6
beşiktaş'ın muhteşem mücadele ettiği, maçın büyük bölümünde de çok iyi oynadığı maç. lakin aradaki kalite farkını düşündüğümüzde, özellikle de basketbolda, bu yetmeyecektir. nitekim yetmedi de.
ufuk sarıca maçı çok iyi kurgulamış. maçtan önce kafasında her ne varsa sahada karşılığını tamamen aldı. fenerbahçe'nin ritm bulmaması için faul yapmaktan kaçınmadılar. hatta faul hakkı dolmasına rağmen sırf rakip tempo yapamasın diye stimac oyunu faulle durdurup fenerbahçe'yi çizgiye yolladı. o derece iyi kurgulanmış ve uygulanan bir planla sahadaydılar.
bu tip maçları genelde ufak detaylar belirliyor. bu ufak detaylardan ilki serbest atışlardı. özellikle stimac çizgide çok düşük yüzdeyle attı. bu kadar hata marjının düşük olduğu bir maçta tabii ki bunu takım kaldırmadı. ikinci etmen de hakemlerdi. yanılmıyorsam üçüncü çeyrekti, beşiktaş'ın faul hakkı dolduktan sonra üç fenerbahçe hücumunda üst üste beşiktaş aleyhine düdük çaldılar. üçü de hatalıydı. özellikle strawberry'nin çaldığı bir top vardı ki topu kaptıran kişi bile ''fırçayı yedik'' bakışıyla savunmaya koşarken birden faul düdüğü çaldı. o fauller kırılma noktasını oluşturdu.
beşiktaş yaklaşık 4 milyon euro olan bütçesiyle beklentileri fazlasıyla karşılamıştı zaten final serisine başlamadan evvel. açıkçası bir direnç bekliyordum ancak galibiyete bu kadar yakınlaşabileceklerini düşünmemiştim. ikinci maçta benzer bir oyun ortaya koyabilirler mi bilemiyorum. lakin akatlar'da maç alma ihtimallerinin olduğunu kanıtladılar bugün. hem bu seneki genel oyunları hem de bu maç özelindeki kurgu ve oyun tamamen ufuk sarıca'ya yazar. kısıtlı kadrodan müthiş verim alıyor.
hem fenerbahçe'nin final four'daki sonucu hem de bizim takımın durumundan mütevellit basketbola olan ilgimi sorgular hale gelmiştim. o şoku üzerimden atma noktasında iyi bir maç oldu. doğru planlama ve doğru koç ile en azından gurur duyulacak, izlerken sinir olmayacağınız takım kurulabildiğini görebileceğimiz bir maç oldu.
ufuk sarıca maçı çok iyi kurgulamış. maçtan önce kafasında her ne varsa sahada karşılığını tamamen aldı. fenerbahçe'nin ritm bulmaması için faul yapmaktan kaçınmadılar. hatta faul hakkı dolmasına rağmen sırf rakip tempo yapamasın diye stimac oyunu faulle durdurup fenerbahçe'yi çizgiye yolladı. o derece iyi kurgulanmış ve uygulanan bir planla sahadaydılar.
bu tip maçları genelde ufak detaylar belirliyor. bu ufak detaylardan ilki serbest atışlardı. özellikle stimac çizgide çok düşük yüzdeyle attı. bu kadar hata marjının düşük olduğu bir maçta tabii ki bunu takım kaldırmadı. ikinci etmen de hakemlerdi. yanılmıyorsam üçüncü çeyrekti, beşiktaş'ın faul hakkı dolduktan sonra üç fenerbahçe hücumunda üst üste beşiktaş aleyhine düdük çaldılar. üçü de hatalıydı. özellikle strawberry'nin çaldığı bir top vardı ki topu kaptıran kişi bile ''fırçayı yedik'' bakışıyla savunmaya koşarken birden faul düdüğü çaldı. o fauller kırılma noktasını oluşturdu.
beşiktaş yaklaşık 4 milyon euro olan bütçesiyle beklentileri fazlasıyla karşılamıştı zaten final serisine başlamadan evvel. açıkçası bir direnç bekliyordum ancak galibiyete bu kadar yakınlaşabileceklerini düşünmemiştim. ikinci maçta benzer bir oyun ortaya koyabilirler mi bilemiyorum. lakin akatlar'da maç alma ihtimallerinin olduğunu kanıtladılar bugün. hem bu seneki genel oyunları hem de bu maç özelindeki kurgu ve oyun tamamen ufuk sarıca'ya yazar. kısıtlı kadrodan müthiş verim alıyor.
hem fenerbahçe'nin final four'daki sonucu hem de bizim takımın durumundan mütevellit basketbola olan ilgimi sorgular hale gelmiştim. o şoku üzerimden atma noktasında iyi bir maç oldu. doğru planlama ve doğru koç ile en azından gurur duyulacak, izlerken sinir olmayacağınız takım kurulabildiğini görebileceğimiz bir maç oldu.