saha için en hafif tabirle "rezil" dediğimizi anlayın.
yönetime soru 1: galatasaray'ın sadece bu sezonluk bütçesi ile kaç sene devam edecek östersunds fk gibi bir takım kurulurdu?
yönetime soru 2: östersunds fk bu sezon türkiye süper ligi'nde mücadele ediyor olsa kümede kalabilir miydi yoksa düşer miydi?
yönetime soru 3: selçuk inan'ı östersunds fk'a bedava versek (maaşını da biz ödüyoruz diyerek) kabul ederler mi? yada tolga ciğerci'yi? yada yasin öztekin'i? yada sinan gümüş'ü? yada eren derdiyok'u? yada lionel carole'ü? yada ahmet çalık'ı?
bu yönetim bu sorulara ne cevap verirdi biliyor musunuz? biliyorsunuz tabii ki de, ben yine de bu cevapları da vereyim.
cevap 1: kurulmazdı. galatasaray bütçesi galatasaray büyüklüğünde bir takım kurmak için vardır.
cevap 2: en kötü olasılıkla 3. olurlar, doğrudan avrupa ligine giderlerdi.
cevap 3: hepsini alırlardı, maaşlarını ödemek dahil.
eminim ki alacağım cevaplar bunlar olacaktı. eminim, adım gibi biliyorum. "sorun nerede peki?" diye soru sorsak verecekleri cevap igor tudor'un maç sonundaki açıklamasını okuyun olurdu.
peki, sorun tudor mu? hayır. yani ayrı bir sorun, evet. ama tudor'un galatasaray'ın başında olması tudor'un sorunu mu? bence değil. kim getirdi abi bu adamı? sosyal medya. neden getirdi? cevap? ben söyleyeyim, türkiye'de 4-2-3-1 dışında bir sistemle oynayan tek adam buydu karabük'te. 3-4-1-2 gibi oynadı. başka? takımı iyi koşuyordu karabük'te buna aldandılar. peki. 3-4-1-2 gibi yada 3-4-3 gibi oynayan ve çok koşan başka hangi takımları biliyoruz? conte'nin juventus'u ve chelsea'si. başarılı mı? evet. tamam abi tudor olsun denildi sosyal medyada ve bunlar ilk defa sosyal medyayı dinledi ve yanlış kararı verdi. velhasılı tudor geldi. gelmesi kendisinin suçu mu bak tekrarlıyorum? hayır. değil abi neden adamın suçu olsun ki? getirene bakacağına adama bakarsan adamda çok yanlış bulursun. burası net.
son yıllarda hatta ve hatta ileri giderek söylüyorum roberto mancini'den beridir galatasaray'a takımın kalibresinde teknik adam gelmemiştir. aysal'ın son dönemindeki teknik direktör cesare prandelli de dahil, 4.yıldızı taktığı için göklere çıkartılan hamza hamzaoğlu da dahil, mustafa denizli de dahil, jan olde riekerink de dahil igor tudor da dahil. hepsi dahil, hiç birisinin diğerinden bir farkı yok. bu adamların kariyerinin en tepe noktası galatasaray spor kulübüdür. ve hata buradadır. bizim derdimiz günü kurtaracak teknik direktörse eğer bu 5 teknik adamdan 1 tane şampiyon olabilen çıktı işte. 5'te 1 başarı oranı var. %20 eder.
futbol bilgisi bu değil ki ya? mental olarak hangi oyuncu galatasaray seviyesinde peki hadi 13 temmuz 2017 östersunds fk galatasaray maçı özelinde konuşalım? bakın, kondisyon demiyorum. mental. pozisyon alma - etkili pas - oyun açma - etkin hücum - savunmada yer alma vb. kim iyiydi? gomis belki. başka? isim verin abi, kim iyiydi yani başka bu takımda mental olarak ve bizi pozisyona falan sokan? hadi bu maçı da geçelim, dönelim geçen sezona. kim vardı? poldi, bruma, sneijder değil mi? aksini iddia edecek adam kanıt getirsin, üzerinde tartışalım. ne yaptık peki? poldi satıldı - bruma satıldı - sneijder kadroda yok. bak durum ne kadar ciddi şuradan anla, gomis gibi bir adamı almışsın, getirmişsin peki. bu adama top gelecek ceza sahasında, adam atacak. görevi bu. bir pozisyonda carole soldan arka direğe kesti gomis ön direğe giderken. hadi kabul edilebilir, arka taraf boş diye kesersin ama sağ kanattaki aklı pervane nerede? ceza yayında. ne yapıyor? cevap yok. garry sol kanattan ceza sahasına giriyor gomis'e topu çevireceğine topu boşa vuruyor. tolga ceza sahasına giriyor, ne yaptığı belli değil ayağını yere vuruyor pozisyondan sonra. yasin içeride 4 kişi ceza yayındaki birisiyle birlikte 5 kişi içerdeyken kaleye vuruyor önü kapalı.
bu futbol değil abi. değil abi değil. vallahi değil. ciddiyim, futbol bu değil. futbolun içerisinde taktik - analitik düşünme - anında karar verme - hızlı karar uygulama - çabuk planlama - uygulama vb. bir sürü etmen vardır. bu futbol değil diye bu yüzden diyorum, değil. şu takımı atletizm takımı yerine koymayacaksak eğer bu eksiklerle sen kimi getirirsen getir takım olamazsın. hoca olarak da bireysel oyuncu olarak da. oyunun en az %60'ına doğrudan etki eden orta sahanın durumu bu işte, selçuk ve tolga. hangisinin mental olarak diğerinden üstünlüğü var? hangisinin mental olarak sahadaki diğer bir oyuncuya üstünlüğü var?
