143
geçen gün oyunu temin ettikten sonra bir bakalım neler varmış dedim içimden. yükleme esnası, bekleme anları derken pro evolution soccer 2010 artık kurulmuş bir hal alıverdi makinemde. pes 2010'u daha önce ne playstation'da denedim, ne de başka bir pc'de görme şansına eriştim. kısacası ilk heyecan idi bu sefer. artık masa üstünde ikonu da var oh ne güzel...
kısaca farklı bir konuya değinmek istiyorum. küçüklüğümde yaşadığım bilgisayar sorunlarından mıdır nedendir bilinmez lakin o eski, hantal kasalı bilgisayarlar benim cocukluk dönemime büyük yaralar vermişti. bir oyunu alabilmek için arkadasıma saatlerce ısrar ettiğimi, ya da günlerce sıra beklediğimi de eklemek isterim. hatta öyle dandik oyunlardı ki anlatmaya cesaret edemiyorum. bir tane to var, iki tane de çubuk. heh işte o iki çubuk arasında topu sektirerek bölüm atlıyorsunuz. fakat bir kere top yere düştümü 50. seviyeye de gelseniz baştan başlatır oyunu. yani o zamanlar save etmek gibi bir durum daha belirmemiş. büyük terbiyesizlik diyebiliriz. yani işte kısacası olay bu. hele ki bir de yeni aldığım birçok oyunu yükledikten sonra açmaya çalıştığım zaman bana verdiği hata yok mu? evet o da beni mahvetti. yıllarımı sömürdü. oyuna tıklardım karanlık bir ekran çıkardı. evet sadece çıkar ve öyle kalıp dururdu. az mı göz yaşı döktüm sinirimden.
her neyse, bunun gibi yaşanmışlıklarımdan dolayı pes 2010'u yükledikten sonra büyük bir heyecan yaşayarak tıklayıverdim kendisine ait ikona. o meşhur geçiş ekranı bu oyunda da vardı. karanlık bir ekran. aslında çok kısa süreli bir karanlık. fakat diyorum ya cocukluğumda yaşadığım o hayal kırıklığı oyunlar sağolsun. pes 2010'un karanlık ekranında sol altta yıldızlar belirdi. akabinde oyun menüsüne ulaştık. ohh şükürler olsun... başardık be dostum.
yahu kusura bakmayın çok uzattım yukarıda galiba ama oyuna dair şunları söylemek istiyorum:
- daha önce hiçbir yerde oynamadan ilk defa kendi evimde denedim ve ilk maçımı galatasaray'ı seçerek yaptım. bu bizler için birer ritüeldir zaten. karşıma barcelona'yı aldım. top player ve stadyum ise anfield. gayet akıcı ve hakikaten iyi bir simülasyon. öylesine kaptırmısım ki kendimi anlatamam. oyun yavaşlaştırılmış ve mücadele üst seviyede. topa verilen reaksiyonlar gayet mantıklı. bir tek kalecilerin reflekslerini beğendemedim. yani oyuna yansıtılan kaleci hareketleri beni pek memnun etmedi. o da olur artık. neyse ilk maç ilk heyecan derken 0-0 berabere bitti bizim maç. gerçek dünyaya döndüğümü maçın bitiş düdüğü ile anlayabildim. stadyum efektleri güzel. deplasman takımının attığı gollerden sonra taraftarlar büyük bir suskunluk içine giriyor. yine deplasman takımının kalecisi topu uzun süre ayağında bekletirse seyirciler ıslıklamaya başlıyor. bunun gibi birçok artı değer daha katılmıs yeni oyunda. kanatlardan bindirme yapan bekler çok iyi. hem rakibi bozmak için topu kesmek adına, hem de hücum için ileriye yardım adına müthiş bir katkı ve görsellik katıveriyor. oyuncuların fiziki görünüşleri çok daha insani. insan vucudundaki kıvrımlara özen gösterilmiş ve ışık düşen yerlerin gölgelik, parlaklık kontrastlarına dahi iyi bir çizim sergilenmiş. korner atışlarında korneri kullanacak oyuncu kütük gibi durmuyor. bizzat insan halleri sergiliyor. ileri geri sallanmalar vs... fakat bunu oyuncular üzerinde tek tip olarak aynı yapmıslar. sadece oyuncu fizikleri değişik lakin oyuncular hep aynı şekilde köşe gönderinde sallanıyor. burası es geçilmiş bir detay olsagerek.
