191
düz mantıkla savunulan yazar.
kendisini eleştirdiğim entrymde aşağı yukarı şuna benzer bir şey söylemiştim: beşiktaş feda saçmalığını bırakıp, mottaları, pedro francoları, serdar kurtuluşları, pektemekleri gönderip gomez, quaresma, aboubakar, talisca gibileri getirince başarılı oldu. bu durum çok açık ve seçik ortadayken uğur ise galatasaray'ın feda demesi gerektiğini söylüyor.
şimdi diyeceksin ki beşiktaş o dandik adamları getirip ekonomisini düzeltti ondan sonra yıldızları getirmeye başladı. bakıyorsun borç artmış. demek ki öyle bir durum yok. keza galatasaray bugün feda desin borcu artmaya devam edecek çünkü canaydın zamanında bunu yaptı.
şöyle bir örnek vereyim:
2 birim borcun var. diyorsun ki bu borç bana fazla, yeniden yapılanmaya gideceğim. planlama adı altında üç sene saçma sapan kadrolar kurup derbi bile kazanamıyorsun. sürekli üçüncü olup gelirlerden mahrum kalıyorsun, bir de üstüne 2 birim borcun 3 birime yükseliyor. burada bir yanlış var deyip daha iyi kadrolar kurmaya başlıyorsun. başarılar yakalıyorsun ve yakaladığın başarılar neticesinde gelirlerin artıyor ama borç yine artıp 4 birime yükseliyor.
şimdi böyle bir tablo varken ne yapalım? borç her halükarda artarken kötü kadro kurmaya devam edip meydanı iyice rakiplere mi bırakalım? istediğiniz bu mu? bir önceki entryde uğur'u savunan arkadaş da aynı yanlışa düşüyor. 3 sene feda diyip hem dibi görelim hem borç artmaya devam etsin anlayışı son derece tehlikeli. ha derseniz ki gerçek anlamda yapılanmaya gidip altınordu gibi bir sistem kuralım o zaman oturur tartışırız. ama öyle serdar kurtuluşların, pektemeklerin ne bileyim veli kavlakların olduğu saçma sapan bir takım kurup 3 yıl kendimizi mala bağlayalım derseniz bir daha zirveyi falan göremez mali olarak da iyice batağa saplanırsınız.
kendisini eleştirdiğim entrymde aşağı yukarı şuna benzer bir şey söylemiştim: beşiktaş feda saçmalığını bırakıp, mottaları, pedro francoları, serdar kurtuluşları, pektemekleri gönderip gomez, quaresma, aboubakar, talisca gibileri getirince başarılı oldu. bu durum çok açık ve seçik ortadayken uğur ise galatasaray'ın feda demesi gerektiğini söylüyor.
şimdi diyeceksin ki beşiktaş o dandik adamları getirip ekonomisini düzeltti ondan sonra yıldızları getirmeye başladı. bakıyorsun borç artmış. demek ki öyle bir durum yok. keza galatasaray bugün feda desin borcu artmaya devam edecek çünkü canaydın zamanında bunu yaptı.
şöyle bir örnek vereyim:
2 birim borcun var. diyorsun ki bu borç bana fazla, yeniden yapılanmaya gideceğim. planlama adı altında üç sene saçma sapan kadrolar kurup derbi bile kazanamıyorsun. sürekli üçüncü olup gelirlerden mahrum kalıyorsun, bir de üstüne 2 birim borcun 3 birime yükseliyor. burada bir yanlış var deyip daha iyi kadrolar kurmaya başlıyorsun. başarılar yakalıyorsun ve yakaladığın başarılar neticesinde gelirlerin artıyor ama borç yine artıp 4 birime yükseliyor.
şimdi böyle bir tablo varken ne yapalım? borç her halükarda artarken kötü kadro kurmaya devam edip meydanı iyice rakiplere mi bırakalım? istediğiniz bu mu? bir önceki entryde uğur'u savunan arkadaş da aynı yanlışa düşüyor. 3 sene feda diyip hem dibi görelim hem borç artmaya devam etsin anlayışı son derece tehlikeli. ha derseniz ki gerçek anlamda yapılanmaya gidip altınordu gibi bir sistem kuralım o zaman oturur tartışırız. ama öyle serdar kurtuluşların, pektemeklerin ne bileyim veli kavlakların olduğu saçma sapan bir takım kurup 3 yıl kendimizi mala bağlayalım derseniz bir daha zirveyi falan göremez mali olarak da iyice batağa saplanırsınız.
