• 8
    20 nisan 2017 tarihi itibariyle şu ana kadar en keyif aldığım maç marco fu-brecel maçı oldu. marco fu ta ebesinin nikahından geri gelip almıştı maçı. ebesinin nikahı hakikaten, 7-1 geriden gelip crucible'da oyun alabilmek büyük meziyetler gerektirir.

    son on yılın en şaşırtıcı snooker olaylarında liste yapsak, birinci sıraya stuart bingham'ın dünya şampiyonluğunu, ikinci sıraya da judd trump'ın bu sene ilk turda veda edişini koyabilirim. adeta bir marcel ilhan gibi ilk turda veda etti. çok enteresan bir adam judd. ronnie'yi andırıyor. yetenek olarak hiç bir eksiği yok kanımca. ama dünya şampiyonası için çok gecikti bence. ding'den beklenti birkaç dünya şampiyonluğu idi. ding olmadı şimdiye kadar. judd'dan da beklenti dünya şampiyonluğuydu, keza 22 yaşında final oynadığında ben 25 yaşında seriye bağlarım bu turnuvayı dedirtiyordu kendisine. hatta işte yeni ronnie o sullivan'ımız hazır diye bekliyorduk çoğu snooker takipçisi ve ronnie sever olarak. sonra bu judd ne yaptı? saçma sapan işler, formda zamanlarında bile dünya şampiyonasında rezaletler.

    judd, canım judd, tatlım judd... karşındaki rory mcleod be.
    karşında iki final kaybetmiş ali carter, eski dünya şampiyonu neil robertson veya dünyanın en yavaş eski şampiyonu ebdon falan yok ki.
    rory mcleod be.
    bir de formda zamanlarındasın.

    26 yaşında kazanmıştı ronnie ilk kez. öncesinde hatırladığım kadarıyla finali bile yoktu. haliyle 22 yaşında final oynayan judd, oyun tarzıyla birlikte acaba dedirtmişti.
    şu an judd, iyice kendi yeteneğine ihanet edenler sınıfına giriyor. orada da mark allen, stephen maguire falan var işte. ding de yakındır, girecek o sınıfa.

    vizelerime denk geldiği için turnuva zaten yarım yamalak izleyebiliyorum. şurada bile beni sinirlendin judd. soyadın batsın judd.
App Store'dan indirin Google Play'den alın