14414
kendisi ile ilgili, yalnızca sahaya bakarak bir şeyler yazmak istiyorum. zira işin yönetim, tutum, idman, izin, kişisel problem kısımları apayrı bir tartışma.
öncelikle, sneijder konusunda saha içine bakarsak tudor'a katılıyorum. ama tudor'un sneijdersiz bir takımı başarıya oluşturabileceğini pek düşünmüyorum.
biraz açayım. demeclerinden anladığım kadarıyla tudor'un kafasındaki galatasaray, benim istediğim galatasaray'a çok yakın. sürekli basan, maçın büyük kısmında pres yapan, topu alınca kolay hareketlenen, özellikle hücum oyuncuları deplase olabilen, temposu yüksek bir takım istiyor. uefa kupası dönemini ve 2011-2012 derbilerini izleyen çoğu taraftarın da böyle bir takım isteyeceğini biliyorum.
burada karşımıza bana göre bir açmaz çıkıyor:
1- sneijder üzerine kurulan takımın böyle tempolu oynamasına imkan yok
2- sneijder giderse, en zeki oyuncusundan yoksun kalan takımın eldekinden bile kötü olmayacağının garantisi yok.
bunu da açalım.
sneijder'in en keskin özelliklerinden 3'unu yazalım:
1- harika şutları
2- world class kilit pasları
3- olağanüstü duran top becerisi.
bu özellikleriyle alınan şampiyonluklarda geçilen turlarda katkı yapmadığını söyleyen çarpılır.
şimdi sneijder'in iyi olmayan özelliklerini yazalım:
1- kanatlara ya da altipasa deplase olmaması
2- baskı yapma vs. takım savunmasına katkısının az olması
3- top sürme ile vs. adam eksiltememesi
bu özellikler sneijder'i ilk aldığımızda da mevcuttu. ama sneijder yukarıda saydığımız olumlu özelliklerin kusursuza yakın olması nedeniyle takımı başarıya taşıyabildi.
bugün ne değişti?
öncelikle yaşı, fiziği ve oyun anlayışı itibariyle olumsuz özelliklerinin değişime uğraması pek mümkün değildi. ancak olumlu özellikleri rakiplerin odaklandığı ve engellemeye çalıştığı kısım oldu.
duran toplarda önlem alınabilmiş değil. ki bunu 2 frikik golü ve bolca golle sonuçlanan kanat vuruşlarında gördük.
kilit pas konusunda aslında hala çok formda. bunu garry ve josue'ye attığı paslarda gördük. ancak artık bunları atabilmesi için daha az boşluk bulabiliyor. topun her atakta ona gideceğini bilen rakipler, özellikle iddialı maçlarda kendisine sıkı markaj yapıp oyun alanını kısıtlıyor. wesley yine elinden geleni yapıyor ama her geçen gün kilit pas yapabilecek imkanı bulması zorlaşıyor.
şutlar da aynı şekilde, alan bulamaması nedeniyle her seferinde daha da zorlaşıyor. diziyle ilgili olduğunu da söyleyen var. bilemiyorum o kısmı.
yani kısacası, sneijderli takim, maalesef her geçen gün daha önlem alınabilir hale geliyor. ne yazık ki sneijder sahada kendini unutturup kendisi dışında gelişen ataklara rol oyuncusu olarak da katkı sağlayamıyor.
sonuç olarak galatasaray'ın idealindeki oyun için sneijder'in gitmesi o kadar da anlaşılmaz bir şey değil. sneijder'in gitmesi fikri taraftarın üzerine benzin döküp yakmasını gerektirecek, toplu intiharlara meylettirecek bir şey değil. hatta bana kalırsa er ya da geç bir elzem. ama saha içindeki sıkıntı, tudor'un sneijder'i yolladıktan sonra -hele ki selçuk da varken- istediği oyunu oynatıp oynatamayacağına dair kuşku. tudor'un mevcut tecrübelerinin hiçbiri bu kuşkuyu aşmıyor. sneijder gidince kötü özellikleriyle birlikte iyi özellikleri de takımı terk edecek ve yerine ne geçeceği tamamen hocaya bağlı. saha dışındaki sıkıntı ise adamı cidden gönderilebilecek en kötü şekilde gönderen yönetimde tabii ki.
özet olarak sneijder'in gitmesi inanılmaz korkulacak bir şey ya da kulüp için dünyanın sonu değil. aksine daha iyi bir oyuna sebebiyet bile verebilir. ama bunun için önce iyi kurulan ve iyi yönetilen bir takım lazım ki o takımı ve o yönetimi hala göremedik.
