290
grand slamlerdeki 42. yarı finaline (evet 42, gerçekten 42) ulaştı. artık derdi büyük servisçiler ile. gaza gelip de en başından beridir: 'tamam ya aldık kupayı, djoko nedir ki yarı finalde ezip geçeriz, ben sadece nadal'dan korkuyorum onu da son 3 maçtır yeniyoruz ve burası wimby bizim arka bahçemiz vs.' şeklinde argümanlar ile konuşan epey arkadaşım vardı. böyle konuşmak bir slam için ne kadar doğru çok tartışılır. artık murray de djokovic de yok. büyük servisçiler kaldı hele de cilic yarıya kaldıysa korkmak lazım. geçen sene fedo çeyrekte ölüp ölüp dirilerek cilic'i yenmişti. tabiki fed'in geçen seneki seviyesi ile bu seneyi karşılaştırmıyorum ama demem o ki; hiçbir şey çantada keklik değil. hatta ben yarı finalde djokovic karşılaşmasını berdych'e karşı isterdim. berdych 3-4 sezon önceye kadar fed'e epey ters gelirdi ve 2012'deki us open yenilgisini herkes hatırlayacaktır. o dönemlerden sonra üst üste berdych'e karşı kazanmaya başladı ama bunların içinde çim galibiyeti hatırladığım kadarıyla yok. berdych tarafından bakıcak olursak 2010'da final yapmışsın ama olmamış, geçen sene yarın var yine olmamış. tamam federer ile eşleştin ama bir yandan da kupanın ufaktan ucundan tutmak istiyorsun. berdych geldi 30'una falan, bir slam'e bu seferkinden daha nasıl yaklaşabilir bilmiyorum. çok muhtemelen son fırsatı ve hiç kolay bırakmayacaktır. entresan bir maç olur. diğer tarafta ise cilic'in querrey'i 3 sette geçebileceğini düşünüyorum.
