10919
tez hocamın 15 sene önce anlattığı küçük bir anektod, selçuk inan'la yaşadığımız durumun çok güzel bir özeti aslında.
2000 yılında türkiye'ye gelen imf heyeti, hantal bürokrasiyi mercek altına almış ve çok kısa bir süre içerisinde hükümete şu tavsiyeyi vermiş: "bütün memurlar maaş almaya devam etsin ancak sadece üçte biri işe gelsin, geri kalanı evlerinde otursun. işlerin daha hızlı ilerlediğini göreceksiniz."
biz de artık bu adamın takımdan gönderileceğine dair zerre umut kalmadı. bari tüm sezon yedek otursun ve maaşını kuruşu kuruşuna alsın. emin olun takıma hiç sağlamadığı kadar büyük bir fayda sağlayacaktır. derseniz ki bu adam hizipçi, o zaman derim ki, her kim bu takıma bile isteye zarar verirse ona teneke bağlamayan yönetimin allah cezasını versin.
2000 yılında türkiye'ye gelen imf heyeti, hantal bürokrasiyi mercek altına almış ve çok kısa bir süre içerisinde hükümete şu tavsiyeyi vermiş: "bütün memurlar maaş almaya devam etsin ancak sadece üçte biri işe gelsin, geri kalanı evlerinde otursun. işlerin daha hızlı ilerlediğini göreceksiniz."
biz de artık bu adamın takımdan gönderileceğine dair zerre umut kalmadı. bari tüm sezon yedek otursun ve maaşını kuruşu kuruşuna alsın. emin olun takıma hiç sağlamadığı kadar büyük bir fayda sağlayacaktır. derseniz ki bu adam hizipçi, o zaman derim ki, her kim bu takıma bile isteye zarar verirse ona teneke bağlamayan yönetimin allah cezasını versin.