öncelikle, sneijder konusunda saha içine bakarsak tudor'a katılıyorum. ama tudor'un sneijdersiz bir takımı başarıya oluşturabileceğini pek düşünmüyorum.
biraz açayım. demeclerinden anladığım kadarıyla tudor'un kafasındaki galatasaray, benim istediğim galatasaray'a çok yakın. sürekli basan, maçın büyük kısmında pres yapan, topu alınca kolay hareketlenen, özellikle hücum oyuncuları deplase olabilen, temposu yüksek bir takım istiyor. uefa kupası dönemini ve 2011-2012 derbilerini izleyen çoğu taraftarın da böyle bir takım isteyeceğini biliyorum.
burada karşımıza bana göre bir açmaz çıkıyor:
1- sneijder üzerine kurulan takımın böyle tempolu oynamasına imkan yok
2- sneijder giderse, en zeki oyuncusundan yoksun kalan takımın eldekinden bile kötü olmayacağının garantisi yok.
bunu da açalım.
sneijder'in en keskin özelliklerinden 3'unu yazalım:
1- harika şutları
2- world class kilit pasları
3- olağanüstü duran top becerisi.
bu özellikleriyle alınan şampiyonluklarda geçilen turlarda katkı yapmadığını söyleyen çarpılır.
şimdi sneijder'in iyi olmayan özelliklerini yazalım:
1- kanatlara ya da altipasa deplase olmaması
2- baskı yapma vs. takım savunmasına katkısının az olması
3- top sürme ile vs. adam eksiltememesi
bu özellikler sneijder'i ilk aldığımızda da mevcuttu. ama sneijder yukarıda saydığımız olumlu özelliklerin kusursuza yakın olması nedeniyle takımı başarıya taşıyabildi.
bugün ne değişti?
öncelikle yaşı, fiziği ve oyun anlayışı itibariyle olumsuz özelliklerinin değişime uğraması pek mümkün değildi. ancak olumlu özellikleri rakiplerin odaklandığı ve engellemeye çalıştığı kısım oldu.
duran toplarda önlem alınabilmiş değil. ki bunu 2 frikik golü ve bolca golle sonuçlanan kanat vuruşlarında gördük.
kilit pas konusunda aslında hala çok formda. bunu garry ve josue'ye attığı paslarda gördük. ancak artık bunları atabilmesi için daha az boşluk bulabiliyor. topun her atakta ona gideceğini bilen rakipler, özellikle iddialı maçlarda kendisine sıkı markaj yapıp oyun alanını kısıtlıyor. wesley yine elinden geleni yapıyor ama her geçen gün kilit pas yapabilecek imkanı bulması zorlaşıyor.
şutlar da aynı şekilde, alan bulamaması nedeniyle her seferinde daha da zorlaşıyor. diziyle ilgili olduğunu da söyleyen var. bilemiyorum o kısmı.
yani kısacası, sneijderli takim, maalesef her geçen gün daha önlem alınabilir hale geliyor. ne yazık ki sneijder sahada kendini unutturup kendisi dışında gelişen ataklara rol oyuncusu olarak da katkı sağlayamıyor.
sonuç olarak galatasaray'ın idealindeki oyun için sneijder'in gitmesi o kadar da anlaşılmaz bir şey değil. sneijder'in gitmesi fikri taraftarın üzerine benzin döküp yakmasını gerektirecek, toplu intiharlara meylettirecek bir şey değil. hatta bana kalırsa er ya da geç bir elzem. ama saha içindeki sıkıntı, tudor'un sneijder'i yolladıktan sonra -hele ki selçuk da varken- istediği oyunu oynatıp oynatamayacağına dair kuşku. tudor'un mevcut tecrübelerinin hiçbiri bu kuşkuyu aşmıyor. sneijder gidince kötü özellikleriyle birlikte iyi özellikleri de takımı terk edecek ve yerine ne geçeceği tamamen hocaya bağlı. saha dışındaki sıkıntı ise adamı cidden gönderilebilecek en kötü şekilde gönderen yönetimde tabii ki.
özet olarak sneijder'in gitmesi inanılmaz korkulacak bir şey ya da kulüp için dünyanın sonu değil. aksine daha iyi bir oyuna sebebiyet bile verebilir. ama bunun için önce iyi kurulan ve iyi yönetilen bir takım lazım ki o takımı ve o yönetimi hala göremedik.
