982
bir süredir aklımdaydı fikret orman hakkında yazmak, şimdi yazayım o zaman. zira akşam lyon maçı bittiğinde girersem entry'yi ve beşiktaş tur atlarsa beşiktaş sevici olarak yaftalanıyoruz. gerek yok kimseyle uğraşmaya.
kendisinin bir hükümet yalayıcısı ve kibirli bir insan olduğunu düşündüğümden kendisini sevmiyorum. ama başarılı bir başkan olarak buluyorum. ilk önce şöyle bir durumdan bahsedelim. fikret orman geldiği zaman beşiktaş ne haldeydi ve günümüzde ne hale geldi.
demirören dönemi;
-astronomik paraları haketmeyecek oyuncular için bonservis olarak verilmesi (örnek; tabata 8 milyon, ismail köybaşı 6 milyon euro)
-yine bu oyunculara bol keseden verilen maaşlar.
-yıldırım demirören'in kulübü ve delegeleri elinin altına almak maksadıyla milyonlarca euro para ile kulübü kendine borçlandırması.
-şike süreci sonrası 1 yıl mali durumdan, 1 yıl da şikeden olmak üzere toplamda 2 yıl avrupa kupalarından men edilmiş bir beşiktaş.
şimdi fikret orman ne yaptı. öncelikle feda dedi, biz de bununla epey bir dalga geçtik. takımın başına samet aybaba'yı getirdi, 500 bin euro'ya oğuzhan özyakup'u kadrosuna kattı. o sezon bitti denilen holosko'dan bile bir miktar katkı aldılar. aldıkları oyuncuların bonservisleri ve maaşları çok düşüktü, hedef de küçülterek mali anlamda muslukları kıstılar.
ertesi sezon takımın başına bilic getirildi, 2 sezon da takımın başında kaldı. bu dönemde beşiktaş oyuncuları gelişimlerini sürdürdüler, oğuzhan belli miktarda katkı vermeye başladı (daha sonra düşse de), olcay şahan gibi yetersiz tanımlanabilecek bir oyuncu takımın önemli bir silahı oldu. sosa takımın yıldızı konumundaydı. 2 sene şampiyon olamasa da her ağızdan söylenen beşiktaş'ın iyi futbol oynadığı ve şampiyonluğu hakeden takımlardan biri olduğuydu. bunun meyvelerini de zaten şu dönemde alıyorlar.
ardından şenol güneş hamlesi, bana kalırsa dengeleri değiştiren bu oldu. mali durumu düzeltmek ile beraber, ister hülle deyin, ister kara para aklama, demba ba, atınç ve ersan gülüm toplamda 26 milyon euro'ya satıldılar. doğruluğu yanlışlığı tartışılır, biz de yapalım o zaman bu işleri, neden yapmıyoruz diye sorarlar adama. hemen arkasından gelen lig şampiyonluğu ve şu anda avrupa'da önemli adaylardan biri avrupa ligi için.
marcelo gibi bir adam buldular savunmanın ortasına, neredeyse hiç parasına aldılar oynatıyorlar. quaresma desen keza öyle, yeni zam yapıldı sözleşmesine. caner erkin için 1 milyon euro olan satın alma opsiyonunu 750 bin euro'ya düşürmek için görüşmeler yaptı diye yaratık diye dalga geçildi bu sözlükte bu adamla ilgili. ama borçlardan böyle böyle kurtulunuyor işte. o 250 bin euro ile örneğin başka bir şubenin giderleri karşılanır, farklı yatırım yapılır, borç ödenir. eren derdiyok, serdar aziz ve tolga ciğerci gibi isimlere senelik 2 milyon euro ile sözleşme yaparak bu işler gitmez, gitmiyor.
kendisinin bir hükümet yalayıcısı ve kibirli bir insan olduğunu düşündüğümden kendisini sevmiyorum. ama başarılı bir başkan olarak buluyorum. ilk önce şöyle bir durumdan bahsedelim. fikret orman geldiği zaman beşiktaş ne haldeydi ve günümüzde ne hale geldi.
demirören dönemi;
-astronomik paraları haketmeyecek oyuncular için bonservis olarak verilmesi (örnek; tabata 8 milyon, ismail köybaşı 6 milyon euro)
-yine bu oyunculara bol keseden verilen maaşlar.
-yıldırım demirören'in kulübü ve delegeleri elinin altına almak maksadıyla milyonlarca euro para ile kulübü kendine borçlandırması.
-şike süreci sonrası 1 yıl mali durumdan, 1 yıl da şikeden olmak üzere toplamda 2 yıl avrupa kupalarından men edilmiş bir beşiktaş.
şimdi fikret orman ne yaptı. öncelikle feda dedi, biz de bununla epey bir dalga geçtik. takımın başına samet aybaba'yı getirdi, 500 bin euro'ya oğuzhan özyakup'u kadrosuna kattı. o sezon bitti denilen holosko'dan bile bir miktar katkı aldılar. aldıkları oyuncuların bonservisleri ve maaşları çok düşüktü, hedef de küçülterek mali anlamda muslukları kıstılar.
ertesi sezon takımın başına bilic getirildi, 2 sezon da takımın başında kaldı. bu dönemde beşiktaş oyuncuları gelişimlerini sürdürdüler, oğuzhan belli miktarda katkı vermeye başladı (daha sonra düşse de), olcay şahan gibi yetersiz tanımlanabilecek bir oyuncu takımın önemli bir silahı oldu. sosa takımın yıldızı konumundaydı. 2 sene şampiyon olamasa da her ağızdan söylenen beşiktaş'ın iyi futbol oynadığı ve şampiyonluğu hakeden takımlardan biri olduğuydu. bunun meyvelerini de zaten şu dönemde alıyorlar.
ardından şenol güneş hamlesi, bana kalırsa dengeleri değiştiren bu oldu. mali durumu düzeltmek ile beraber, ister hülle deyin, ister kara para aklama, demba ba, atınç ve ersan gülüm toplamda 26 milyon euro'ya satıldılar. doğruluğu yanlışlığı tartışılır, biz de yapalım o zaman bu işleri, neden yapmıyoruz diye sorarlar adama. hemen arkasından gelen lig şampiyonluğu ve şu anda avrupa'da önemli adaylardan biri avrupa ligi için.
marcelo gibi bir adam buldular savunmanın ortasına, neredeyse hiç parasına aldılar oynatıyorlar. quaresma desen keza öyle, yeni zam yapıldı sözleşmesine. caner erkin için 1 milyon euro olan satın alma opsiyonunu 750 bin euro'ya düşürmek için görüşmeler yaptı diye yaratık diye dalga geçildi bu sözlükte bu adamla ilgili. ama borçlardan böyle böyle kurtulunuyor işte. o 250 bin euro ile örneğin başka bir şubenin giderleri karşılanır, farklı yatırım yapılır, borç ödenir. eren derdiyok, serdar aziz ve tolga ciğerci gibi isimlere senelik 2 milyon euro ile sözleşme yaparak bu işler gitmez, gitmiyor.