şimdilik yüzeysel ve hiç düşünmeden aklıma gelen birkaç detay bunlardı.
zamanla oynayarak kavrıyoruz zaten. bakalım oynadıkca elimiz alışacak mı? yoksa mücadele hep ayni mi kalacak? göreceğiz efendim.
kısaca farklı bir konuya değinmek istiyorum. küçüklüğümde yaşadığım bilgisayar sorunlarından mıdır nedendir bilinmez lakin o eski, hantal kasalı bilgisayarlar benim cocukluk dönemime büyük yaralar vermişti. bir oyunu alabilmek için arkadasıma saatlerce ısrar ettiğimi, ya da günlerce sıra beklediğimi de eklemek isterim. hatta öyle dandik oyunlardı ki anlatmaya cesaret edemiyorum. bir tane to var, iki tane de çubuk. heh işte o iki çubuk arasında topu sektirerek bölüm atlıyorsunuz. fakat bir kere top yere düştümü 50. seviyeye de gelseniz baştan başlatır oyunu. yani o zamanlar save etmek gibi bir durum daha belirmemiş. büyük terbiyesizlik diyebiliriz. yani işte kısacası olay bu. hele ki bir de yeni aldığım birçok oyunu yükledikten sonra açmaya çalıştığım zaman bana verdiği hata yok mu? evet o da beni mahvetti. yıllarımı sömürdü. oyuna tıklardım karanlık bir ekran çıkardı. evet sadece çıkar ve öyle kalıp dururdu. az mı göz yaşı döktüm sinirimden.
her neyse, bunun gibi yaşanmışlıklarımdan dolayı pes 2010'u yükledikten sonra büyük bir heyecan yaşayarak tıklayıverdim kendisine ait ikona. o meşhur geçiş ekranı bu oyunda da vardı. karanlık bir ekran. aslında çok kısa süreli bir karanlık. fakat diyorum ya cocukluğumda yaşadığım o hayal kırıklığı oyunlar sağolsun. pes 2010'un karanlık ekranında sol altta yıldızlar belirdi. akabinde oyun menüsüne ulaştık. ohh şükürler olsun... başardık be dostum.
yahu kusura bakmayın çok uzattım yukarıda galiba ama oyuna dair şunları söylemek istiyorum:
- daha önce hiçbir yerde oynamadan ilk defa kendi evimde denedim ve ilk maçımı galatasaray'ı seçerek yaptım. bu bizler için birer ritüeldir zaten. karşıma barcelona'yı aldım. top player ve stadyum ise anfield. gayet akıcı ve hakikaten iyi bir simülasyon. öylesine kaptırmısım ki kendimi anlatamam. oyun yavaşlaştırılmış ve mücadele üst seviyede. topa verilen reaksiyonlar gayet mantıklı. bir tek kalecilerin reflekslerini beğendemedim. yani oyuna yansıtılan kaleci hareketleri beni pek memnun etmedi. o da olur artık. neyse ilk maç ilk heyecan derken 0-0 berabere bitti bizim maç. gerçek dünyaya döndüğümü maçın bitiş düdüğü ile anlayabildim. stadyum efektleri güzel. deplasman takımının attığı gollerden sonra taraftarlar büyük bir suskunluk içine giriyor. yine deplasman takımının kalecisi topu uzun süre ayağında bekletirse seyirciler ıslıklamaya başlıyor. bunun gibi birçok artı değer daha katılmıs yeni oyunda. kanatlardan bindirme yapan bekler çok iyi. hem rakibi bozmak için topu kesmek adına, hem de hücum için ileriye yardım adına müthiş bir katkı ve görsellik katıveriyor. oyuncuların fiziki görünüşleri çok daha insani. insan vucudundaki kıvrımlara özen gösterilmiş ve ışık düşen yerlerin gölgelik, parlaklık kontrastlarına dahi iyi bir çizim sergilenmiş. korner atışlarında korneri kullanacak oyuncu kütük gibi durmuyor. bizzat insan halleri sergiliyor. ileri geri sallanmalar vs... fakat bunu oyuncular üzerinde tek tip olarak aynı yapmıslar. sadece oyuncu fizikleri değişik lakin oyuncular hep aynı şekilde köşe gönderinde sallanıyor. burası es geçilmiş bir detay olsagerek.
şimdilik yüzeysel ve hiç düşünmeden aklıma gelen birkaç detay bunlardı.
zamanla oynayarak kavrıyoruz zaten. bakalım oynadıkca elimiz alışacak mı? yoksa mücadele hep ayni mi kalacak? göreceğiz efendim.