29 yaşıma girmek üzereyim, az kaldı ancak ben bunca yıllık hayatımda bu kadar rezil bir orta saha ekibi görmedim ki ben barış - ayhan - mustafa sarp üçlüsünü beraber de izlemiş ve an be an hatırlayan birisiyim. adama pres yok, top kapmak için müdahale yok - varsa bile hatalı, takıma oyun hazırlamak yok, planlama yok, takım arkadaşının pozisyonunu takip yok, adam eksiltme yok. ya ne işe yararsınız abi? biriniz 2.9 milyon euro diğeriniz 2 milyon euro alıyorsunuz peki bu paranın karşılığında ne veriyorsunuz abi bana? gomis kaç kere topla buluştu ya ben bunu futbol diye çekmek zorunda mıyım?
peki bu arkadaşlar ne yapıyor? soruyorum ciddi ciddi ne yapıyorlar? mental olarak takımın en iyisi sneijder'i gönderme çabası içindeler. gönderdin diyelim, aha işte elindeki takım bu. hadi belhanda da geldi, bundan 1 seviye üsttesin en fazla. ne olacak o zaman? anadolu takımlarıyla yaptığın her maçta köpek gibi kapanıyorlar, yalansa yalan diyin. kim açacak o kilidi? selçuk mu? açsaydı hadi görüyüm sıkıyı. yasin mi? hadi açsın bir kilit de helal olsun çekelim. garry mi? boş alana hareketlenen futbolcu, anadoluda bunun gibi çok var. kilidi açamadıktan sonra gomis değil suarez olsa bir şey yapamazsın.
sisteme uymuyor (!) diyorlar wesley sneijder için. sisteme uymuyor! sisteme! hangi sistem o ya? ne oynadık biz son maçta? 4-2-3-1 değil mi? hah, o üçlüyü al şimdi oradan. onların ortası yani hücum beyninin dünyadaki en iyi 5 ismini sayalım, kimler var? messi 1, mesut 2, hazard 3 (ki sol kanattır), mata 4 ve benim için sneijder 5. madrid'li isco yada james rodrigues'i buraya yazabilirdik de james çok düştü, isco da daha o seviyeye çıkamadı benim için. sneijder de yaşlı, hepi topu bu. ama bu adam zaten atlet değil ki lan, hiç olmadı ki. sen sneijder'den maçta 13 km koşmasını beklersen çok yanılırsın. sneijder'e gerekirse orta sahaya tabureyi çek oturt çayını çorbasını ver oradan top dağıtsın. sneijder hep buydu, başka bir şey olmadı ki. oyun kurucu adı üzerinde oyunu kuracak. oyunu kurmak için koşmak gereklidir diyecek insanla zaten futbol tartışılmaz ki igor tudor da bunlardan birisi olduğunu zaten ispatladı bugün hatta geçen sezon başakşehir deplasmanında.
dönelim en başa. tudor bunu yapmak isteyebilir, bu çok normal. senin sorunun dursun efendi bu adam bunu yapmak isteyince "sen salak mısın?" diyecek kadar futbol bilmemek. 29 yaşındaki ben biliyorum bunu, 68 yaşındaki sen bilmiyorsun tebrik ederim. buna rağmen de başkan olarak kalıyorsun bunun için de tebrik ederim. bu kadar az bilgiyle de illa da tudor diyip takımın başında bu adamı tutuyorsun bunun için de tebrik ederim.
büyük başkan ya. çok büyük başkan. o kadar büyük başkan ki perez falan halt etsin yanında. amerika başkanı donald trump falan küçük yanında öyle düşünün.
buraları okuyan birisi varsa kulüpten bana özel mesajla ulaşsın, allah aşkına. ulaşsın ki numaramı vereyim dursun bey'e iletsin. böyle olmayacak bu iş. bunlara futboldan anlayan aklı selim birileri lazım, isim verelim. zaten son senesi, istifa beklentisini falan geçtim ben oralarda değilim, etmesin istifa razıyım. ama görüşsün bizimle, futboldan bilen 2-3 kişinin ismini verelim futbol direktörü falan atasın, antrenör falan getirsin bir şeyler yapsın.
bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. ben bu yönetime futbol öğretmeye adayım. lütfen benimle iletişime geçilsin, lütfen. ayıpta ısrar etmeyin. en azından orta sahanın ne işe yaradığını size anlatayım ki neden bu orta saha için en hafif tabirle "rezil" dediğimizi anlayın.