• 8
    böyle 2008-2012 arası bir dönemdeyiz de caferağa'da fenerbahçe deplasmanına çıkmışız nostaljisi yaşatan maç. 17/65 ile hücum ettik, korkunç bile değil bambaşka bir yüzde. quanitra'nın 10/20'sini de çıkarırsak geriye 7/45 kalıyor. bunu herhangi bir bilim dalı açıklayamaz. form durumuyla falan da alakası yok, bambaşka bir olay. bir takımın 40 basket kaçırmasını işte ancak o tarihlerde caferağa'da deplasmana çıkmış bir galatasaray başarabilirdi...

    ışıl-birsel-quanitra-bahar-tuğçe beşiyle çıktık ve birkaç dakikalık küçük dinlenmeler hariç bu beşle oynayıp bitirdik. sottana ve macchi'nin varlığından dolayı 2-3 ile sahaya çıkmamız gerekti; bu da cansu ve özellikle önceki gün fena bir oyun çıkarmayan tilbe'den yoksun olmamıza sebep oldu. her ne kadar maçı quanitra kazanmış olsa da günün gizli kahramanı tuğçe'ydi. kendi limitlerinin üzerinde bir savunma performansı ortaya koyarak yapması gereken katkıyı yapmış oldu. quanitra 21, tuğçe de 12 ribaund çekti ki italya'nın belarus karşısında ribaundlarda 35-7 ile ezildiği istatistiği göz önüne alındığı zaman bizim de yapabileceğimize inandığım bir olaydı. toplamda 54-45 ile oynadık ribaundlarda ama özellikle son 5-6 dakikadaki savunma ve o dönemde alınan her ribaund altın değerindeydi.

    bir diğer bahsedilmesi gereken olay 5 oyuncumuzun da 33 dakika ve üzeri süre almasıydı. özellikle ikinci yarıda bir türlü girmeyen şutların, hem birsel hem ışıl'ın pota altına kadar penetre edip geriye dönmesinin altında biraz da bu yorgunluğun payı vardı. 30 sayı atan quanitra bile son çeyreğin ortalarında 2 sefer 0/2 ile döndü çizgiden. gruptaki yerimiz hatta rakibimizin de gruptaki yeri belli olduğu için pazartesi günü oynanacak belarus maçında turnuva boyunca ilk ve muhtemelen tek seferlik bir rotasyon şansımız olacak. çok daha sert geçecek üst turlarda aynı özveriyle oynaması gerekecek oyuncularımızın. istatistiklerden bağımsız olarak bu çaba bile ayakta alkışlanmaya değer. maç içi yakın plan çekimlerde yüzlerindeki ifade, dakikalar sonra röportaj verirken bile nefeslerinin hala yerine gelmemiş olması; primler ötesi bir sahiplenme ile sahaya çıktıklarının en büyük göstergesi...

    çeyrek final maçı 22 haziran günü oynanacak. bizim rakibimiz ise 21 haziran günü oynanacak olan eleme maçından gelen takım olacak. statü gereği 4 grup birincisinin yanında grupları 2. ve 3. bitirecek takımlar arasındaki maçları kazanan 4 takım daha gelip çeyrek final eşleşmelerini oluşturacak. bizim kuramız d grubu 2.'si ile c grubu 3.'sü arasındaki maçın galibi. c grubunda fransa-yunanistan-slovenya-sırbistan, d grubunda ise belçika-rusya-letonya-karadağ bulunuyor. c grubunda üçüncülük için slovenya'nın da sırbistan'ın da şansı devam ediyor. d grubunda ise son maçlar öncesi rusya grup ikinciliği için bir hayli avantajlı konumda. 2.'liğin el değiştirmesi için son maçlarda karadağ'ın rusya'yı, letonya'nın da belçika'yı yenmesi gibi absürd iki sonucun aynı anda ortaya çıkması gerekiyor. maçlar oynanmadan konuşmak doğru olmaz ama çeyrek finalde muhtemel rakibimiz rusya ya da sırbistan olarak görünüyor. biz son maçımıza tamamen laylaylom havada çıkarken onların arada 2 tane daha dişe diş mücadele yapacak olması belki bir avantaj sağlayabilir...

    bu arada zandalasini çok büyük basketbolcu olacak...
App Store'dan indirin Google Play'den alın