449
hakkında çıkan türkiye haberleri menecer işgüzarlığı neticesinde piyasa kontrolü gibi duran topçu.
eğer ki, dortmund'un kendisini kiralamak gibi bir düşüncesi varsa, ispanya ligi bunun için biçilmiş kaftan. aynı zamanda ispanya'nın baş altı takımlarından, yani real madrid, barcelona ve bir nebze atletico madrid hariç, teklifler olması da muhtemel. hatta garanti.
diyelim ki, türkiye diye tutturuldu. maddi ve olanaklar açısından en makul teklifler türkiye'den geldi.
dortmund açısından bakarsak, en makul takım, kendimizi kandırmayalım, başiktaş'tır. hem büyük ihtimalle şampiyonlar ligi'nde oynayacak olmaları hem de bir nebze oturmuş bir takıma ve oyun anlayışına sahip olmaları nedeniyle. ha keza, şenol güneş gibi bir adamdan haberdarlarsa, ki haberleri vardır, hocanın parlattığı oyuncuları da hesaba katarlar. bir değil, iki değil. burak yılmaz'dan tutun, gökhan töre'ye... gomez'den tutun, cenk tosun'a... yatırım yaptıkları bir oyuncuyu kiralayacakları takımın her şeyini bilmek istersiniz.
oyuncu açısından bakılırsa, durum belki tersine dönebilir. zannediyorum kendisi galatasaraylı olduğunu söylemişti. belki durum buradan kotarılabilir. ama fenerbahçe haberleri, şark kurnazlığından öte bir şey değil. fenerbahçe ile galatasaray bir elmanın iki yarısı gibi, şu an ki durumları da birbirinden farklı değil. ekonomik ve sportif olarak belki de iki kulüp de dipte. iki kulübün de oyuncu yetiştirmek, oyuncuya katma değer katmak gibi bir özelliği ve isteği yok. maddi olarak da, normal şartlar altında verebilecek paralarının olmaması lazım.
siz dortmund kulübü yöneticisi veya hocası olsanız, oldu ya, türkiye'den bir kulüp tercihi yapacak olsanız, oyuncunuzu hangi takıma göndermeyi düşünürdünüz?
prekaziperver galatasaray fırkası'nın bir üyesi olarak, bundan aylar önce, kanatlarda emor ile bruma'nın oynadığı bir galatasaray hayalim vardı. maçlarda kim daha çok çalım atıp oyunun anasını ağlatacak, icabında pas vermeyip kim kaleye kadar girebilecek yarışlarını izlemek istiyordum. kim daha çok artistik yapacak, hakeme en güzel hangisi diklenecek, kimin ayağı eline önce verilecek, yedikleri tekmelerden sonra hangisi daha önce yılacak ya da yılacak mı? maçın her an değişebilme, her an güzel bir hareket izleyebilme ihtimaline gönül kaptırmıştım. "kaç para ulan bir emor?" diye sözlük yazarlarına yazılı bir soru önergesi bile sunmuştum.
şimdi, hayaller bile eskisi gibi değil. galatasaray, eski galatasaray değil. içim çürümüş, kulübün düştüğü bataklıktan nasıl kurtulur derdiyle kafamız hayallere kapalı. gerçekler ağır ve her zamankinden daha mühim.
sen gelme tıfıl. galatasaray'a değil ha. türkiye'ye gelme. dortmund gibi sempatik bir takım bulmuşsun, biraz, çalış çabala. sendeki o yetenek varken, vitesi bir iki tık yukarı atsan, dünya futbolunun iflağını kesersin.
allah, aklını kullanma yetisi versin. her alanda.
eğer ki, dortmund'un kendisini kiralamak gibi bir düşüncesi varsa, ispanya ligi bunun için biçilmiş kaftan. aynı zamanda ispanya'nın baş altı takımlarından, yani real madrid, barcelona ve bir nebze atletico madrid hariç, teklifler olması da muhtemel. hatta garanti.
diyelim ki, türkiye diye tutturuldu. maddi ve olanaklar açısından en makul teklifler türkiye'den geldi.
dortmund açısından bakarsak, en makul takım, kendimizi kandırmayalım, başiktaş'tır. hem büyük ihtimalle şampiyonlar ligi'nde oynayacak olmaları hem de bir nebze oturmuş bir takıma ve oyun anlayışına sahip olmaları nedeniyle. ha keza, şenol güneş gibi bir adamdan haberdarlarsa, ki haberleri vardır, hocanın parlattığı oyuncuları da hesaba katarlar. bir değil, iki değil. burak yılmaz'dan tutun, gökhan töre'ye... gomez'den tutun, cenk tosun'a... yatırım yaptıkları bir oyuncuyu kiralayacakları takımın her şeyini bilmek istersiniz.
oyuncu açısından bakılırsa, durum belki tersine dönebilir. zannediyorum kendisi galatasaraylı olduğunu söylemişti. belki durum buradan kotarılabilir. ama fenerbahçe haberleri, şark kurnazlığından öte bir şey değil. fenerbahçe ile galatasaray bir elmanın iki yarısı gibi, şu an ki durumları da birbirinden farklı değil. ekonomik ve sportif olarak belki de iki kulüp de dipte. iki kulübün de oyuncu yetiştirmek, oyuncuya katma değer katmak gibi bir özelliği ve isteği yok. maddi olarak da, normal şartlar altında verebilecek paralarının olmaması lazım.
siz dortmund kulübü yöneticisi veya hocası olsanız, oldu ya, türkiye'den bir kulüp tercihi yapacak olsanız, oyuncunuzu hangi takıma göndermeyi düşünürdünüz?
prekaziperver galatasaray fırkası'nın bir üyesi olarak, bundan aylar önce, kanatlarda emor ile bruma'nın oynadığı bir galatasaray hayalim vardı. maçlarda kim daha çok çalım atıp oyunun anasını ağlatacak, icabında pas vermeyip kim kaleye kadar girebilecek yarışlarını izlemek istiyordum. kim daha çok artistik yapacak, hakeme en güzel hangisi diklenecek, kimin ayağı eline önce verilecek, yedikleri tekmelerden sonra hangisi daha önce yılacak ya da yılacak mı? maçın her an değişebilme, her an güzel bir hareket izleyebilme ihtimaline gönül kaptırmıştım. "kaç para ulan bir emor?" diye sözlük yazarlarına yazılı bir soru önergesi bile sunmuştum.
şimdi, hayaller bile eskisi gibi değil. galatasaray, eski galatasaray değil. içim çürümüş, kulübün düştüğü bataklıktan nasıl kurtulur derdiyle kafamız hayallere kapalı. gerçekler ağır ve her zamankinden daha mühim.
sen gelme tıfıl. galatasaray'a değil ha. türkiye'ye gelme. dortmund gibi sempatik bir takım bulmuşsun, biraz, çalış çabala. sendeki o yetenek varken, vitesi bir iki tık yukarı atsan, dünya futbolunun iflağını kesersin.
allah, aklını kullanma yetisi versin. her alanda.
