10419
gerçekten huzuru bozulan sözlük. buradaki yazar arkadaşların fikir beyan etmek ile kavga etmek arasındaki farkı idrak edemedikleri bir süreç geçiriyoruz. açıkçası bu kadar gerginlik bu platforma da yakışmıyor.
bakın bir çoğunuz okur olduğunuz süreci unutmuş olabilir ama insanlar bu sözlüğe gün içerisinde biraz desarj olmak, bir iki umut dolu haber okumak, ilginç yorumlar görmek için giriyorlar.
son 15 gün içerisinde olan olaylara bir bakacak olursak:
fatih terim ile arda turan birbirine giriyor, sol frame'de fatih terim (102), arda turan (112), fatih terim vs. arda turan (35), oğuz çetin (42), rıdvan dilmen (39) gibi rakamlar görünüyor. o, şuna bunu demiş; bu, ona şöyle yapmış. gazetelerin magazin servisi gibiyiz maşallah. galatasaray'ın kendi problemleri dururken 2 güne yakın bunlar tartışıldı.
öncesinde küçük çaplı bir kombine olayı yaşandı, yine dilin kemiği yoktu, yine eleştiri sınırları aşıldı, yine kırıcı yorumlar yapıldı.
sonra bir spor yorumcusu, "bence sneijder takımdan gönderilmeli" dedi diye (haklıdır, haksızdır tartışmıyorum; konumuz bu değil.) başlığı bir anda entry yağmuruna tutuldu. bu yorumcunun başlığının yanında dün akşam (114) ibaresini gördüm ya, ben başka bir şey diyemiyorum. sneijder başlığı altında bu spor yorumcusu doğru düşünüyor galiba diyecek olanın kafasına balyozla vuruldu, sneijder'in gitmesi teklif dahi edilemez durumu oluştu. bütün gün koca sözlük bunları tartıştı. bu arada galatasaray'ın avrupa kupasındaki rakibi belli oldu. kendisini takdir ettiğim bir kaç yazar arkadaşımız, bu takımla alakalı bilgiler vermeye çalıştılar ancak günün sıcak tartışma konusu karşısında şansları pek olmadı.
bakın, ben bu yazıyı baskın kesim ofsaytlasın diye yazmıyorum, aksine burada aynı renklere gönül verdiğim kardeşlerim kontrolü yavaş yavaş kaybettiklerini görebilsinler diye yazıyorum.
bakın, katılmadığınız bir fikri eleştirmek, onun karşı argümanını ortaya koymak en doğal hakkınız. aynı şekilde sizin fikrinize katılmayanlar için de bu geçerli. eminim ki burada bir çok yazar arkadaş, bu gerginlik ortamından dolayı bir fikir belirtmek isteseler de, bunu yapmıyorlar.
sizin gibi düşünmeyen birini kavga ederek ikna edemezsiniz.
sizin gibi düşünmeyen birini aşağılayarak ikna edemezsiniz.
sizin gibi düşünmeyen birini hakaret ederek ikna edemezsiniz.
derdiniz kavga etmekse yeri burası değil.
derdiniz sizin fikrinizi karşı tarafın da benimsemesi ise tutumunuz doğru değil.
doğru tutumun ne olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz, hepiniz pırıl pırıl insanlarsınız.
lütfen biraz daha sakin olalım.
bakın bir çoğunuz okur olduğunuz süreci unutmuş olabilir ama insanlar bu sözlüğe gün içerisinde biraz desarj olmak, bir iki umut dolu haber okumak, ilginç yorumlar görmek için giriyorlar.
son 15 gün içerisinde olan olaylara bir bakacak olursak:
fatih terim ile arda turan birbirine giriyor, sol frame'de fatih terim (102), arda turan (112), fatih terim vs. arda turan (35), oğuz çetin (42), rıdvan dilmen (39) gibi rakamlar görünüyor. o, şuna bunu demiş; bu, ona şöyle yapmış. gazetelerin magazin servisi gibiyiz maşallah. galatasaray'ın kendi problemleri dururken 2 güne yakın bunlar tartışıldı.
öncesinde küçük çaplı bir kombine olayı yaşandı, yine dilin kemiği yoktu, yine eleştiri sınırları aşıldı, yine kırıcı yorumlar yapıldı.
sonra bir spor yorumcusu, "bence sneijder takımdan gönderilmeli" dedi diye (haklıdır, haksızdır tartışmıyorum; konumuz bu değil.) başlığı bir anda entry yağmuruna tutuldu. bu yorumcunun başlığının yanında dün akşam (114) ibaresini gördüm ya, ben başka bir şey diyemiyorum. sneijder başlığı altında bu spor yorumcusu doğru düşünüyor galiba diyecek olanın kafasına balyozla vuruldu, sneijder'in gitmesi teklif dahi edilemez durumu oluştu. bütün gün koca sözlük bunları tartıştı. bu arada galatasaray'ın avrupa kupasındaki rakibi belli oldu. kendisini takdir ettiğim bir kaç yazar arkadaşımız, bu takımla alakalı bilgiler vermeye çalıştılar ancak günün sıcak tartışma konusu karşısında şansları pek olmadı.
bakın, ben bu yazıyı baskın kesim ofsaytlasın diye yazmıyorum, aksine burada aynı renklere gönül verdiğim kardeşlerim kontrolü yavaş yavaş kaybettiklerini görebilsinler diye yazıyorum.
bakın, katılmadığınız bir fikri eleştirmek, onun karşı argümanını ortaya koymak en doğal hakkınız. aynı şekilde sizin fikrinize katılmayanlar için de bu geçerli. eminim ki burada bir çok yazar arkadaş, bu gerginlik ortamından dolayı bir fikir belirtmek isteseler de, bunu yapmıyorlar.
sizin gibi düşünmeyen birini kavga ederek ikna edemezsiniz.
sizin gibi düşünmeyen birini aşağılayarak ikna edemezsiniz.
sizin gibi düşünmeyen birini hakaret ederek ikna edemezsiniz.
derdiniz kavga etmekse yeri burası değil.
derdiniz sizin fikrinizi karşı tarafın da benimsemesi ise tutumunuz doğru değil.
doğru tutumun ne olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz, hepiniz pırıl pırıl insanlarsınız.
lütfen biraz daha sakin olalım.
