80
merhaba renktaşlar. schrödinger'in kedisi isimli deneyin aslını astarını çok merak ediyordum. malum sözelciyim, kafa çok basmıyor. ama öğrendim!
şimdi olayı kökünden halledecek bir perspektifim var. öncelikle deneyi anlaşılır şekilde yazan birini buldum, alıntı yapayım.
--- alıntı ---
kuantum olasılıkları normal olasılıklar gibi işlemez. bu deneyin aslı barutla falan değil radyoaktif bir atomlaydı. kedi herşeyden izole edilmiş bir şekilde karanlık bir odaya konur, tabi yanında radyoaktif bir maddeyle. odaya ayrıca bir radyasyon algılayıcısı konur. eğer bu cihaz radyasyon ölçerse odaya sarin gazı salınır ve kedi ölür. sorun şudur ki maddenin bozunma ve bozunmama olasılığı eşittir ve madde her iki olasılığı da içinde barındırır ve bu iki olasılığın birarada olduğu süperpozisyon durumundadır. ta ki sen onu gözlemleyene kadar (yani üstüne ışık tutana kadar). atomaltı parçacıklar ışıktan etkilenir ve o an olasılıklardan birini sana gösterirler. yani sen baktığında ya bozunma gerçekleşmiş, gaz salınmış ve kedi ölmüştür, ya da hiçbiri olmamıştır ve kedi canlıdır.olayın garipliği sen bakmadan önce kedinin neler yaşadığıdır. kuantum kuramının belirsizlik ilkesinden dolayı madde nasıl her iki olasılığı da içinde barındırıyorsa, kedi de barındırmalıdır. çünkü kedinin yaşama olasılığı tamamen bozunmaya bağlıdır. yani kedi sen odaya bakana kadar hem ölü hem de diri olmalıdır. schrödinger her ne kadar kuantum mekaniğinin temellerini atanlardan biri olsa da, sonradan belirsizlik ilkesine karşı çıkmıştır ve bu yüzden bu düşünce deneyini geliştirmiştir
--- alıntı ---
bomboş bir deney, bomboş bir paradoks. hiç ışık tutmaya filan gerek yok. gereksiz bir iş bu. otur kapının dibinde bir saat. eğer o kedi miyavlarsa ölmemiş demek. eğer miyavlamıyorsa kedinin anasını zikmişinizdir demektir. paradoks, ikilem falan kalmadı işte.
bütün bilim tayfaya iyi geceler diliyorum. böyle paradoks olunca yine bana haber verin.
şimdi olayı kökünden halledecek bir perspektifim var. öncelikle deneyi anlaşılır şekilde yazan birini buldum, alıntı yapayım.
--- alıntı ---
kuantum olasılıkları normal olasılıklar gibi işlemez. bu deneyin aslı barutla falan değil radyoaktif bir atomlaydı. kedi herşeyden izole edilmiş bir şekilde karanlık bir odaya konur, tabi yanında radyoaktif bir maddeyle. odaya ayrıca bir radyasyon algılayıcısı konur. eğer bu cihaz radyasyon ölçerse odaya sarin gazı salınır ve kedi ölür. sorun şudur ki maddenin bozunma ve bozunmama olasılığı eşittir ve madde her iki olasılığı da içinde barındırır ve bu iki olasılığın birarada olduğu süperpozisyon durumundadır. ta ki sen onu gözlemleyene kadar (yani üstüne ışık tutana kadar). atomaltı parçacıklar ışıktan etkilenir ve o an olasılıklardan birini sana gösterirler. yani sen baktığında ya bozunma gerçekleşmiş, gaz salınmış ve kedi ölmüştür, ya da hiçbiri olmamıştır ve kedi canlıdır.olayın garipliği sen bakmadan önce kedinin neler yaşadığıdır. kuantum kuramının belirsizlik ilkesinden dolayı madde nasıl her iki olasılığı da içinde barındırıyorsa, kedi de barındırmalıdır. çünkü kedinin yaşama olasılığı tamamen bozunmaya bağlıdır. yani kedi sen odaya bakana kadar hem ölü hem de diri olmalıdır. schrödinger her ne kadar kuantum mekaniğinin temellerini atanlardan biri olsa da, sonradan belirsizlik ilkesine karşı çıkmıştır ve bu yüzden bu düşünce deneyini geliştirmiştir
--- alıntı ---
bomboş bir deney, bomboş bir paradoks. hiç ışık tutmaya filan gerek yok. gereksiz bir iş bu. otur kapının dibinde bir saat. eğer o kedi miyavlarsa ölmemiş demek. eğer miyavlamıyorsa kedinin anasını zikmişinizdir demektir. paradoks, ikilem falan kalmadı işte.
bütün bilim tayfaya iyi geceler diliyorum. böyle paradoks olunca yine bana haber verin.
