• 3
    8 nisan 2017 leipzig - leverkusen maçının 87. dakikası ve leipzig kaptanı ikinci sarıdan kırmızı kartı gördü. karta ufak bir itiraz etti ama hemen kendini toparlayıp hakemin elini sıktı ve efendice maçı terketti. bir tek arkadaşı hakeme saldırmadığı gibi hakemin yanına bile gitmedi. neden çünkü almanya'da da hakem hataları oluyor ama adı üstünde "hata" oluyor. bizdeki gibi kıyım olmuyor. yüzdeye vurduğunuzda da bizdekinin ancak onda biri kadar oluyor. başarı ve başarısızlığı da ölüm kalım meselesine çevirmiyor kimse.

    şimdi bizde olsa neler olurdu onu söyleyelim:

    -bütün futbolcular hakemin etrafını sarar hakeme fiili müdahalede bulunur şiddetli bir şekilde itiraz ederlerdi.

    -teknik direktör sahaya girer, uzaktan hakemi azarlar, bütün kulübe dördüncü hakeme saldırır ve hakemi fiili ve sözlü olarak taciz ederlerdi.

    -sonunda hakemin kişiliğini ezer, paçavraya çevirirlerdi. hakem kart göstermeye korkar, maçı hasarsız bitirebilmek için idare eder eyyamın zirvesine çıkardı.

    bütün bunları yazarken bile ülkem adına utanıyorum. ben utanıyorum ama bizimkiler utanmıyor. şenol güneş gibi 60 yaşını geçmiş bir adam, saha kenarında hakemi azarlıyor, futbolcuyu tokatlıyor ve rakip teknik direktöre hakaret ediyor. aziz yıldırım hakem odası basıyor, hakemlere ana avrat küfrediyor, tehdit ediyor, federasyondan tıs yok. peki niçin bütün bunlar. sözüm ona başarı için. böyle başarılarınız yerin dibine girsin.

    futbol sevgisini bu şekilde yok ediyorsunuz. çirkefliği normalleştiriyorsunuz. üç kuruş para, üç kuruşluk başarı kazanacağım diye bütün gençlerin ahlakını bozuyor toplumu ifsat ediyorsunuz.

    ondan sonra da dönüyorsunuz avrupaya, bunlar ırkçı, bunlar şöyle-böyle diyorsunuz.

    yazık be...
App Store'dan indirin Google Play'den alın