60
türkiye'de her işe bir laf bulunur. mesela 15 puan farkla şampiyon olsan rakipler çok güçsüzdü derler, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final görsen kura şansı vardı derler. tam tersi başarısızlıklarda da rakipler çok güçlüydü o yüzden başarılı olamadık denir. yani demek istediğim aslında başarıları kazanmak çok zorken o başarılara ulaşıldığı an başarı küçümsenir. galatasaray'ın 2017-2018 yaz transferleri de biraz bu akıma kurban gitmiş durumda. geçtiğimiz sezon bittiğinde deselerdi ki maicon, mariano, belhanda, feghouli, gomis, x orta saha, x sol bek gelecek herhalde sevinçten ülke çapında kutlamalar yapardık. şimdiyse hızlı şekilde ve başarılı transferler yapılınca bir şımarıklık oluştu taraftarda. yok neden corchia alınmamış da mariano alınmış, hey gidi ya! son yıllarda aldığımız futbolculara bakın derim ben. podolski'yi çıkarttığın zaman başka hangi kaliteli yabancı futbolcuyu getirebilmişsin istanbul'a? en son drogba- sneijder var hatırladığım.
pandev, dzemaili, burdisso, ontivero, hajrovic, grosskreutz, kolbeinn, jose rodriguez, carole, josue...
hangisi yıldız futbolcu, sadece soruyorum. son yıllarda kaç tane kaliteli oyuncu getirebilmişiz de gomis'i, belhanda'yı, maicon'u, mariano'yu beğenmiyoruz? hadi pandev'in kariyeri vardı onu çıkartalım geri kalan tüm oyuncuları toplasan gomis'in kariyeri etmez. sadece gomis de alınmıyor, yanına maicon gibi avrupa'nın en gözde stoperlerinden biri, belhanda gibi yıllardır türk takımlarının uğraşıp da alamadığı avrupa piyasasının yıldız oyuncularından birini getiriyorsun.
yetmiyor sevilla'nın sağ bekini 4,5 milyon avro gibi gayet makul bir paraya getiriyorsun ama hala burun kıvıran var. arkadaşlar türkiye'ye avrupalı bir adam gelmez kolay kolay. maicon ile mariano zaten brezilyalı, adamlar orada her türlü pis işi görmüş, fakirlikten gelmiş, geri kalmış bir coğrafyanın çocukları. türkiye gibi bir ülkeden çekinmemeleri doğaldır. belhanda da keza, faslı. o da fakirlikten gelen, geri kalmış bir coğrafyanın insanı olduğundan türkiye'ye gelmek koymamıştır ancak sen gidip de corchia'yı, ne bileyim bir konoplianka'yı kolay kolay getiremezsin ülkeye. bazen para bile getiremez bazı insanları buraya.
öğrenemediğimiz futbolun gerçeklerinden biri de yaşın değil fiziksel kapasitenin önemli olduğu. drogba buraya 35-36 yaşında geldi bir allah'ın kulu da yaşlı gelmesin demedi çünkü biliniyor ki adam hala tabanca gibiydi. alın size pandev, bize 32 yaşında geldi yürüyecek dermanı yoktu. gomis geldi aynı yaşlarda ama adam hala canavar gibi. drogba geldi 36 yaşında sırtında taşıdı rakip defansları. bu iş yaşla alakalı değil. fiziksel kapasite meselesi. mariano 31 yaşında ama sabri'nin koştuğunun 3 katını koşacak bir fiziğe sahip. hala daha sağ kanadı olduğu gibi kullanabilen hiç yorulmayan bir futbolcu 31 yaşında olsa kaç yazar.
kısacası bazen memnun olmakta fayda vardır ahali.
pandev, dzemaili, burdisso, ontivero, hajrovic, grosskreutz, kolbeinn, jose rodriguez, carole, josue...
hangisi yıldız futbolcu, sadece soruyorum. son yıllarda kaç tane kaliteli oyuncu getirebilmişiz de gomis'i, belhanda'yı, maicon'u, mariano'yu beğenmiyoruz? hadi pandev'in kariyeri vardı onu çıkartalım geri kalan tüm oyuncuları toplasan gomis'in kariyeri etmez. sadece gomis de alınmıyor, yanına maicon gibi avrupa'nın en gözde stoperlerinden biri, belhanda gibi yıllardır türk takımlarının uğraşıp da alamadığı avrupa piyasasının yıldız oyuncularından birini getiriyorsun.
yetmiyor sevilla'nın sağ bekini 4,5 milyon avro gibi gayet makul bir paraya getiriyorsun ama hala burun kıvıran var. arkadaşlar türkiye'ye avrupalı bir adam gelmez kolay kolay. maicon ile mariano zaten brezilyalı, adamlar orada her türlü pis işi görmüş, fakirlikten gelmiş, geri kalmış bir coğrafyanın çocukları. türkiye gibi bir ülkeden çekinmemeleri doğaldır. belhanda da keza, faslı. o da fakirlikten gelen, geri kalmış bir coğrafyanın insanı olduğundan türkiye'ye gelmek koymamıştır ancak sen gidip de corchia'yı, ne bileyim bir konoplianka'yı kolay kolay getiremezsin ülkeye. bazen para bile getiremez bazı insanları buraya.
öğrenemediğimiz futbolun gerçeklerinden biri de yaşın değil fiziksel kapasitenin önemli olduğu. drogba buraya 35-36 yaşında geldi bir allah'ın kulu da yaşlı gelmesin demedi çünkü biliniyor ki adam hala tabanca gibiydi. alın size pandev, bize 32 yaşında geldi yürüyecek dermanı yoktu. gomis geldi aynı yaşlarda ama adam hala canavar gibi. drogba geldi 36 yaşında sırtında taşıdı rakip defansları. bu iş yaşla alakalı değil. fiziksel kapasite meselesi. mariano 31 yaşında ama sabri'nin koştuğunun 3 katını koşacak bir fiziğe sahip. hala daha sağ kanadı olduğu gibi kullanabilen hiç yorulmayan bir futbolcu 31 yaşında olsa kaç yazar.
kısacası bazen memnun olmakta fayda vardır ahali.
