• 1
    bundan 2 sene önce felipe melo için yapılan ve o dönem "ya fizik olarak bitik, kamplara da geç katılıyor, eski formunda değil, takımın da havasını bozuyor, federasyon cephe alıyor, antipatik oluyoruz" denilmişti ve yazın sessiz sedasız gittiğinde çoğunluk zamanında gittiği düşüncesindeydi. evet belki yerine daha iyi bir futbolcu alınsaydı öyle olabilirdi ama bilal kısa'larla, donk'larla ömrümüz çürüdü. biz melo'nun yanına genç dinamik bir isim aramak yerine selçuk'u tutup melo'nun yerine adam aradık.

    bugün de benzer şeyler 2 yıldır kötü olan takımın da etkisiyle kadrodaki en yüksek(!) maaş alan ve en kariyerli/kalbur üstü futbolcu olan ama 2 yıldır kötü kadronun da etkisiyle vasat performanslar gösteren sneijder'e yapılıyor.

    sneijder gibi bir akıl küpünün etrafında adam gibi kadrolar kurup, doğru düzgün teknik direktör seçimleri yapamayana dursun aydın özbek yönetimi 5. teknik direktörünün de başarısız olmasında sonra, hoca değiştirmenin kendisini kurtaramayacağını anlayınca takımın yıldız oyuncusu ve yabancı oyuncuların içinde olduğu bir grubu hedef almaya başladı. tamam sneijder'in de hataları vardır ama sen bu oyuncuları idare edemeyip takım içindeki sorunları çözemiyorsan, en büyük hata sendedir. bu kulübü yönetemiyorsun demektir.

    daha düne kadar tv.lerde sniejder aleyhine rakiplerimiz haberler yaptırırken bugün kendi kulübümüz bu haberleri yaptırıyor.

    yollayın... yollayın da rahatlayın anasını satayım! bruma'yı da, muslera'yı da yollayın, kulübün içini iyice boşaltın. selçuk inan'larla, semih kaya'larla, sabri'lerle doldurun takımı.

    hala dursun aydın özbek'in bir proje olduğunu ve galatasaray'ın küçülmesi ve maddi değerlerinin hiç edilmesi için geldiğinin farkına varmayın.

    kongre üyelerinin baskılarla susturulduğunu, ultraslan'ın niye ve nasıl sustuğunu unutun. tüm derdiniz sneijder olsun, bruma olsun...

    türk spor medyasının nasıl yönlendirildiğini ve bu ilişkilerin nasıl olduğunu burayı takip eden hemen herkes az çok biliyordur zaten, bu oyunlara gelmeyin.

    sneijder gibi oyuncular akıllarıyla oynar bu oyunu. tek pasıyla tek şutuyla sana maç kazandırır. bu sezon sneijder fenerbahçe'de olsaydı fenerbahçe şampiyon olurdu muhtemelen. işte sneijder gibi oyuncular 3. ile 1. arasındaki farkı belirler. kadromuzdaki muslera, bruma ve sneijder dışındaki her ismin alternatifini kolayca bulabiliriz, yapmamız gereken yanlarına bu kalitede oyuncular getirebilmek. sneijder'in etrafında iyi oyuncular varken yarattığı fark ortada. kötü sezonda 13 asist yapmış ki bir de takımdaki diğer oyuncuların hiç ettiği pasları var. son aklıma gelen fb derbisinde rodrigues'e verdiği pas. adam gibi forvet ve orta sahamız olsa takımı uçuracak olan adam bu. yokken ne kadar düz bir takım olduğumuzu bu sezon bile kaç kere gördük.

    illa ki kellesi alınacak oyuncular varsa onlar galatasaray formasını sırtından çıkarıp kulüp efsanesinin eline verdiği gün gönderilmesi gereken, yan pas yapmaktan başka numarası olmayan kişilerdir. onlar yıl boyu göbeğiyle takılıp 5-6 maç kala performansını arttıranlardır. yabancı sınırı bence 1 olmalı diyen, kendisini geliştirmeyen vasat tembel oyuncular olmalıdır.

    http://i.milliyet.com.tr/...ft226_mf4237798.Jpeg

    http://cdn-amk.sozcu.com.tr/...6/04/sdsabryryry.jpg

    http://kralspor.ensonhaber.com/.../11/kralspor4627.jpg

    -------bir hikaye var bilenler vardır...

    --- alıntı ---
    eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış.yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları. hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları.
    gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı. "herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan birisi. "evet" diye tasdik etmiş diğerleri.
    "nereye gideriz" diye düşünürlerken "bir dakika" diye bir ses duymuşlar gerilerden. herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa. sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan.
    "hayır" demiş, "hiçbir yere gitmiyoruz. siz bana bırakın, ben hallederim bu işi."
    inanmamış kimse ona ama "haydi bir şans verelim ne çıkar" diye düşünmüşler.
    topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına. öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini.
    topal aslan "saygıdeğer öküz efendiler" diye başlamış lafa:
    "bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz. bunların hepsi sarı öküzün suçu. verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!"
    boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. bir tek yaşlı benekli öküz "olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü.
    zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara. diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki! bütün sürünün selameti için bir öküz. gerekliymiş bu.
    gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış. huzur içinde geçer olmuş günleri. ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki? hele öküz etinin tadını aldıktan sonra."acıktık !" demişler
    topal aslan boz öküzün yanına giderek "selam !" diye girmiş söze:
    "gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim. büyük bir problemimiz var!.."
    "nedir?" demiş boz öküz merakla.
    "şu sizin uzun kuyruklu öküz" demiş topal aslan ve devam etmiş:
    "öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. o kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor. gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün."
    boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla. yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan. hepsi de "verelim gitsin" demişler...
    istişare daha da kısa sürmüş bu defa. dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden.
    saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara.
    tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler.
    öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler.
    aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış. artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış. "verin bize şu öküzü sonra karışmayız" derlermiş sadece.
    zavallı öküzlerin "hayır" diyebilecek güçleri kalmamış. hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona.
    "ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze. "biz" demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek, "sarı öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı!."

    --- alıntı ---

    sarı öküz'ü vermeyin!

    ekleme: bakın arkadaşlar sneijder dokunulmaz değildir. mevzu onun gitmesi de değildir. mevzu ihalenin ona yıkılmak istenmesi, sanki o gidince her şey düzelecekmiş hissiyatı yaratılmasıdır. sneijder takımdan ayrılabilir ama bu kadro yapılanması sebebiyle vs olur. 2 yıldır takımın kötü olmasının sebebi oymuş gibi davranarak olmaz.

    önce selçuk'u, sabri'yi, semih'i diğer çöpleri gönderin sonra gerekirse sneijder'i de gönderirsiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın