13285
karanlıktır gece, karanlıktır yolları zerdüşt’ün. gel, soğuk ve katı yoldaş! seni kendi elimle gömeceğim yere götüreyim.
zerdüşt bunu gönlüne dedikten sonra, cesedi sırtladı ve yola koyuldu. daha yüz adım gitmemişti ki, bir adam sokuldu yanına ve kulağına fısıldadı, – bakın hele! kuledeki soytarıydı bu konuşan. “git bu kentten, ey zerdüşt” diyordu, senden nefret eden pek çok burada. iyilerle doğrular senden nefret ediyorlar, seni düşman ve kendilerini hor gören biri sayıyorlar; hak dine inananlar senden nefret ediyorlar ve seni kalabalık için tehlike sayıyorlar.
talihin varmış ki, şu ölü köpekle arkadaşlık ettin; böylece alçalarak yakayı kurtardın bugün. ama git bu kentten, yoksa yarın üstünden atlarım, bir diri bir ölünün üstünden nasıl atlarsa."
(bkz: friedrich nietzsche)
zerdüşt bunu gönlüne dedikten sonra, cesedi sırtladı ve yola koyuldu. daha yüz adım gitmemişti ki, bir adam sokuldu yanına ve kulağına fısıldadı, – bakın hele! kuledeki soytarıydı bu konuşan. “git bu kentten, ey zerdüşt” diyordu, senden nefret eden pek çok burada. iyilerle doğrular senden nefret ediyorlar, seni düşman ve kendilerini hor gören biri sayıyorlar; hak dine inananlar senden nefret ediyorlar ve seni kalabalık için tehlike sayıyorlar.
talihin varmış ki, şu ölü köpekle arkadaşlık ettin; böylece alçalarak yakayı kurtardın bugün. ama git bu kentten, yoksa yarın üstünden atlarım, bir diri bir ölünün üstünden nasıl atlarsa."
(bkz: friedrich nietzsche)