11
ahmet çakar'ın 2006 dünya kupası öncesinde "favorim" dediği fildişi sahili milli futbol takımını kendi kıtalarında, 2010 dünya kupasında da izleyeceğiz.
1992'nin afrika uluslar kupası şampiyonu ve aynı yılın konfederasyon kupası yarı finalisti fildişi, bu yıldan sonra tam 14 yıl bekledi konuşulmak için. 2002'de senegal ile başlayan kamerun ve nijerya'dan başka afrika takımlarının da dünya futbol piyasasına çıkabileceği gerçeğinin en büyük temsilcisi durumundalar. togo ve angola gibi takımları da 2006'da izlesek de başarılarını ve istikrarı devam ettiremediler.
90'lı yılların kamerun ve nijerya hegemonyasından sonra şu an afrika'nın en güçlü temsilcisi gibi görünüyor fildişi sahili. 2006'da turnuvanın en zorlu grubunda hollanda, arjantin ve sırbistan'ın karşısına çıkan fildişi gruptaki tek galibiyetini 2-0 geriden geldiği maçta sırpları 3-2 yenerek almıştı. sadece grubun değil turnuvanın da favorileri olan portakallar ve tangoculara da aynı skorla, 2-1'le boyun eğmişlerdi. klasik olarak "yenildiler ama ezilmediler."
şimdi önlerinde 2010 var. eminim ki türkiye'deki birçok futbolsever bu takıma büyük sempati duyuyor ve birşeyler yapmalarını bekliyor. zaten var olan bu sempatinin üzerine abdul kader keita da galatasaray'a transfer olunca fildişi türkiye'deki bütün galatasaraylıların desteğini de almış durumda. kewell'ın avustralyası ile birlikte daha bir dikkatli izleyeceğiz kendilerini. güney afrika'da karşılaşırlar mı ki acaba?
fildişi'nin kağıt üzerinde gerçekten korkutucu bir kadrosu var. avrupa'nın devlerinde oynayan emmanuel eboue, kolo toure-yaya toure kardeşler, didier zokora, didier drogba, arouna kone, salomon kalou ve abdul kader keita gibi isimler ilk akla gelenler. teknik direktörleri ise tanıdık bir isim, vahid halilhodzic. bir dönem trabzonspor'u da çalıştıran halilhodzic fransa'da çalıştığı dönemde lille'i şaha kaldırmasıyla bilinir. 2010'da bu kadroyla ne yapacağı merak konusu. eğer 2006'daki gibi ölüm grubuna düşmezlerse 2.tura çıkmakta sorun yaşamazlar. çeyrek final veya yarı final de kendi adıma sürpriz olmaz. hatta birçok futbolsever bu takımın final oynamasına şaşırmaz bile. yine de temkinli konuşmakta fayda var. eğer 2006 almanya'da bulundukları arjantinli hollandalı gibi bir gruba düşerlerse kendilerine tavsiyem cümbür cemaat bir hamama gitmeleridir...
1992'nin afrika uluslar kupası şampiyonu ve aynı yılın konfederasyon kupası yarı finalisti fildişi, bu yıldan sonra tam 14 yıl bekledi konuşulmak için. 2002'de senegal ile başlayan kamerun ve nijerya'dan başka afrika takımlarının da dünya futbol piyasasına çıkabileceği gerçeğinin en büyük temsilcisi durumundalar. togo ve angola gibi takımları da 2006'da izlesek de başarılarını ve istikrarı devam ettiremediler.
90'lı yılların kamerun ve nijerya hegemonyasından sonra şu an afrika'nın en güçlü temsilcisi gibi görünüyor fildişi sahili. 2006'da turnuvanın en zorlu grubunda hollanda, arjantin ve sırbistan'ın karşısına çıkan fildişi gruptaki tek galibiyetini 2-0 geriden geldiği maçta sırpları 3-2 yenerek almıştı. sadece grubun değil turnuvanın da favorileri olan portakallar ve tangoculara da aynı skorla, 2-1'le boyun eğmişlerdi. klasik olarak "yenildiler ama ezilmediler."
şimdi önlerinde 2010 var. eminim ki türkiye'deki birçok futbolsever bu takıma büyük sempati duyuyor ve birşeyler yapmalarını bekliyor. zaten var olan bu sempatinin üzerine abdul kader keita da galatasaray'a transfer olunca fildişi türkiye'deki bütün galatasaraylıların desteğini de almış durumda. kewell'ın avustralyası ile birlikte daha bir dikkatli izleyeceğiz kendilerini. güney afrika'da karşılaşırlar mı ki acaba?
fildişi'nin kağıt üzerinde gerçekten korkutucu bir kadrosu var. avrupa'nın devlerinde oynayan emmanuel eboue, kolo toure-yaya toure kardeşler, didier zokora, didier drogba, arouna kone, salomon kalou ve abdul kader keita gibi isimler ilk akla gelenler. teknik direktörleri ise tanıdık bir isim, vahid halilhodzic. bir dönem trabzonspor'u da çalıştıran halilhodzic fransa'da çalıştığı dönemde lille'i şaha kaldırmasıyla bilinir. 2010'da bu kadroyla ne yapacağı merak konusu. eğer 2006'daki gibi ölüm grubuna düşmezlerse 2.tura çıkmakta sorun yaşamazlar. çeyrek final veya yarı final de kendi adıma sürpriz olmaz. hatta birçok futbolsever bu takımın final oynamasına şaşırmaz bile. yine de temkinli konuşmakta fayda var. eğer 2006 almanya'da bulundukları arjantinli hollandalı gibi bir gruba düşerlerse kendilerine tavsiyem cümbür cemaat bir hamama gitmeleridir...
